Newton tradutor Francês
1,026 parallel translation
Newton İstasyonu'ndan sonra olabildiğince çok insanı canlı geri götürmem gerekiyor.
Ma seule responsabilité après la Gare de Newton, c'est de ramener vivants le plus grand nombre de ces hommes.
Newton İstasyonu'nu havaya uçurunca, Baton Rouge'a doğru ilerleyeceğiz.
Détruire Gare de Newton, puis cap directement vers Bâton Rouge.
Belki de Newton İstasyonu.'nu havaya uçurup Baton Rouge'a gitme konusundaki şansımızı onlara sormak isteyebilirsiniz.
Nous devons vous interrompre. Peut-être que vous devriez leur demander... ce à quoi ils estiment vos chances... de détruire la gare de Newton... et de vous rendre jusqu'à Baton Rouge.
Newton İstasyonu'ndan geliyorsunuz, değil mi?
Très bien, Monsieur. Etes-vous venus par la gare de Newton?
Newton İstasyonu'nda yaptıklarımdan dolayı özür dilemeliyim.
Je suis désolé pour ce qui s'est produit à la gare.
Newton İstasyonu'nu yıktık.
Maintenant, nous avons détruit la gare de Newton.
Newton'da telgraf direklerinden birini baltayla indiriyordum.
Pendant que j'abattais un de ces poteaux télégraphiques... là-bas, à la gare de Newton.
Bu kesinlikle Newton İstasyonu'na saldıran birlik.
C'est évidemment la colonne qui a pillé Newton.
Einstein saç kestirmezdi, da Vinci boya hastasıydı, Newton...
Einstein détestait les coiffeurs, de Vinci aimait peindre et Newton...
Senyor, şu sıfır, artı ve eksi bir, Arşimed ve Newton'a tanrılara denk bir güç vermiştir.
Ces chiffres morts ont pourtant donné à Archimède et Newton une puissance égale à celle des dieux.
- Siz Orvil Newton'sunuz değil mi? - Bu doğru.
Vous êtes Orvil Newton?
Maymun anahtarınız Bay Newton.
Votre clé à molette, M. Newton.
Üzgünüm Newton, fakat Lord Rawnsley çok inatçı.
Désolé, Newton, Lord Rawnsley est inébranlable.
"Orvil Newton'u yarışmaktan alıkoyan... " bazı teknik zorlukların ortadan kalktığını öğrenmekten... " mutluluk duyacaksınız.
L'incident technique dont fut victime M. Newton, est réglé.
Richard Mays... Orvil Newton Calais'den kalkış... 8 : 50.
Richard Mays... part de Calais à... 8 h 15.
Orvil Newton, Richard Mays.
Suivi de Orvil Newton et de Richard Mays.
Sonra Noots'dan Nat Newton girdi.
Le suivant est Nat Newton de Notts.
Üç numara, Notts'tan Natt Newton olmalı.
Le numéro trois, Natt Newton de Notts.
- Newton'da.
- A Newton.
390 beygir. 680 Newton metre torku var.
390 chevaux, 680 Nm de couple.
Isaac Newton ve Leibnitz.
Isaac Newton et Leibnitz.
Unutulmasına rağmen, zamanın akışını tanımlayan en iyi kelime Newton'un diyafram hızında bulduğu bir isim.
et le mot qui a été oublié mais est vraiment le meilleur mot pour ce flux du temps que newton a arrêté comme un obturateur...
Newton buna'fluxions-akışlar'dedi.
Newton l'a appelé des "fluxions".
Newton'un da doğduğu 1642 yılının bu noel gününde genel durum buydu.
C ´ était l'état de la question quand newton est né en 1642, un jour de Noël.
Newton 1642'de annesinin Woolsthorpe'daki evinde doğduğunda,... babası birkaç ay öncesinde hayatını kaybetmişti.
Quand newton était né dans la maison de sa mère dans le Woolsthorpe en 1642, son père était mort quelques mois plus tôt.
Newton'ın bakımını büyükannesi üstlendi.
Newton a été laissé aux soins d'une grand-mère.
Newton'un Cambridge'den mezun olmasından sonraki 1665-1666 yılları,... vebanın kol gezdiği yıllardı,... üniversitenin kapalı olduğu bu dönemi evinde geçirdi.
Les deux années après que Newton ait reçu un diplôme à Cambridge, 1665 et 1666, étaient des années de peste, et il a passé le temps où l'université était fermée à la maison.
Günümüzde Kalkulüs dediğimiz, Newton'un "fluksiyon" diye tanımladığı kavramı keşfetti.
Il a inventé ce que nous appelons maintenant le calcul, que Newton a appelé des "fluxions".
Newton fluksiyonları gizli aracı olarak tuttu.
Newton a gardé les fluxions en tant que son outil secret.
Bu süreçte Newton, evrensel yerçekimini de ortaya koyarak,... ayın dünya çevresindeki hareketini hesaplayarak,... yöntemini test etmiş de oldu.
Ici Newton a également conçu l'idée de la gravitation universelle, et immédiatement l ´ a testé en calculant le mouvement de la lune autour de la terre.
Ancak Newton olsaydınız bunu yayınlamazdınız.
Mais si vous êtes Newton, vous ne le publierais pas.
Newton 1667'de Cambridge'e döndüğünde,... kendisini yetiştiren Trinity Üniversitesi'ne gitti.
