Oblique tradutor Francês
98 parallel translation
Öğleden sonraları güneş artık daha açılı vuruyordu şehrin üstüne.
L'après-midi, le soleil était de plus en plus oblique sur la ville.
Şuna bir bak, burada karşılayacağız.
Jette un coup d'oeil là-dessus, ce rempart oblique ici. C'est une question de bon sens, Dick.
Bu açıdan ışık yamuluyor. Işık kırılıyor, ve renklere bölünüyor, eğik açıyla birlikte dağınık renk süzmeleri ortaya çıkıyor.
Il décompose la lumière, la réfléchit, et projette les couleurs selon un angle oblique.
"Ayağıma çarpan dalgalar mı yoksa?"
Ou cette vague sur la rive oblique?
Eminim kafana bunu Amerikalılar sokmuştur. Meyilli sondajı onlar buldu. Yeraltını yatay kazıyor.
Sachez que le forage oblique, ce sont justement les américains qui l'ont inventé.
Fil... cezbedici şekilde çaprazda.
L'évêque. Plaisamment oblique.
Klasik bir şekilde kafatasını kırmadan bir şişlik ortaya çıkartmak için kullanabileceğin bir nesne hakkında tartışıyoruz!
- en reprenant la formule classique - dont je recevrais un coup oblique qui me fera une bosse mais sans me briser le crâne!
Periapikal, lateral ve oblik.
Antéro-postérieure, latérale et oblique.
Düşman filosu 042 dereceye döndü.
La flotte ennemie oblique à 042 degrés.
Japon filosu 055 derecede, 12 mil hızla ilerliyor.
La flottejaponaise oblique à présent à 055 degrés, à 260 km.
Kum gibi bir şapka gibi elinizden kayabilirler.
Ils peuvent glisser, les toits, glisser en oblique, comme le sable, comme une casquette.
Beden eğitimi derslerine de hiç girmezdi, çünkü rahminde sıkıntı olurdu.
Elle faisait pas de gym à cause de son utérus oblique.
Sinsi gözlerinden mi?
Le regard oblique?
Yumusak viraj mi, doksan derece mi?
Oblique droite? En face?
Yandan atış yap.
Lance-moi sur l'oblique.
Emmitsburgh Yolu yakınlarında... ilk dönemeci alacaksınız.
Quelque part près de Emmitsburgh Road vous exécuterez votre premier oblique sur la gauche.
Eagle Slant'te, geçmesine izin mi vereyim, indireyim mi?
En Eagle oblique, je le laisse glisser ou je le bloque aussi?
Ayırt edici özellikler : Geniş oküler çürükler eğik kafatası, ki bu insan olmadığını gösteriyor.
grandes cavités oculaires, crâne oblique indiquant que le sujet n'est pas humain.
Hoş ve sessiz bir pantolon. - Hepsi o kadar mı?
Droite ou oblique?
Çok dik iniyoruz.
Angle d'attaque trop oblique.
Bu kök slash boşluk'workspace', slash, boşluk,'çöplük', boşluk
Tape racine, barre oblique, point, espace, barre oblique, point, espace, point.
İç meyili çektim ve anında klempledim.
On a rétracté l'oblique interne, et clampé ce truc.
- İç obliki ortaya çıkar.
- Dénude le muscle oblique.
Evet, mavi-iki-ters taksim 9690, David'in D'si.
Oui. Bleu, deux, barre oblique. neuf, six, neuf, zéro.
Sıyırıp geçti.
C'était un coup oblique.
Jerry, pervazda düz bir köşe ister misin yoksa eğim vermemi mi istersin?
Je laisse cette baguette plate ou oblique?
Sonarla görüntü aldık.
Images du sonar à visée oblique.
Şimdi bizi uygun açıya getir ve tarayıcıları en üst seviyeye çıkar.
Navigation en oblique, balayage maximal.
Bu arada Findell'in gemisi de isabet aldı.
j'ai porté un coup oblique au chasseur de Findell.
D'Oblique. Büyük D, kesme işareti...
D'Oblique. "D" majuscule...
D'Oblique'ten ayrıldıktan sonra kayıplara karıştı. "
quittant le D'Oblique. "
En son kimliği belirsiz bir kadınla D'Oblique'ten ayrılırken görüldü. "
avec une femme au D'Oblique, bar branché pour célibataires. "
Slash ekle. Enter.
Barre oblique inverse... entrer.
"Bölü" işareti beni en iyi aktör / model seçtiğinizi gösterir, tersini değil.
En me donnant le trophée Barre oblique, vous me récompensez comme meilleur acteur et / ou modèle et pas pour le contraire.
What sysadmin is gonna have dot slash in their path before usr / local / bin?
Quel sysadmin aura point-barre oblique sur leur chemin avant usr / local / bin? C'était cool.
But what sysadmin is gonna have dot slash in their path before usr / local / bin?
Mais quel sysadmin aura point-barre oblique dans leur chemin avant usr / local / bin?
En son çıkardığım karnına girmiş, karaciğeri delinmiş, yatay bir şekilde içine gömülmüş.
- La dernière que j'ai trouvée, Elle est entrée par ses abdominaux, a percée le foie et s'est arrêté dans son muscle grand oblique.
Bir ışık huzmesi var
" Il y a une certaine lumière oblique
- "Meyille?"
- "Oblique"?
Meyilli. Eğimli? Düz olmayan?
Oblique, indirect, pas droit.
Düşman gemileri bilinmeyen bir yönde kayboldu.
Le vaisseau ennemi semble s'éloigner, sur une trajectoire oblique.
24 yaşındaki hukuk sekreteri geçen aydan beri kayıp. D'Oblique'ten ayrıldıktan sonra kayıplara karıştı. "
Disparue depuis un mois, la jeune fille a été vue... quittant le D'Oblique. "
En son kimliği belirsiz bir kadınla D'Oblique'ten ayrılırken görüldü. "
Vu pour la dernière fois... avec une femme au D'Oblique, bar branché pour célibataires. "
"Eğimli" kelimesini nasıl heceliyorsun?
Comment tu écris "oblique"?
Soluk borusu kaydı mı?
La trachée est elle oblique?
- Üç yakalayıcı da sağdaysa?
- Course oblique receveurs à droite.
Defansın üzerine geldiğini görürse 8 ila 12 yard dışarı açılır.
Si deux hommes le couvrent, il oblique vers l'extérieur, huit à 12 yards.
Çünkü onlar...
Oui, ils sont tous... installés en oblique sur la charpente.
- Hayır, hayır, hayır, bir saniye.
On a fait un cadrage oblique.
Bunu izleyicinin içine azar azar sızdırarak yapmalısınız. " derdi. Bu dolambaçlı yaklaşım tamamen kaçakçının stratejisini ifade ediyor.
Cette approche oblique illustre parfaitement la stratégie du contrebandier.
Ters slaş ve tırnak işareti.
Prends la barre oblique.