Nero tradutor Francês
386 parallel translation
- İ.Ö. 63'te, Nero'nun huzurunda.
En 63 av JC en présence de l'empereur Neron.
Nero'ya benzeme Ve vaktini harcama
Ne sois pas un zéro Ne perds pas ton temps
Nero'nun ölümünden beri politikayla hiç ilgilenmemiş biri olan benim... bir radikal olduğumu söyledi.
Elle dit que je suis un radical. Moi qui ne m'intéresse pas A la politique depuis la mort de Néron.
Nero'yu sıkıştıralım.
Ne lâche pas Nero.
Burası evdeki gibi olmaz, Nero.
Bienvenue à la maison, Néron.
Sanki, Nero ya da Caracalla, Sezar ya da Tiberius aniden ne hissettiklerini söyleyecek ve sen de onları anlayacaksın.
Si Néron, Caracalla, César ou Tibère se mettaient à parler, on les comprendrait aussitôt.
Belki Nero ya da Albert Schweitzer'ı.
Nehru, peut-être, ou Albert Schweitzer.
Eminim Nero bile bundan daha iyi çalar
Je suis sûr que même Néron joue mieux que ça!
Nero'yu ziyeret etmeyi mi planlıyorsun?
Vous ne comptez pas rendre visite à Néron?
Nero'yu kıramam.
Je ne peux décevoir Néron.
Hala köle olacaksın ama en azından Poppea'nın hizmetlisi olarak... Nero'nun evinde olarak hayat önceden olacabileceğinden daha rahat olacak.
Tu es toujours une esclave, mais au moins, dans le domaine de Néron, en tant que servante de Poppée, tu auras une vie plus agréable que ce qu'elle aurait pu être.
Sezar Nero ile seyircilerin karşısına çıkmayı talep ediyor.
Il sollicite une audience auprès de César Néron.
Sezar Nero, Roma imparatoru!
César Néron, empereur de Rome!
Nero! Nero'yu göreceğim!
Je vais rencontrer Néron!
Sezar Nero, ben...
- César Néron, je...
Ve Nero'nun hayırsever halinde olmasını umarak.
Et en espérant que Néron soit d'humeur complaisante.
- Kahraman mı?
Un nero?
Tıpkı Nero'nun Poppaea'ya yaptığı gibi.
- Comme Néron sur Poppée.
Ben Dr Nero, İntibak danışmanınız.
Je suis le Dr Nero, votre conseiller d'orientation.
Direksiyonda da "Kahraman Nero" Ray Lonnegan.
Conduit par Ray "Nero the Hero" Lonigan.
Kıtaötesi yarışı hiç bitiremedi ama bu sezon üç taşra yarışını kazandı, ayrıca yepyeni bir canavarı var. Bu da Nero'nun şakası olmadığını gösteriyor.
Il n'a jamais fini la course mais ses trois victoires régionales et son bolide flambant neuf montrent que Nero ne plaisante pas.
Peşinde Kahraman Nero var ve ondan kalanlarla idare etmeyi umuyor.
Il fonce vers l'ouest suivi par Nero qui espère ramasser les restes.
Benim mazlum Amerikalı'larım. Cani katil Nero'nun infazı, insanların Bay Başkan'ın yozlaşmış ve şeytani düzenine karşı halkın ilk darbesidir.
Chers concitoyens, l'exécution de l'assassin appelé Nero the Hero représente le premier coup porté par le peuple contre le régime corrompu de monsieur le Président.
Nero'yu öldürdüler.
Du piment? - Ils ont tué Nero.
Hükümet, Nero ile ilgili hiçbir şey söylenmesini istemiyor. Anlaşıldı mı?
le gouvernement préfère qu'on ne parle pas de Nero.
Nero'dan hemen sonra bize koruma vermeliydiniz.
On devrait avoir une escorte.
Bay Başkan, Nero ve Matilda'yı haklayanların Fransız'lar olduğunu söyledi.
C'est les Français qui ont tué Nero et Mathilda.
Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus sen, ailen ve arkadaşların, hepiniz hoşgeldiniz. Ailem ve arkadaşlarım adına teşekkür ederim, Valeria Messalina.
Je c-crois... que je suis... d-déjà am-moureux de toi.
Ama İmparator, Nero'dan hiç hoşlanmıyor.
Elle est indiquée à tout point de vue.
Nero adını aldı.
Elle croit que je n'en sais rien.
Nero, Octavia'yı çok seviyor.
Présente des excuses ou je te ferai p-punir.
Nero'yu evlat edinip, kızınızla evlendirerek kendi ölüm fermanınızı imzaladınız.
Te rends-tu compte du temps gagné? Bonne nuit.
Nero, İmparator olabilir, bunu halletiniz ama perde gerisinden karınız yönetecek, Livia'nın Tiberius üzerinden yönetmesi gibi.
Ta femme a obtenu de toi tout ce qu'elle voulait. Tout! Elle n'a plus besoin de toi.
Nero annesini öldürecek.
- Qu'en sais-tu?
Nero'nunkini de söylüyor.
- tout comme Livia avec Auguste. - Non.
Şimdi onu ilelebet yok edeceğim. Daha doğrusu Nero yok edecek.
Tu n'y comprendras rien, c'est écrit dans une langue archaïque.
Bak, vasiyetimi Nero lehine değiştirmeye karar verdim bunu neden yaptığımı tam olarak sana açıklamak istiyorum.
Personne ne doit savoir. C'est pour ça que je t'ai fait venir à cette heure, pour garder le secret.
Senin için hiçbir yer güvenli değil, Britanya'nın en ücra yeri dışında. Nero'nun eli oraya uzanamaz, çünkü orada seni ele verecek kimse yok.
C'est pour cela que je t'ai traité ainsi et que je t'ai toujours tenu à l'écart.
- Hayır, bunu yapmayacağım! Nero'dan korkmuyorum.
Je ne le ferai pas, ce n'est pas honorable.
Nero korkağın tekidir.
- Britannicus...
Bırak, erkeklik elbisemi giyeyim. Resmen erkek olursam, Nero ne yaparsa yapsın, üstesinden gelirim.
Moi, un Claudien, je me peindrais le visage en bleu et irais me cacher parmi les barbares?
Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus ailesi ve arkadaşları.
Pour te dire la vérité, j'étais terrorisée quand il m'a fait venir.
Nero, her bakımdan İmparatorluk servetine layık bir çocuk.
Le Sénat donnera son accord.
Nero'dan özür dile, Britannicus.
J'aimerais que tu cesses de l'appeler Lucius Demetrius.
Nero seni çok seviyor, biliyor musun?
Tu as remarqué comme ils s'entendent bien? Tout le monde me le dit, d'ailleurs.
Nero'yu resmen evlat edinmemi isteyeceğini düşünmüştüm.
La réponse est o-oui.
Kaderde yerime Nero'un geçmesi var, Britannicus'un değil.
Est-ce que tu te rends compte?
- Ama yerime Nero'nun geçmesi kaçınılmaz. - Neden? Tartışma!
Tout d'abord, peu importe qui ait pu être ton père, tu es à présent mon fils.
-... orada bekleyeceksin. - Lütfen... Nero deli.
Je vais bientôt autoriser des hommes de Caractacus à partir, tu iras avec eux et resteras à la cour de la reine Cartimandua.
# Nero onu öldürecek. - Ya Narcissus?
Pourquoi ris-tu?
- Agrippinilla onu öldürecek. # Sonra da Nero annesini öldürecek.
Je les ai encore bien eus.