Nete tradutor Francês
88 parallel translation
Birleştikten sonra, tohumlarımı nete salabilirim.
Tu laisseras nos empreintes dans le Net, tout comme les humains lèguent leurs gènes à leurs enfants.
İskele kıskaçları bırakılıyor, iskele babaları, nete.
Déverrouillage des crampons d'amarrage effectué.
Ama öğrencilerimizden biri nete girip, değişen vücudu hakkında bilgi almak isterse anatomik terimleri kullanması gerekiyor.
Si un élève voulait aller sur le net pour trouver des infos, - il doit utiliser les termes anatomiques.
Yavaş bir şekilde, topu nete gönderiyor.
Tranquille... Il met les balles dehors, dans le filet.
Anya ve ben nete dalarız...
On ira voir sur lnternet...
Nete gir ve son iki yılın garip olaylarını araştır.
Va chercher sur le Net. Deux ans devraient suffire. Les trucs bizarres.
Buradaki yetkili benim. Bir sürü adama nete bağlanma izni veriyorum.
C'est moi le chef ici, je laisse pas mal de potes se connecter.
Hey bebek. Nete girip, okulları araştırmak ister misin?
Chérie, on se fait un petit coup de Net pour regarder les poussettes?
- Nete bağlanmıyor bir türlü, Jörgen.
Je n'arrive pas à me connecter.
Neden nete bağlanamıyorum?
Pourquoi je n'y arrive pas?
Nete baktın mı?
Tu as regardé mon site web?
Sokak yarışçıları videolarını, yarışlarını nete yüklemeye meraklı.
Les pilotes mettent des vidéos de leurs courses sur Internet.
Nete yüklenenin hepsi bu ama daha fazlasının olabileceğini düşünüyorum.
C'est tout ce qu'il y a sur Internet, mais ça pourrait changer.
Az önce 12 milyon abone nete bağlandı.
On vient d'atteindre les 12 millions de connectés.
Bu yüzden, nete girin ve fiyatınızı verin. Teşekkürler.
Visitez notre site et déposez une offre.
Grup demomuzu nete koydu.
Mon groupe a mis une démo sur myspace.
Sen de nete girince, burada ölenlerin ve garip kazaların kayıtlarına bak.
Des avis de décès, des accidents bizarres...
Nete girmeyi bıraktım. Net elimizdekileri alıyor.
J'ai arrêté ces contacts online, ce n'était plus contrôlable.
Judy, manşeti nete aktarman için dört saatin var tamam mı?
All right, Judy, give it 4 hours as top story on the Net, I guess.
Bende nete girip sana bunu aldim.
Alors, je vous ai pris ça.
Mike'a böbürlendin, Mike nete girdi, ve onu senden aldı?
Vous vous vantez auprès de Mike, Mike va sur le net, et vous la prend?
Nete'i bu işten kurtarmak için bunu nasıl kullanabilirim?
Comment m'en servir pour tirer Nate d'affaire? Qu'est-ce que je fais?
Ve kendimi otelin lobisine attım ve iş için nete girdim.
Je suis allé dans le hall de l'hôtel, et je me suis connecté sur Internet.
Biz okula uğradıktan sonra nete girmiş olmalı.
Elle est clairement allée la voir après notre visite d'hier.
Bir manyak gibi nete düşüyorsun. Oradan rakibin açılarını kesemezsin.
Tu cours comme un dératé.
Oyun yaptığınızda. Ve nete bir şeyler koyduğunuzda.
Quand vous créez des jeux, vous mettez des choses en ligne.
Başarısız olması için tek görebildiğim ihtimal oyunu indiren ilk 1,000 kişinin oyun kaydetme hatası alması ve nete gidip, oyuna bok atması olur.
La seule façon dont le jeu puisse échouer est si les 1000 premières personnes qui téléchargent le jeu rencontrent le bug d'erreur de sauvegarde et se rendent sur Internet pour parler contre le jeu.
[ Nete gir!
[ Connecte-toi!
Ve birbirimizden nefret ediyorduk ancak nete girerek tüm önyargılardan sıyrıldık ve aslında birbirimize ne kadar uygun olduğumuzu keşfettik.
Et on se détestait. En se connectant et en se défaisant de nos préjugés, on s'est aperçus qu'on était très compatibles.
E-mail alıyorlar ve nete giriyorlar.
Ils lisent leurs mails, vont sur Internet...
Casey'e şunları nete koymamasını söyle artık.
Dis à Casey d'enlever ce truc.
- Evet, şirin nete koydum bile.
J'ai arrosé Interschtroumpf.
- Merhaba Nete.
- Bonjour, Nete.
- Nete geldi.
Nete me fait entrer.
Carl nete girdiği zaman hep kontrol etmek zorundasın.
On doit toujours surveiller Carl quand il est sur le net
- Nete'yi bir yokla.
J'aimerais que tu ailles sonder Nete.
- Nete, sır tutabilirsin değil mi?
Nete, je peux te faire confiance?
" Every Teardrop Is a Waterfall. - Oturmaz mısın Nete?
"Every Teardrop Is A Waterfall."
Çantamı gördün mü? - Odaya bak.
Nete, tu n'as pas vu mon sac?
- Evet, sağ ol Nete.
Merci, Nete.
Aslında egzotik bir tecrübedir ama seninle aynı fikirdeyim, Nete.
Je suis d'accord avec toi, Nete, et ça me fait tout bizarre.
Bunlar Katrine Fonsmark ve Nete Buch.
Voici Katrine Fonsmark et Nete Buch.
- Ona hayır demek zorundayız, Nete.
Elle ne convient pas, Nete.
Nete, seninle konuşmak istiyoruz.
Nete, on a besoin de te parler.
Stüdyomuza dört siyasetçi davet ettik. Yeni Demokratlar'ın taze entegrasyon sözcüsü Nete Buch.
Nous avons invité 4 politiques, dont la porte-parole pour l'intégration des Nouveaux Démocrates, Nete Buch.
Nete idare eder.
Nete va s'en sortir.
Hep siyasi doğruculuk taslayan Orta Yol bile akıllandı ama Nete Buch'a bakınca görüyorum ki çaylak bir kız gelmiş, saftoriklerin iyimser sloganlarını benimsemiş herkesi buraya buyur ediyor.
Même les centristes ont compris ça. Mais voici Nete Buch, la petite nouvelle, avec des idées fortes comme des slogans d'ado : " Bienvenue à tous.
Öncelikle Nete'yi kutlamak istiyorum. Dün ekranda çok başarılı bir iş çıkardı.
J'aimerais d'abord féliciter Nete pour sa performance d'hier soir.
Nete bağlanamıyorum.
Oh, oui.
- Merhaba Nete.
Salut, Nete!
Kayıtları hemen verseniz iyi olur,.. Nete, Sosyal Yardım Bakanlığı'yla görüşüyor.
Donnez-les-nous ou on les exigera du ministre en séance.