Normal tradutor Francês
31,915 parallel translation
İlk kez jakuziye giriyorum. İçinde çırpınan fare dahil mi?
c'est mon premier jacuzzi... c'est normal qu'il y ait un rat qui flotte dedans?
Rajesh, birinden ayrıldıktan sonra kuşkularının olması oldukça normal bir durum.
Rajesh, c'est tout à fait normal d'avoir des doutes après avoir rompu avec quelqu'un.
Asıl normal olmayan ne biliyor musun?
Oui, tu sais ce qui n'est pas normal?
Senin normal olman gerekiyordu, Waverly.
Tu es censée être normale, Waverly.
Bu delice değil Elliot. Oldukça normal.
Ça n'a rien de fou, Elliot, c'est normal.
Başta her şey normaldi.
Un instant, tout était normal.
Beni normal bir hayat yaşarken görmeleri gerekiyor.
J'ai besoin qu'ils me voient vivre une vie normale
Sana normal olup olmadığını soruyorum ama asla cevap veremezsin.
Je te demanderai bien si tu es normal, mais tu ne réponds jamais.
Normal mi?
Normal?
Benim bir normalim yok.
Je n'ai rien de normal.
Sonja normal biri değil.
Sonja n'est pas n'importe qui.
Gayet normal duruyordu.
Elle semblait normal.
Normalde bu lafı sana yedirirdim ama kadını kovalamam lazım o yüzden....
En temps normal, j'aurais fait les choses dans ton sens, mais je dois aller la rattraper donc...
Ben normal Andy'yi seviyorum.
J'aime le Andy normal.
- Merak etme, normal göstereceğim.
T'inquiète pas, je vais le rendre normal.
Normal olsaydınız buna eş değer hediye hangisi olurdu?
Et ben, quel est le cadeau équivalant si vous étiez des gens normaux?
Küçük bir merak, İşte çalışırken anti depresan kullanmaya başladın.
Normal que vous preniez des anxiolytiques au travail. Beaucoup de gens en prennent.
Normal köpekten daha güçlü akıllı ve hızlı olması amaçlandı.
Supposé être plus fort, intelligent et rapide qu'un chien normal.
Baskının kalkmasından kaynaklı normal bir ağrı. Bacağını dışarı kaydır.
C'est la douleur normale associée au relâchement de la pression.
Bu hiç normal değil.
C'est juste que ce n'est pas normal.
Benim tek istediğim normal olmak.
J'ai toujours voulu être normale.
O halde onlara normal insanlar gibi içeceklerini 7-11 arası almalarını söyle.
Dis-leur d'acheter leur jus au 7 / 11 comme tout le monde!
Doğru. Devasa iPad'imi ve küçük iPad'imi en az normal boyuttaki iPad'im kadar çok seviyorum.
J'aime mon ipad géant et mon ipad mini ainsi que mon ipad normal.
Gergin olmanda sorun yok.
C'est normal d'être nerveux.
Bay Brewer'daki akyuvarlar da normal.
Les globules blancs de M. Brewer sont parfaitement normaux.
- Hiç normal değil.
Ce n'est pas normal.
Gayet normal.
C'est normal.
" Motorlu araçlar hiç normal değil.
" Des voitures motorisées ne sont pas normales.
Her şey gayet normal görünüyor.
Et bien, tout semble normal ici.
Bu sandalyenin ıslak olması normal mi?
Est-ce que cette chaise est censée être mouillée?
Normaldir, olur öyle.
C'est normal, ça arrive.
Kim bu felaket, rutubetli bodrum katında suçlayabilir ki?
C'est normal dans ce sous sol humide.
"Normal" demeye çalıştım.
Oh, je pense que je voulais juste dire normale.
Önemli mi bu senin için? İlişkini normal olarak tanımlamak?
C'est important pour toi, d'avoir une relation décrite comme normale?
Ben White Pine Bay'e ilk taşındığımda normal iş piyasası pek yoktu. Ama bir ana endüstri vardı : Esrar.
Quand je suis arrivé à White Pine Bay, il n'y avait pas beaucoup de jobs classiques mais il y avait une industrie principale, la marijuana.
Burası çok huzur verici Norman.
C'est très apaisant ici, Normal.
Ama diğer kişiyle konuşuyor olsaydın, konuşmuyorsun gerçi ama sana şunu söylerdim, söylemiyorum ama ilk seferinde böyle şeyler gayet normaldir.
Mais si vous parliez à cette autre personne, ce que vous ne faites pas, je vous dirais, ce que je ne fais pas, que ce qui est arrivé est tout à fait normal pour les débutants.
Sonraki gün anne ve çocuk tamamen normal bir şekilde uyandı.
Le jour d'après, ils se sont réveillés. Ils allaient parfaitement bien.
Eninde sonunda da normale döneceksin.
Et au bout d'un moment, la vie reprendra son cours normal.
Bundan sonra normal bir şey olamaz.
Il y a plus rien de normal après ça.
Şuna bir bak cüzdanımı boşaltıyor, böbürlenmiyor bile.
Regarde, Je lui fourre mon argent devant elle et elle ne réagit même pas. Ce n'est pas normal.
Normal kahve ve Dolores'in masasında bulduğum birkaç ilacın karışımı.
C'est un mix de café et de cachets que j'ai trouvés sur le bureau de Dolores.
Camille'in hayatındaki herkes normal çıktı.
Tous ceux avec qui elle était en contact ont été examinés.
Ve onun sandalyeden kalktığını ve çalışmaya döndüğünü duydum. Kıyafetlerimi giydim ve banyoya girdim. Suyu açtım, normal olmaya çalışıyorum.
Et je l'entends, hum, euh, se lever de sa chaise et retourner travailler, donc je m'habille et - - et je vais à la salle de bain, je fais couler de l'eau, tu vois, j'essaye juste d'être normale,
Normal, sesli, ayak sesi, sesli, sesli. Alt kata indim.
j'essaye d'être normale, de faire du bruit, n'importe quoi, et tout, ahh ahh.
Neden herkes bunu normal bir yetişkinliğe geçiş süreci gibi görüyor?
Pourquoi vous faites comme si c'était un rite de passage?
Bu normal değil.
Ce n'est pas normal.
- Nasıl bir kişi?
- De quel genre? - Quelqu'un de normal.
- Ofisi ve defteri olan normal biri.
Dans un bureau qui peut faire des prescriptions.
- Çünkü o artık tamamen normal oldu.
- Il est normal, maintenant.
Ne demek.
- Normal.
normalde 71
normal mi 38
normaldir 23
normal değil 24
normal davran 19
norma 106
norman 553
normandy 17
normandiya 40
normal mi 38
normaldir 23
normal değil 24
normal davran 19
norma 106
norman 553
normandy 17
normandiya 40