English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Nylon

Nylon tradutor Francês

206 parallel translation
Şimdi ipek, ama seneye naylon yaptıracağım.
L'an prochain, je me paierai du nylon.
Çatısı olan evler, yemek yiyebilen çocuklar.
Des maisons... des femmes avec des bas nylon... des enfants... Des maisons... des femmes avec des bas nylon... des enfants...
Bu günlerde burnunu naylon çoraba mı siliyorsun?
Vous vous mouchez dans du nylon?
Diz çökünce külotlu çoraplarım kırışıyor.
S'agenouiller file mes bas nylon.
Son zamanlarda uzun zincirler ile yapay lifler yapmayı öğrendik. Suni ipek ve naylon mesela.
On fabrique aussi des fibres artificielles, comme la rayonne ou le nylon.
Evet, naylon, su geçirmez bir tane aldım.
- Oui, j'ai acheté une nappe. De nylon. Imperméable.
Naylonda delik var.
Le nylon est percé.
Tangiers'e her gelişimizde görüşürdük seninle.
Trois livraisons de nylon.
Naylon çorap!
Des bas en nylon!
Naylon, benim naylona alerjim vardır.
C'est du nylon et je suis allergique au nylon.
Naylondu, kenarları dantelliydi.
Il était en nylon, avec de la dentelle au bord.
Külot naylon ya da pamuk, ölçü : 32.
Des caleçons en nylon ou coton, 32 de taille.
% 50'si naylondur.
50 % nylon.
İki kere de Naylon Çorap Güzeli seçildi.
Elle a été 2 fois Miss Bas Nylon!
Akro naylon.
C'est en nylon..
Bu naylondan çok hava alamıyorsun.
Ça tient chaud, ce nylon!
Halkımız daha fazla naylon çorap ve çamaşır makinesi istiyorlardı...
Notre peuple réclamait du nylon et des machines à laver.
Bu arada, Joe size dün gelen yeni naylon oltaları göstersin.
Entre-temps, Joe va vous montrer les nouvelles lignes en nylon.
Giulio, içerideki çantadan ipi getir.
Giulio, apporte la corde en nylon du panier de pêche.
Demek istediğim keten mi, yün mü ya da gabardin kumaş mı diye.
Vous voyez ce que je veux dire. C'est l'été, soit serge, soit nylon.
- Bilmiyorum, plastik değil... naylon olduğunu da düşünmüyorum.
Je ne sais pas, ce n'est pas du plastique... Je ne pense pas non plus que ce soit du nylon...
Ama tanışınca çoğu kez iyi adam çıkar. O tür adamlar öyle olur. Kadınla sevişirken kocasının, gömleklerini astığını ya da meyhanede spordan konuştuğunu düşünürüm.
Comme, en général, le mari, c'est un brave type, quand je profite de sa femme, je pense à lui lavant ses chemises en nylon ou discutant football au bistro.
Yeni bir tel, pamuk, naylon.
Un nouveau filament. Du coton, du nylon.
Yüksek hızda dağılıyor da.
Le nylon se désintègre dans l'espace.
Dördü de aynı naylon iple bağlanmış. Bu ip bütün hırdavatçılarda bulunur.
Tous les quatre ont été ligotés avec la même corde de nylon que l'on trouve dans la plupart des quincailleries.
Naylon çoraplar, Joe!
Des bas nylon, les G.I.!
Naylon çoraplar, birinci sınıf.
Bas nylon, de première qualité.
Anzio için naylon çoraplar.
Des bas nylon pour aller à Anzio.
Jartiyer ve sutyen
En bas nylon et sous-tif
Jartiyer ve sutyen mi?
En bas nylon Et sous-tif
Peki ya naylon hırka ve plastik katır?
Et le cardigan à pois en nylon?
Dünya Proletaryası birleşip aynı cephede savaşırken işçi sınıfımızın naylon çorapları ve diş macunu ve hiç açlık belirtisi göstermeyen yüzleri vardı.
Le prolétariat du monde entier se battait sur un même front. Le prolétariat de notre pays, quand il a pu se procurer des bas nylon et du dentifrice, a fait comme si la faim ne reviendrait plus jamais.
Büyükelçi M'nin getirdiği güzel hediyeleri de unutmamak lazım. Çok iyi donanımlı silahlar ve çorap makineleri.
Ensuite, l'ambassadeur M leur a apporté en cadeau des armes de bonne qualité, et puis des machines pour fabriquer leurs bas nylon.
Sana istediğin viskiyi ve naylonları buldum.
J'ai ton scotch et les bas nylon.
Naylondan önce ne vardı?
Avant le nylon, c'était quoi?
Naylon bu.
C'est du nylon.
- Naylon mu?
- C'est du nylon?
Bunun için ihtiyacın olanlar, en azından, 18 metre ağır çelik boru 75 metre kalın halat, ağır çelik halat 75 metre olacak.
Pour cela, nous aurons besoin de solides tubes métalliques... d'une corde en nylon, d'un câble en acier...
Soğuk naylonu koca popomda hissetmeye bayılıyorum.
J'aime la sensation du nylon froid sur mes grosses fesses.
Bana birkaç naylon çorap getirir misin?
Tu me ramènes des bas en nylon?
Bu, naylon çorabı bırakıp Alman kadınlarına dokuma çorap vermek anlamına geliyor.
Alors oublions le nylon. La femme allemande devra continuer...
Bana 3.0 naylon...
- Apportez-moi du Nylon 3, 0. - Et une aiguille? - Oui.
Ağaçları keser, topuklu giyerim Jartiyer ve sütyen takarım
Je débite des troncs en hauts talons En bas nylon et sous-tif en soie
Ağaçları keser, topuklu giyer Jartiyer ve sütyen takar
Il débite des troncs en hauts talons En bas nylon Et sous-tif... quoi?
Naylon yok.
Ni de nylon.
Elbiselerini al, çoraplarını al küçük süslerini püslerini, parfümlerini al ve o lanet olası iç çamaşırlarını al. Ve hayatımdan defolup gidin.
Prends ses vêtements, ses bas de Nylon... prends toutes ses petits bidules, ses parfums... et ses putains de sous-vêtements... et disparais de ma vie.
Yapacağım şey manyetik alanı aktive etmek ve kimyasalları naylona dönüştürmek.
Je vais activer le champ magnétique et... changer les produits chimiques en nylon.
"Kızlara ve Nora'ya söyle, her şey yolunda giderse naylon çorapları geliyor."
Dites à Nora et aux filles que si tout va bien, elles auront des bas nylon.
Ayrıca oraya iki düzine naylon çorap götürmüşsün.
Et que tu as emporté 2 douzaines de bas nylon.
İç çamaşırınız naylon değil, değil mi?
Vos sous-vêtements sont en nylon?
Haklı. İş konusunda tek şey bilmem. Ama Alman kadınlarının ne istediğini bilirim.
M. Senkenberg a raison, je n'entends rien aux affaires, mais je connais la femme allemande, le nylon, les textiles, je comprends l'avenir, je suis même spécialiste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]