Obstacles tradutor Francês
819 parallel translation
Engeller devredışı!
Obstacles détruits.
Gözlüklü, atış hattı açık.
Merde! j'ai détruit les obstacles.
Çalışacak iş vardı, ufak atılımlar yapıp para biriktirebilirdik.
Plein de travail, de petits obstacles, une chance d'épargner.
Aleyhine çalışan bir çok engel var.
Il y a trop d'obstacles.
Aksi taktirde vasiyetinde bu kadar çok engel olmazdı.
Sinon, il n'aurait pas multiplié les obstacles.
Bütün hayatım boyunca, dağ tepe aştım... nehirlerden geçtim, bin türlü engelle karşılaştım... ama günün birinde o uçan güzel şeyin... toprağa ineceğini, onu kucaklayabileceğimi hayal etmemiştim.
Ainsi a été ma vie, j'ai couru par monts et par vaux, remonté les rivières, abattu des obstacles, n'imaginant pas un seul instant qu'un jour, cette beauté volante pourrait venir sur terre et dans mes bras.
Bir kişi bile hayatta kalmışsa onu İngiltere'ye geri götüreceğiz. Kimse buna engel olamaz.
S'il y a un survivant, nous le ramènerons en Angleterre, quels que soient les obstacles.
Ah, aramızdaki engeller.
Qu'il y avait trop d'obstacles entre nous.
Hep getirir işin sonunu.
Il franchit tous les obstacles.
Bu büyük gerçeklik en sonunda her türlü zorluk ve mahrumiyet olmasına rağmen zafer kazandı.
Une belle réalité qui, un beau jour, triomphera des obstacles et des privations.
Alec ve ben belki şimdikinden biraz daha genç, ama en az şimdiki kadar aşık ve yolumuzda engel yokken.
Peut-être plus jeunes, mais tout aussi épris et sans obstacles entre nous.
Birazdan, harikulade engelli koşusuna, şahit olacaksınız.
Vous allez voir la spectaculaire course d'obstacles.
Engelli yarışında...
... pour la course d'obstacles.
Londra'ya döndükten sonra, geride kalan küçük engellerin yok edilmesine metodik bir şekilde devam etmeye karar verdim.
À mon retour je décidai d'éliminer rapidement les obstacles secondaires.
Rol için uygun olacağını.. .. ama pratik zorluklar olduğunu söyledim.
J'ai dit qu'elle serait parfaite, mais qu'il y avait des obstacles.
Bu mekanize birlik, yoluna çıkan bütün engelleri aşmayı bilir. Doğal afetlerle tekrar ve tekrar karşılaşır, Zarar görse de, daima gülerek yeniden ortaya çıkar.
Une armée mécanisée se déplaçant sur des roues, bravant tous les obstacles qui lui barrent le chemin, luttant sans cesse contre l'adversité, mais qui finit toujours par sourire.
Evet, aramızda engeller vardı ama o engellere veda ettik.
Il y avait des obstacles entre nous, mais on les a surmontés.
Dünyada her zaman ilerlemeye imkan yoktur, oğlum.
Tu sais, parfois il y a des obstacles dans la vie.
Bu birleşme için büyük çabalar harcandı. Uzun saatler. Pek çok engel aşıldı.
De nombreux efforts ont rendu cette union possible, de longues heures, de nombreux obstacles à franchir.
Yani, pasajı yazabilirsen, artık yoluna can sıkıcı engeller çıkarmayacağıma söz veriyorum.
Prenez votre billet au plus tôt, et je vous promets de ne pas placer d'obstacles sur votre passage.
Düşüşte nabızlarım, çabalıyorum. Şimdi beraberiz, bitiyoruz ve başlıyoruz.
Le torrent surgi de nos âmes balayera tous les obstacles...
" Çıkışta ve düşüşte nabızlarım! Şimdi beraberiz, bitiyoruz ve başlıyoruz!
Comme un torrent surgi de l'âme... et qui balaie tous les obstacles?
Kasabadaki cumartesi geceleride öylesin.
Tous les samedis. En semaine, vous faites les parcours d'obstacles sans buter.
Aramızda çok engel var.
Trop d " obstacles se dressent entre nous.
