Número tradutor Francês
33,153 parallel translation
Kolunda da bir numara vardı.
Elle avait un numéro sur le bras.
Bu seri katilin verdiği mesaj falan değil. Kimliği belirsiz kadınımızın tekerlekli paten numarası.
Ce n'est pas un message d'un tueur en série, c'est son numéro de roller derby.
Eğer tekerlekli paten numarası taşıyorsa takım arkadaşları da vardır demektir.
Si elle a un numéro de roller derby, elle doit avoir une équipe.
Form falan doldurmam, sıraya da girmem.
Je prends pas de numéro.
Araman yalnızca bir saniyeni alır.
Composer un numéro, c'est rapide.
Bir şey olursa falan numaram orada var. Sorun var mı?
Mon numéro, en cas de doutes ou de problèmes.
Bir numaralı asistan, iki numaralı asistan ile tanışsın.
Assistant numéro un, voici assistant numéro deux.
İki numaralı asistan, sen telefonlara bak.
Occupe toi des appels, assistant numéro deux.
Bir numaralı asistan, sen benimle gel.
Assistant numéro un, viens avec moi.
2444 numaralı Fort Rozz tutsağı.
Fort Rozz, prisonnier numéro 2444.
Sen 2444 numaralı Fort Rozz tutsağısın.
Vous êtes le prisonnier de Fort Rozz numéro 2444.
Bir numara gibi ol.
Plutôt comme numéro 1.
Bir numaralı asistan, iki numaralı asistan ile tanış. - Ben iki mi oluyorum?
Assistante numéro une, voici assistante numéro deux.
- Birçok kişi senin için orada olmak ister.
Je suis numéro deux? D'autres personnes seront là pour toi.
Kendisi bir medya imparatorluğunun yöneticisi ve yakın bir zamanda National City Güçlü İnsanlar Listesi'nin bir numaralı ismi olarak açıklandı.
C'est la fondatrice et le PDG d'un empire médiatique qui a été nommé numéro un sur la liste des plus influents du National City Tribune.
Numaranı alabilir miyim, lütfen?
Je peux avoir ce numéro?
- Onun numarasını da alabilir miyim?
- Je peux avoir ce numéro aussi?
Şirkette bir numaralı satış elemanıyım.
Vendeuse numéro 1 dans mon entreprise.
Merhaba bir numaralı anne.
Salut, Maman numéro un.
İzin numarası ve konumu telefonlarınıza, üç iki... bir şey değil.
Emplacement et numéro de permis sur vos portables dans trois, deux... De rien.
Taksi durağındaki numarası...
Son numéro est inscrit sur son permis de taxi.
Bu numarayı biliyorum.
Je connais ce numéro.
Sosyal güvenlik numarasının son dört rakamı.
Euh, clé du numéro de sécu?
Yani, numaran bende zaten seni aradığıma göre ve adresini de biliyorum, bir süre orada yaşadığım için.
J'ai maintenant ton numéro parce que je viens de le composer et j'ai ton adresse parce que j'ai vécu là bas.
Bu bir evet mi? Umarım öyledir çünkü çoktan numaramı yazdım.
J'espère que oui, parce que j'ai déjà écrit mon numéro.
Numaranı telefonuma yaz, bende gelince seni arayayım.
Tape ton numéro dans mon téléphone, et je t'appellerai quand il rentrera.
Numaranı alabilir miyim?
Est-ce que je peux avoir ton numéro?
Numarasını buldun mu?
Avez-vous son numéro?
Ben de numarası da var.
J'ai récupéré son numéro.
Bana numarasını verdi.
Elle m'a donné son numéro.
35. sayıda hangi ana karakter tanıtılıyor?
Quel personnage important est introduit dans numéro 35?
- 49. sayıda?
- Le numéro 49?
Öyleyse numaranı telefonuma yaz bende gelince sana haber vereyim.
Tape ton numéro dans mon téléphone et je t'appellerai quand ça arrive.
Huzurlarınızda The Incredible Hulk 102. sayı
Je vous présente le numéro 102 de L'incroyable Hulk.
Numara üstünde.
Mon numéro est dessus.
Üzerinde 3 yazan kabloyu bulun.
En se connectant au cable numéro 3.
Numara gizli.
Numéro inconnu.
Biliyor musun, bu vaka bana Süper Eğlenceli Adam'ın 24. sayısını hatırlattı "Savaş veya Uzaya Uç." Bir klasiktir ve NASA'da yaptığın görevle oldukça alakalı olduğuna inanıyorum.
Vous savez, toute cette affaire me rappelle vraiment Super Fun Guy numéro 24 "Bagarre ou Vol spatial".
- Evet. - Numarasını ver.
Donnez-moi le numéro.
Numarayı söyle.
Dites-moi le numéro.
Ve şimdi de ikinci bebek.
Et maintenant au tour du bébé numéro deux.
Bip sesinden sonra lütfen isminizle birlikte kısa bir mesaj ve size ulaşabileceğim bir numara bırakın ben de en kısa zamanda size dönmeye çalışırım.
Après le bip, veuillez laisser votre nom un petit message et un numéro où vous joindre, et je vous rappellerai dès que possible.
Krilova, Nina Sergeevna SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu'nun 18 Mart 1983 tarihli 647 sayılı kararnamesine göre temyiz talebiniz reddedilmiştir.
Krilova, Nina Sergeevna... par ce décret de la Présidence du Soviet Suprême de l'URSS... sous le numéro 647... du 18 mars 1983. Votre appel a été... rejeté.
Numaran yok mu onda?
Il avait pas ton numéro.
Listenin 8.sırasındaki çocuk seni bekliyor.
Le numéro 8 de la liste t'attends là haut.
Bakalım bir numaralı çekmecede ne varmış.
Voyons voir ce qu'il ya dedans tiroir numéro un.
Kirk ile ilgili onları bilgilendirdim, uçağının kuyruk numarasını verdim.
Ils sont briefés sur Kirk et ils ont le numéro de son avion.
Ben bir numara çevireceğim.
Je vais composer un numéro.
- James beni ikinci randevuya davet etti!
C'était James qui me proposait un rendez-vous numéro 2.
Hızlı arama tuşunda Pizzacı.
Tu obtiens une pizza grâce au numéro abrégé.
- Bekle. Patronunun adini ve numarasini yaz burada isimiz bitince onu ararim.
Écrivez le nom et le numéro de votre employeur et je prendrais contact avec lui dès que nous aurons terminé ici.