Occupants tradutor Francês
271 parallel translation
Bizden önce evde oturanlar korkup kaçarken de ağlıyor muymuş?
Elle pleurait déjà du temps des précédents occupants?
- Tüm mürettebatıyla batmadı mı?
- Il a coulé avec tous les occupants?
"Bulunan cesetleri korumak için önlem alın."
Tentez de préserver les cadavres d'éventuels occupants.
Ve şimdi, 843 numaralı vagonda oturanlar, lütfen ayağa kalksın.
Et maintenant, au tour des occupants de la voiture 843.
Fethedenlerle yaşayan pireler. Ya onlarla gidecekler ya da ölecekler.
Ces femmes-là, il leur faut suivre les occupants ou mourir.
Doğal olarak bu cesur adamların hiçbirini tanımazdım. Ama onlar için içmeme izin verirseniz beni onurlandırırsınız.
Je ne connaissais ni le bateau ni ses vaillants occupants, mais je serais honoré de leur porter un toast.
Taşınmak için bekliyorlar!
- Les nouveaux occupants attendent!
Herkesin boğulmasını mı istiyorsunuz?
Devrais-je noyer leurs occupants?
Bu yüzden tetikte olun. Ve bu şartlar altında... Amerikalıların şarabımızı cömertçe bir indirimle almamaları için bir sebep göremiyorum.
Surtout Messieurs... vendons notre vin bon marché aux occupants.
Arabadaki adamın akıbetini gördükten sonra, kadını pek suçlayamam.
Vu le sort des occupants de la diligence, je la comprends.
Eski kiliseyi işgal edenler, buradan derhal gidecekler tüm silahlarını ve cephanelerini geride bırakacaklar.
Les occupants de la mission partiront sur-le-champ... laissant armes et munitions derrière eux.
Teğmen Duvalier! Bu şatonun tek sakinleri ben ve Stefan'dan ibaret.
- Lieutenant Duvalier, les seuls occupants de ce château sont Stefan et moi-même.
Karaya oturmuş Rus denizaltısından dokuz adamın plaj partisi var.
Les neufs occupants d'un sous-marin russe échoué se trouvent sur l'île.
Reddedersen, köprüdeki herkes havasız kalarak boğulur.
Si vous refusez, tous les occupants de la passerelle mourront.
Yola engel koyup siyah sedanı durdurun. Araçta iki kişi var, Maryland plakalı.
Etablissez des barrages pour arrêter voiture noire, 2 occupants.
Bu durumda, Kaptan da dâhil olmak üzere bu gezegendeki herkes ölecek.
Tous les occupants de cette planète mourront alors, y compris le capitaine. Je ne demande que quelques minutes.
Memory Alpha sakinleri gibi seçici bir saldırıyla karşı karşıyalar.
Ils subissent une attaque sélective, comme les occupants de Memory Alpha.
Everson, asıl işin özel mülkiyeti korumak ve sakinlerin güvenliğini temin etmek.
Votre mission est de protéger la propriété privée... et la sécurité des occupants.
8.nci Henry'nin hükümdarlığında... İngiltere'deki manastırlar dağıtıldığı ve... içindekiler işkence gördüğü, halkın önünde kafalarının vurulduğu veya gizlice öldürüldüğünde... bazıları da, memnun bir şekilde ibadetlerini gizlemeye başladılar.
Durant le règne d'Henry VIII quand les monastères d'Angleterre on été dissous, leurs occupants torturés, décapités en public ou secrètement assassinés, certains se sont cachés pour pratiquer leur religion.
Zanlılar 3 kişi. Bir tane kadın arabayı kullanıyordu.
Trois occupants dont une femme au volant.
Bölgenin bana verdiği yetkiye dayanarak bu araca ve içindekilere el koyuyorum.
Au nom des pouvoirs investis en ma personne par cette paroisse, je réquisitionne ce véhicule et ses occupants.
Bazı yuvaların yaşı 100'den fazladır, ve bu minik kiracılar onu sürekli genişletirler, tadilat yaparlar, onarırlar.
Certains nids ont plus de 100 ans et les petits occupants... l'agrandissent continuellement, le remodèlent et le réparent.
Egzoz borusu kamyonun içine döndürülmüştü... böylece içerideki herkes gazla boğuluyordu.
