Nothing tradutor Francês
293 parallel translation
Nothing would ever frighten us again.
Plus rien ne nous ferait peur.
Umarim, kitaptaki kadina olanlar sizin de basiniza gelmez.
- I hope that, uh... merci... nothing happens to you like the woman in the book.
- Önemli değil.
It is nothing.
Kaybedecek bişey yok.
Nothing to lose
Kaybedecek bir şey yok, eğlenceli olabilir
Nothing to lose, it might be fun
Kaybedecek bir şey yok, ama kazanacak çok fazla... Eğer aşk kalmaya karar verirse
Nothing to lose, but much to gain if love decides to stay
Kaybedecek bir şey yok
Nothing to lose
Edward Landseer'dan Nothing at Bay.
Le Rien à voir d'Edward Landseer.
81 Powis Meydanı, Nothing Hill Girişi.
81 Powis Square, Notting Hill Gate.
81 Powis Meydanı, Nothing Hill Girişi. 81 Powis Meydanı, Nothing Hill Girişi.
81 Powis Square, Notting Hill Gate, 81 Powis Square, Notting Hill Gate.
Polis beni Nothing Hill'e getirene kadar bebeğin öldüğünü bile bilmiyordum.
J'ignorais la mort de la petite jusqu'à ce que la police m'amène à Notting Hill.
Nothing is missing. I think everything looks even too beautiful Çok mu fazla güzel?
Me prendrait-on pour un vagabond?
Eichendorff'un "Life of a Good-for-Nothing" ve Flaubert'ün "Sentimental Education" adlı kitapları.
Scènes de la vie d'un propre à rien d'Eichendorff et l'Education sentimentale de Flaubert.
Kimseye zırnık koklatma!
Faut rien donner à personne. "Nothing"!
Got the old lstanbul blues lstanbul blues they give me 30 years ain't got nothing left to lose...
Je broie du noir à Istanbul le cafard d'Istanbul on me colle 30 ans je n'ai plus rien à perdre...
Çeviri : sadogoat
Nothing but blue skies do I see
Nothing the cavalry can't handle.
Rien que la cavalerie ne puisse traiter.
- Nothing has changed between us.
- Rien n'a changé entre nous.
# Tanrı sizi kutsasın, hiç bir şey sizi yıldırmasın,
# God rest ye merry gentlemen, Let nothing you dismay,
There's nothing we can do here.
On peut rien faire là.
- / / Nothing's going my way / / - [Laughing]
/ / Nothing's going my way / / [Rires]
Sadece aptalca bir rüya başka hiçbir şey alçaklıktan korkuyorum
Just a silly dream and nothing more l'm afraid of enormity
Hiçbir şey.
Nothing.
Zira bir salak bile burda bana gore birseyler olmadigi gorebilir hadi acele et. su suyu versene
Because as any fool can see There's nothing here for me But hurry up, boy bring that water
- See? That wasn't so scary. - It was nothing.
- Tu vois, c'était pas si terrible On y retourne.
Oh, Jake. Nothing could ever come between us now.
Rien ne se dressera jamais entre nous.
d Hiçbir şey kesin değildir bunu biliyorum d Nereye olursa olsun d Gitmeye hazırım
"Nothing is certain" "This I know" "Wherever we re headed"
Taşıyamadım bile That nothing changes with death, just right now, forever
Je ne pouvais pas supporter l'idée... qu'après la mort, rien ne changerait, et que je serais seule pour l'éternité.
lt has nothing to do with justice anymore.
Cela n'a maintenant plus rien à voir avec la justice.
It's nothing, huh?
Rien du tout, hein?
Sezon 3 x Bölüm 18 DOUBLE OR NOTHING ( İki Katı Ya da Hiç )
Quitte ou double
"Tales of a Fourth Grade Nothing"'i okumalısın.
Lisez Le Club des cinq.
Daddy said this one will be nothing but a Misery, never will be worth a damn
Papa dit celle-la, ce sera pas Un cadeau, elle ne vaudra rien
- Of nothing.
- De rien.
¤'Senin için yapamayacağım hiçbir şey yok. ¤'
¤'There's nothing I wouldn t do for you ¤'
Hiçbirşey heyecanı B ve E kadar iyi heceleyemez.
Nothing spells excitement like a B and E.
".. ama tırpanının bilmesi için :
- Rien. And nothing stands but for his scythe to mow :
Tüm haftasonunu Jimmy Cooper'ın evini boyayarak geçirdin ve ben hiçbir şey demedim çünkü birşey olmadığını biliyordum.
You spent the weekend painting Jimmy's house, and I didn t say a word because I knew nothing was going on.
"Sanitarium," "Nothing Else Matters" ve neydi?
"Sanitarium", "Nothing Else Matters", et puis...
Artık hiç bir şey, zarar veremez bize.
* Nothing else can hurt us now *
Hiçbir şey ses getirmiyor gibi.
* Nothing seems to make a sound *
Yok artık... hiç bir şeyin önemi.
* Nothing really * * matters now *
Kan testin kanında meskalin olduğunu doğruluyor ama bunun yeni bir şey olduğunu sanmıyorum.
Vos examens confirment la présence de mescaline, but l'm guessing it s nothing new.
İyi seyirler...
Miami - Saison 3 Episode 16 - Nothing To Lose
Önemli birşey değil.
C'est rien. It s nothing.
Çevremin bana teklif edeceği hiçbir şey yoktu.
The place had not pi? nothing to offer me.
Ve benim hiçbir şeyim yoktu, çok iyiydim.
"What?" And I have absolutely nothing.
Before long, there won't be nothing held back.
Il y a quelques années... c'était dur de vendre ces récits-là.
# Inebriating, leave you gaping open # # nothing's safe in oakland # # it's potent, and murder is the slogan... # Geldiğine sevindim.
Je suis content que tu sois venu.
- Hiçbir şey.
- Le droit de Nothing
Hiçbir şey, röntgenci.
Nothing...