Neymiş bu tradutor Francês
737 parallel translation
- İyi ama neymiş bu? - Ona bir ilaç önereceğim. Ben yani evet, bir yakınımdan öğrenmiştim bunu.
- Il y a une dans le... quand un parent...
Neymiş bu kadar komik olan?
Tu trouves ça drôle?
- Neymiş bu?
- Ça représente quoi?
Neymiş bu okulun adı peki?
Comment s'appelle ton école?
- Neymiş bu kanıt? - Bilmiyorum... henüz.
- Qu'est-ce que c'était?
Neymiş bu bakalım?
Qu'est-ce que c'est?
Neymiş bu kadar komik olan?
Pourquoi tu rigoles?
- Neymiş bu sebepler? - Kes sesini.
- Quelles sont les motivations?
- Neymiş bu ufak tefek şeyler? - Davidson gelmek üzeredir.
Davidson ne va pas tarder.
- Neymiş bu?
- Quoi?
Neymiş bu küçük sorun?
Quel problème?
Görelim bakalım neymiş bu gösteri!
Voyons voir ça.
Ee neymiş bu esrarengiz durum?
Pourquoi tout ce mystère?
Neymiş bu kanunlar?
Lesquelles?
Bakalım neymiş bu.
Voyons voir ce que c'est, voyons...
Neymiş bu ortaya çıkarmak istediğin gerçek?
Quelle est cette vérité que tu veux découvrir?
Neymiş bu kadar komik olan?
Pourquoi tu ris?
Neymiş bu "oldukça farklı bir yol"?
- Qu'entendez vous par là?
Neymiş bu sistem ortak?
Explique ton plan, associé.
- Neymiş bu kadar büyüttüğümüz?
- Quel est le problème?
Peki. Şimdi söyle, neymiş bu?
Explique-nous ce que c'est.
Neymiş bu Dachau?
Et c'est quoi, Dachau?
- Neymiş bu üç şey?
- Lesquelles?
- Neymiş bu?
- Laquelle?
Neymiş bu kadar önemli olan?
- Qu'y a-t-il? J'y étais presque.
Bu adam sorgulama neymiş görecek. Adalet abidesi, kanunların Kazanova'sı... baronun baronu onu sorgulayacak.
Il subira l'assaut impitoyable du Bulldozer de la justice, du Casanova du tribunal, du Ténor du barreau.
Bu da neymiş böyle!
Qu'est-ce que c'est?
- Bu ne sululuk böyle! - Neymiş o?
Il ne manque pas de toupet
Bu Doris Tinsdale'in olayla ilgisi neymiş?
Qu'a-t-elle à voir dans l'affaire?
İğrençlik bu. Neymiş iğrenç olan?
- Je trouve ça écoeurant.
- Peki sence, neymiş bu gerçekler?
C'est-à-dire?
Bu da Saito'nun teorisini boşa çıkarıyor. Neymiş o teori?
Alors, M. Saito se trompe.
- Peki, neymiş bu?
Qu'est-ce que c'est?
Bak, Bobby. Bu neymiş bir tahmin et bakalım?
On va voir si tu arrives à trouver celui-là, Bobby.
Seni bu kadar popüler yapan neymiş?
- Ici. Tu parles d'un succès.
Bu kadar konuşacak kadar önemli şey de neymiş?
De quoi vous avez parlé?
Şimdi bu işteki bit yeniği neymiş bakalım?
Qu'est-ce qui est bizarre?
- Neymiş onu bu kadar iyi yapan?
- On se demande pourquoi?
Bu neymiş böyle?
C'est quoi ça?
Yer çok uzak, kar içindeki bu ev de neymiş.
" C'est trop loin.
- Onu bu kadar meraka iten şey neymiş ki?
Qu'est-ce qui éveille la curiosité de ce misérable scribe?
- Neymiş bu.
- À quel propos?
- İnsanı ürperten de bu ya. - Neymiş o?
- C'est ça qui flanque la trouille.
Bu müfettişin adı neymiş?
Comment l'inspecteur a-t-il dit qu'il s'appelait?
Bu ninniyle yasa yapmak, idari kararlar almak ya da vergileri hafifletmek hoş göründü gözüme. Neymiş köylünün biri inek sahibi olacakmış.
Durant cette accalmie, j'ai découvert comme il est bon... de promulguer une loi ou de rendre un impôt plus juste... ou de juger à quel paysan accorder une vache.
Bu kadar acil olan iş neymiş?
Alors, qu'aviez-vous d'urgent à dire qui ne pouvait attendre?
Senin düsturun bu olmuştur zaten. Öz oğlunu ölüme yolladın. Neymiş efendim?
Vous avez même envoyé votre fils à la boucherie pour montrer que vous donniez au pays, canons...
Sabaha kadar bekleyemeyecek bu önemli şey de neymiş?
Ça ne peut pas attendre demain matin?
Bu da neymiş?
Et qu'est-ce que c'est que ça?
Bu sefer neymiş?
C'était pour quoi, cette fois?
Düşününce, en iyisi bu zaten. - Neymiş o?
De toutes façons, c'est la meilleure solution!