Quand il est allé de nouveau à Cambridge en 1667, Newton a été fait Fellow de son université, Trinity.
İki yıl sonrasında, profesörü yerini ona bırakmak için istifa etti.
Deux ans après, son professeur a démissionné de sa chaire en faveur de Newton.
Newton ilk makalesini optik konusunda yazdı.
Newton a édité son premier travail en optique.
Fakat evinde değil, geri döndüğü Cambridge'in Trinity Üniversitesi'nde,... veba yılının kısa bir aralığında yazdı.
Mais pas dans sa maison. Newton était revenu ici, à l'université de Trinity, à Cambridge, pour un court intervalle, durant la peste.
Teleskop dönemin denizcilik ürünlerindendi,... nitekim Newton kendi teleskobu için mercek yaparken beyaz ışıktaki renk sorununu ilk elden fark etmişti.
Le télescope était un problème aigu de l ´ époque, et, en effet, Newton s ´ est rendu d'abord compte du problème de la couleur dans la lumière blanche quand il rectifiait ses lentilles de son propre télescope.
1666'da, bu noktada Newton ; ... merceğin uç sınırlarını, bir prizma aracılığı ile bakarak ele almaya başlamıştı.
En 1666, Newton a commencé ici à penser sur ce qui causait les franges au bord d'un objectif, et l ´ a regardé par un prisme.
Açıklamadığı tek nokta, Newton'un işaret ettiği gibi,... gün ışığı içeri girdiği anda prizmadan da parıltıyla geçerken,... şu gerçekleşiyordu :
La seule chose qui n ´ est pas expliquée, Newton l ´ a précisé, au moment où il a laissé la lumière du soleil passé par une fente de son prisme, était ceci :
Ancak Newton gibi bir dehanın bu aşikar durumu kafa yorarak çözmesi gerekiyordu.
mais un esprit puissant comme Newton s ´ est casser la tête pour expliquer l'évident.
Newton bu aşikar durumu, ışığın dönüştürülmemiş olmasına bağlıyordu.
et Newton a dit que l'évident est que la lumière n'est pas modifiée.
Robert Hooke gibi birçok fizikçi onunla aynı fikirdeydi,... fakat sonuçta Newton, tüm bu tartışmalardan yorularak,... Hooke başta olmak üzere, artık bu tartışmayı kimseyle yapmak istemiyordu.
Robert Hooke a discuté avec lui, tous les types de physicien ont discuté avec lui, jusqu'à ce que Newton soit si ennuyé avec tous les arguments, qu ´ à partir de ce moment dorénavant il a vraiment refusé d'avoir quelque chose à débattre avec quiconque. et certainement avec les débateurs comme Hooke.
1666 yılında, Newton'un kendi ifadesiyle...
Par les propres mots de Newton, en l'année 1666...
Newton buna'Kritik Deney'demişti.
Newton a appelé ceci l'expérience critique.
Bu mektup Kraliyet Topluluğu'nun onu üyeliğe seçmesinden sonra 1672'de kuruma hitaben yazılmış.
Cette lettre a été écrit à la société royale peu de temps après que Newton ait été élu Fellow en 1672.
Newton : "Bir doğabilimci olarak renklerin biliminin matematiksel hale dönüşmesini beklemiyordum. Ve artık optiğin herhangi bir dalı kadar kesin yargılara varabiliyorum"
"Le monde de la nature est effrayé de voir que la science de ces couleurs devienne mathématique mais j ´ ose affirmé qu ´ elle est certainement comme n'importe quelle autre partie de l ´ optique"
Newton, üniversitede olduğu kadar Londra çapında da ünleniyor ve bir renk anlayışını,... tacirlerin ipek ve baharatları başkente getirmesi ya da prizmanın ışığı yayması gibi, bütün şehire yayıyordu.
Newton avait commencé à avoir une réputation, à Londres aussi bien qu'à l'université, et un sens la couleur semble l ´ écarter de ce monde métropolitain, comme si le spectre a dispersé sa lumière à travers les soies et les épices que les négociants apportaient à la capitale.
Bunun sonucu olarak Newton'un Londra bilimcilerine yazdığı mektuplar atışmalarla doluydu.
Les résultats que newton a décrits dans ses lettres aux scientifiques de Londres avaient circulés.
Böylece 1676 sonrasında,... Gottfried Wilhelm Leibnitz ile, onun'kalkulüs', Newton'un ise,...'fluksiyon'dediği matematik keşfi üzerine uzun ve sert bir atışma başlamış oldu.
C ´ est de cela qu ´ avait commencé, après 1676, un long et amer conflit avec Gottfried Wilhelm Leibnitz, au sujet de l'invention mathématique que Leibnitz a appelé le calcul et Newton a appelé des fluxions.
Newton, Leibnitz gibi güçlü bir matematikçinin,... kendi başına keşif yapabileceğine inanmıyordu.
Newton n ´ a jamais voulu croire que Leibnitz, un important mathématicien, l'avait conçu indépendamment.
Newton bilimden tamamen uzaklaşarak Trinity Üniversitesi'ndeki kürsüsüne dönmeyi düşündü.
Newton pensait se retirer completement de la science, dans son cloître à Trinity.
- Uh, Newton bir kaç kelime edelim mi? - Neden, elbette.
Je peux vous parler?