Notes tradutor Francês
6,006 parallel translation
- Videoları ve notları elimizde.
Ces vidéos, et ses notes c'est tout ce que nous avons.
Macey sınıfındaki en yüksek notlara sahip.
Macey a les meilleures notes de sa classe.
Hemşirelik yapmış olan bir kadın çoğu gününü hemşire odasında notlar alarak geçiriyordu.
Une patiente, ex-infirmière, passait son temps à l'infirmerie, à prendre des notes.
- Ve iyi yanı ; çocuklar artık ödevlerine bakıp, dipnotlar ekleyebilir. - Ve bilgisayarlarına yollayabilirler.
- Et la chose cool est, maintenant les enfants peuvent lire leurs affectations, ajouter des notes dans la marges, et les exporter vers leurs ordinateurs.
Notlarımı kontrol ederim.
Je pourrais vérifier avec mes notes.
Görüşmeler, notlar, zaman çizelgesi nerede?
Où sont les entretiens, les notes, les rendez-vous?
Notlarım rezalet.
Mes notes sont à chier.
Hatıraların.
Tes notes.
- Tamam. - Yeniden müzik çalmana seviniyorum ama grupta olmak bir daha notlarını veya kararlarını etkilerse işin biter.
Je suis vraiment contente que tu rejoues de la musique mais si être dans ce groupe affecte tes notes ou ton jugement, c'est fini.
Belgeleri bulabilmek için elimden geleni yapacağım ve kredini alacağım ama...
Je vais faire tout ce que je peux pour trouver tes relevés de notes, et obtenir tes crédits, mais...
Sen kapıma sevgi notları bırakırken Jeb de sığırlarımı damgalamakla meşgulmüş.
Voyez, Jeb vient de marquer mes veaux alors que vous accrochiez des notes d'amour pour moi Sous le porche!
Sabah ilk iş Mark'la buluş, notlarını ona ver.
Rencontre Mark et prend des notes.
Ev yapımı özel bira ve ayrıca arpayı ve hindistan cevizini yapmam bir haftamı aldı.
C'est une bière faite maison avec des notes d'orges et de coco qui m'a pris une semaine à faire.
Bunu not al.
Prend des notes.
Ben yazacağım.
J'écrirais les notes.
O zaman bir şeyi anlamama izin ver. Not alıyorsun diye her şey mübah mı?
Si je comprends bien... c'est acceptable parce que vous prenez des notes?
Bize dipnotlarda yer vermiş.
Il nous crédite dans les notes de bas de pages.
Anladım yani notepad gibi bir şey yani?
Ok, donc c'est juste une sorte de bloc-notes? - Exactement!
Macey sınıfındaki en yüksek nota sahip.
Macey a les meilleures notes dans sa classe.
- Sania not alsana.
- Sania, tu notes!
Notlarında Caleb Richards'ın muhtemelen kalp krizinden dolayı yüksek... -... kalp enzim seviyesi olduğunu gördüm.
J'ai vu dans tes notes que Caleb Richards avait un taux élevé d'enzymes cardiaque, probablement du à son infarctus.
Anna'nın çantasını getirdik. Defterini de koydum.
On vous rapporte le cartable d'Anna, avec son carnet de notes.
Sana astronomi notlarımı vermeyi teklif edecektim sadece çünkü son derslere girmiştim.
J'allais juste te proposer mes notes d'astronomie parce que moi je suis allée en cours dernièrement.
İçtiğin zamanlardı diye düşündüm. Zira notların gerçekten dağınık.
Vous deviez encore vous droguer, vos notes étaient confuses.
Kendi orijinal notlarıma bakıyorum çoğunlukla da kendi dosyasına.
J'ai lu mes notes, et leurs dossiers.
Notların bok gibi ama esrarın süper.
Tes notes sont vraiment pourries, mais ta beuh est extra.
- Düzeltmelerden bahsetmişken... - Evet?
En parlant de notes...
İstediğin düzeltmeleri yapmam için bana yağ çekmiyorsun değil mi?
Hey, t'es pas en train de me lécher les bottes pour des notes, hein?
- Umarım not almışsındır.
Vous avez pris des notes, j'espère.
- Toplantıdan sonra notları karşılaştırıp sonuçlara bakarız.
On comparera nos notes après la réunion - et on verra ce qu'on a.
Hatırlatıcılarıma bile hatırlatıcı eklerim.
J'écris des notes à propos de mes notes.
Şimdi, yaptığım her şey için not alman iyi olacaktır çünkü hayatın iş dünyasında ne kadar hızlı aktığına şahit olmak üzeresin.
Prends des notes sur tout ce que je fais. Tu vas voir ce qu'est la vie dans le business.
Aynı zamanda notlarınızı da yüksek tutuyorsunuz.
Tu parviens même à garder de très bonnes notes!
Benny'nin tüm randevularının, uyuşturucu testlerinin ve psikolojik değerlendirmelerinin notlarını getirdim.
J'ai apporté des notes de tous les rendez-vous de Benny, tests de drogue et résultats psychiatriques.
Hayır. Bir şey oluşturmanın akışına kapılmışken aptalca kayıtlar tutmakla uğraşmak için durmazsın.
Non, quand tu es emporté par l'inspiration, tu n'arrêtes pas pour prendre quelques stupides notes.
Notları düşmüştü.
Ses notes ont baissé.
- Notları her zaman iyidir.
- Ses notes sont bonnes.
Bu bürodaki sürtüşme noktalarını yıllardır not alıyordum.
J'ai pris des notes sur les points de friction dans ce bureau depuis des années.
Bu iki puanlama arasında ne oldu?
Qu'est ce qu'il s'est passé entre ces deux notes?
Faraday alkışlamak yerine notlar almakla meşguldü.
Faraday était trop occupé à prendre des notes pour applaudir.
Ama bu ayrıca tüm ofisler arası notları seyahat ayarlamalarını, satın alma emirlerini de içeriyor.
Mais il contient aussi toutes les notes de service, les arrangements pour les voyages, les bons de commande.
Not alıyor musun bunları Cara?
Tu prends des notes, Cara?
Tamam. Doc onun notlarını toplayarak, onun raporu yazma.
Doc rassemble ses notes et d'écrit son rapport.
- Babamın dava notları mühürlenmiş.
Les notes de mon père sont scellées.
Yüzbaşı. Demin babamın dava notlarına ulaşmaya çalıştım.
J'ai essayé d'accéder aux notes de mon père.
Babamın dosyalarını tek başıma incelemek isterim.
Écoute, j'aimerais regarder les notes de mon père moi même.
ama gizli mektuplar, mesajlar gelip gitti doğum zamanı yaklaştıkça, emrindeki hizmetçileri kraldan korkusuyla emirler vererek susturdu
Mais les notes, les lettres secrètes qui volaient de-ci que le temps est venu pour elle de donner naissance. Les ordres à ses dames d'honneur, la crainte que le Roi comprenne.
mektuplar dışında kanıtın var mı? değiş tokuş edilen ve hiç okumadığını söylediğin mektuplar?
Vous n'avez pas d'éléments de preuve au-delà des notes vous dites qu'elles ont été échangées, les notes que vous ne lisez jamais?
Yazmıştım.
- Je les ai notés.
- Ed hakkında notlar onlar.
- Des notes sur Ed.
Notlarım.
Mes notes!