Nuran tradutor Francês
17 parallel translation
Nuran, dönüşte gel de sizi Yekta ile tanıştırayım.
Nuran, viens chez moi au retour, je vais te présenter Yekta.
Nuran benim İngilizce talebelerimden. Akıllı, efendi çocuktur.
C'est un de mes élèves, il est intelligent et bien élevé.
[İNGİLİZCE KONUŞUR] - Haydi gel Nuran.
Viens Nuran.
Nuran, annem geceleri evin önünden kayıkla geçiyor.
Ma mère passe devant la maison toutes les nuits en barque.
Nuran, annemi gördüm.
Nuran, j'ai vu ma mère!
Nuran, bana gülümsedi annem.
Nuran ma mère m'a souri!
Nuran. Seni eve götüreceğim. Gizlice.
Je vais t'emmener à la maison, en cachette.
Görüyor musun Nuran?
Vois-tu Nuran?
Nuran'ı da bıraktı artık.
Elle a aussi laissé tomber Nuran.
Ben kahveye gidiyorum, Nuran!
Je vais au café, Nuran.
Ben bademsem o bokta sen n'oluyorsun Nuran?
Si je suis la fleur, n'est-ce pas toi la merde, Nuran?
- Kız Nuran, çocukları bana karşı kışkırtma.
- D'où ça? - Ne monte pas les enfants contre moi!
Bak Nuran, geberteceğim ben bunu.
Nuran, je vais la tuer!
Ah Nuran ah kız, muhatap ediyorsun beni bu sevimsizle.
Pourquoi tu veux m'impliquer avec cet homme aigri?
Hanım abla, ön avluda çiçekler solmuş Nuran abla neden acaba? Suluyorum ediyorum ama...
Comment les fleurs dans la cour ont pu se faner, je les arrose régulièrement?
15 sene evvelsi duraydım böyle Nuran. Tutaydım Sadığımı.
Il y a 15 ans Si je m'étais tenu comme ça, Nuran, j'aurais arrêté Sadyk.
Bak Nuran sen de gülüyorsun.
Ne ris pas Nuran.