Aramızdaki engelleri yıkamıyorsun.
Tu ne peux chasser les obstacles entre nous.
Beyaz adam için kutup buzu ve kar acımasız düşmanlardır ama Eskimo için yararlı birer arkadaş olabilirler.
Pour un homme blanc la glace de l'arctique et la neige sont des obstacles. Mais pour l'esquimau, ce sont des amies utiles.
Neyse, diyelim ki ona âşık oldum, öyle olsa bile onunla evlenmemem için bazı nedenler olabilir. Öyle mi?
Même en admettant que j'aime un garçon, il pourrait se présenter des tas d'obstacles à notre mariage.
Bayanlar baylar, engelli atlama sınıfında... açık şampiyonanın sonucunu açıklıyorum... kazanan, Prenses Olympia Thor-Felsenegg'in bindiği Ecstasy.
Mesdames et messieurs, Ia coupe de ce championnat de saut d'obstacles revient à Ecstasy, monté par Ia princesse OIympia Thor-FeIsenegg.
Yolumuzda herhangi bir engel olmasin.
Il n'y aura plus d'obstacles sur notre route.
Sonar, su altında bir şeye çarpmamızı önler.
Le sonar repère Ies obstacles sous l'eau.
Tüm sahil boyunca mayın ve engel döşemeliyiz.
Il faut des mines et des obstacles partout.
Yine de, Panine, sanırım tüm engelleri aşacağım.
Néanmoins, Panine, je suis sure que nous vaincrons tous les obstacles.
Siz güzel güzel yüzün, bir at satın alıp engel atlayın ama en önemlisi kocanıza sizinle daha fazla sevişmesini söyleyin.
Achetez un cheval et sautez les obstacles. Mais surtout dites à votre mari de vous faire plus souvent l'amour.
... bir at satın alıp engel atlayın, güzel güzel yüzün... bir at satın alıp engel atlayın,
Achète un cheval, saute les obstacles et tu dormiras bien.
Bazen hepimizin yoluna insanlar çıkabiliyor.
Parfois, les gens sont des obstacles.
Kesinlikle engeller var.
Oui, il y a certainement encore des obstacles!
Birbirimize kavuşmadan evvel daha ne kadar engel aşmam gerekiyor bilmiyordum.
Malheureusement, j'ignorais combien d'obstacles je devrais surmonter, avant qu'Anežka se blottisse tendrement dans mes bras.
Yanlış anlamadıysam, bana karşı çıkmamaya kara vermişsiniz zaten.
Si j'ai bien compris, ce que vous avez décidé, M. Tanácsos? - Vous ne créerez pas d'obstacles.
- Düz... açık.
- Plat, sans obstacles.
Türümüz ancak başa çıkmamız gereken engeller olduğunda hayatta kalabilir.
Notre espèce ne peut survivre que si elle a des obstacles à surmonter.
Cennet yolu taşlı olur Herr Dancer.
Il y a des obstacles avant d'accéder au paradis, Herr Dancer.
Önümüzde ve arkamızda ne bulunduğunu bize sonar söyleyecek.
Il repère les obstacles devant et sous nous.
Raylardan küçük engelleri temizlemek için demiştin.
Pour dégager de petits obstacles de la voie, vous avez dit.
Ana okulundan büyük başarı ile mezun oldun.
Vous avez brillamment su franchir les obstacles de la "maternelle".
Ve yoluma çıkan herkesi ortadan kaldıracağım.
Et moi, j'éliminerai les obstacles.
Eninde sonunda en eski hatayı yaparak kendini ele verecek.
Tôt ou tard, il sera arrêté par le plus vieux des obstacles,
Kara İblisi göremeden... Girişteki tuzaklarda ölürsünüz
Avant d'arriver, il faut franchir trois obstacles redoutables.
Fakat bizi engelleyen çok fazla şey var.
Mais nous rencontrons beaucoup trop d'obstacles.
Engellerin üstesinden gel.
Tu franchis les obstacles.
- Dağlar yok, tümsekler yok.
Pas de montagnes, pas d'obstacles!
Tıpkı bu masa gibi.
et tous ces obstacles entre eux, comme cette table.