Le tuyau d ´ échappement aboutissait á l ´ intérieur, et les occupants mouraient asphyxiés.
On-yedi-dokuz sinyaline cevap verin.
Occupants du véhicule. :
Önceki oturanlar- -
Anciens occupants...
Daha önceden oturanlar yazılmamış.
Pas d'anciens occupants inscrits.
Tamamıyla otomatize edilmiş bir araç geliştirdiğimiz için... kapsül yolcusundan... bütün beklediğimiz, veriler.
Puisqu'il s'agit d'un véhicule entièrement automatisé... la seule chose qu'on attende des occupants... de la capsule, ce sont des données.
Ama üç ay için bile içindekileri çıkaramazsınız.
Même pour trois mois, impossible de déloger les occupants.
Araçtakiler, İşgal bölgesinden Los Angeles'a kimsesiz çocukları kaçıran şüpheli Direniş militanlarıdır.
Les occupants sont suspectés de vouloir faire entrer en fraude à Los Angeles de jeunes orphelins en provenance de la zone occupée.
Churchill sanırım gemi sakinlerini bulduk.
Churchill... on semble avoir trouvé les occupants du vaisseau.
Diğerlerini de çağırın lütfen.
Les derniers occupants évacuent à pied ou par téléportation.
Doktor, mekik mürettebatı nasıl?
Comment vont les occupants de la navette?
Seni ve oradakileri öldüreceğim.
Je te tuerai, ainsi que les occupants de la navette.
Tatlım, Porter'in lojmanında kalanlara bir bakar mısın?
Mon ange, sors-nous la liste des occupants du pavillon de Porter.
Peki evinizde kalan diğer kişiler, Madam?
Et les autres occupants?
Uzay yolculuğunu başarabilmiş olmaları bile çok ilginç.
Voir ces occupants à bord d'un vaisseau est un tribut.
Geceleri nehirden çıkar havaya yükselir, tüm kanoları yutar ve içindekilerin ruhlarını alırmış.
Il émerge du fleuve la nuit, se dresse pour avaler les embarcations, et s'empare de l'âme de leurs occupants.
Son oturan kişinin şu anki adresi elimizde.
On a la nouvelle adresse des derniers occupants.
Kaza yerine vardıklarında, polisler yolcuları ölü olarak buldu.
La police n'a pu que constater le décès des occupants.
10 dakika sonra bu bina ve içindeki herkes moloz olacak.
Dans dix minutes, l'immeuble et ses occupants seront réduits en poussière.
İçindekilerle birlikte.
Avec tous ses occupants.
Geçen hafta donanmanın batırdığı kayıkta yaşayanları arıyorum.
Je voudrais retrouver les occupants d'un sampan qui a été coulé.
Bu toprakların sahibi benim efendim. Bana, İngiliz işgalcileri buralardan sürüp atmamı emretti.
Mon maitre possède ces terres, et on m'a ordonné d'expulser les occupants illégaux anglais.
Tuhaf olan sey, diger kiracilarin onu pek görmemis olmalari.
C'est dingue, mais les autres occupants ne l'ont pas vraiment vu.
Üçüncü katı tamamen boşaltıp dansçı kızlara vermek istiyorlar.
Ils veulent se débarrasser des occupants du 3e et louer les chambres aux filles du dancing.
Hepsini bağlanmış olarak istiyorum, canlı ya da ölü. Hepsini gözetim altına koyun.
Qu'on mette tous ses occupants sous observation.
Kimsenin geri dönmeyeceğini anlayınca içeri girip, orayı yeni yuvamız yapmaya karar verdik.
Il ne semblait pas qu'il y aurait de nouveaux occupants alors nous avons décidé de nous y installer et d'en faire notre maison.
- Yolcuları indiremez miyiz?
Et faire sortir les occupants?
- Cevaplamam daha kolay olacak uçağın içini ve eğer varsa içindekileri... muayene ettikten sonra.
- et ses occupants, s'il y en a. - Des occupants? Mais...
Çalışma izni olmayan bir çok kişi yakalandı ve bir çoğu kendi ülkelerine geri gönderildi.
Certains occupants n'avaient pas de permis de travail et bon nombre d'entre eux ont été reconduits vers leurs réserves.
Çünkü bunlar uyduların üzerlerinden geçeceği anı kesin olarak biliyorlar.
Parce que les occupants de ces camps savent quand passent nos satellites.