Odun tradutor Francês
1,395 parallel translation
Ve hala, eskiden olduğu gibi, yakacak olarak, odun kullanıyorlar.
Et ils se chauffent toujours au bois.
Sana biraz odun getireceğim dedim. Nasıl getireceğimi söylemedim.
- J'ai dit que je ramènerais du bois.
Köye gidebilir ve biraz ip ile odun getirebilirim.
Je vais aller chercher des cordes et des planches.
Ama bir odun gişbi davranmayacağım.
Mais je ne serai pas un coincé.
Kuru odun bakacağım.
Je vais chercher du bois sec.
Kuru odun buldum.
J'ai trouvé du bois sec!
Şu anda meşgul, odun kırıyor.
Il est occupé en ce moment, en coupant du bois.
Yeni kesilmiş bir kazık, muhtemelen yakınlardan kesilmiş... ateşe atmak için kömür ve odun.
Il utilise un poteau fraîchement coupé. - Tourbe et bois comme combustible.
Bir saatten daha az biz süre önce, odun ekledim.
J'ai remis du bois il y a moins d'une demi-heure.
- Ve bununla işiniz bittiği zaman... bölgeyi terketmeden toplayabildiğiniz kadar odun toplayın.
Abattre? - Rassemble toute la nourriture.
Odun fırınını duydum ama daha önce hiç bir insan fırını görmedim.
Je connais le four à bois... Je n'ai jamais vu le four à hommes.
Biraz da odun topla?
Ramassez du bois.
Odun olmasaydı, Amerika olmazdı.
Sans bois, l'Amérique n'existerait pas.
Bu... odun kesmek içindir!
Ça... C'est pour couper le bois!
Çok odun kafalısın
Aucun sens de l'humour!
Odun toplarken bir örümcek ısırdı.
Une araignée m'a piqué alors que je ramassais du bois.
Gecenin bir yarısında uyandım ateş sönüyordu Ben de bir odun aldım ve ateşe attım.
Je me suis réveillé au milieu de la nuit. Le feu s'éteignait. J'y ai jeté une bûche.
Ya da ben odun sanıyordum.
Du moins, je croyais.
Orada takılıyordun, işten kaytarıyordun senin aşağıda bodrumda eski halıları temizleyip, odun kırman gerekiyor.
Vous étiez planquée à vous la couler douce au lieu d'être au sous-sol à jeter les vieilles moquettes et les détritus.
Tamam, bir ateş çukuruna... biraz odun toplamaya ve... sabah için biraz su almaya ihtiyacımız var... ya da hepsini ben yapabilirim.
Bon, il faut préparer un feu, ramasser du bois et trouver de l'eau pour demain. Je vais m'en occuper.
Darnell, sen de odun devriyesindesin.
Darnelle, occupe-toi du bois.
Um, biraz daha yakmak için odun toplayacağım.
Je vais ramasser du bois.
Ölü yakılan törensel odun yığınını hazırlayın...
Prépare la cérémonie du bûcher.
Hey, yeni çocuk! Bize odun lazım.
Hé, le nouveau... y a plus de bois!
Yüksek konsantrasyonla gerçekleştirilen bu duruş genital bölgeyi ve skrotumu karın zarına oturtuyor. Odun gibi sert oluyorsun.
Cette position et de Ia concentration font que Ies organes génitaux et Ie scrotum rentrent dans Ie péritoine formant une sorte de planche en bois.
Odun iyi yağlandı.
L'outil est bien graissé.
"Evin en büyük oğlu gidip odun kesmek istemiş."
L'aîné a voulu aller et couper du bois.
Evet, ve kendini yakmayasın diye sana bir tomar odun aldım.
T'auras pas à les brûler. Je t'ai acheté du bois.
Şimdi son defa söylüyorum, git biraz odun kes!
Va couper du bois!
Ahbap, dün bütün gün odun kestik! 12 sene yetecek odunumuz var.
Avec ce qu'on a coupé hier, on en a pour 12 ans.
Kyle, biz insanlar bir toplum teşkil ederiz,... ve bu toplumun gelişmesi için'tanrı'lara ve'odun'lara ihtiyaç var.
Viens là, mon fils. Tu vois, nous vivons tous en société et pour qu'elle fonctionne, il faut des grands et des glands.
Bana bütün fakir insanların aslında odun denilen şeyler olduğunu öğretti.
Il dit que les pauvres, c'est des glands.
Tebrikler. Eğer onu kurutursanız kışlık odun olarak satabilirsiniz.
Si vous la faites sécher vous pourrez la vendre comme bois de chauffage.
Jones'un öldüğü gün dışarıda odun topluyordum.
le jour que Jones est mort... je cherchais du bois dehors.
- Üşüdük, ateşe odun kırıyoruz
On fait un feu. On gèle.
Arka bahçede ateş için odun var mı bak bakalım.
- Oui. Va voir si tu trouves quelque chose à mettre dans le feu.
McCourt ve Kennedy gibi öğrencilerin, bu sözüm ona özgür ve bağımsız İrlanda'da odun taşıyıp su çekmek zorunda kalmaları utanç verici bir şey.
C'est une honte, que des garçons comme McCourt, Clarke et Kennedy, doivent aller trimer
Pazar yerinde odun yığını hazırlansın.
Dressez le bûcher sur la place du marché.
Tanriya sukurler olsun bu kucuk gelismemis onemsiz ezik camurluk, odun dolu, ruzgarin islik caldigi
Quelle chance de vivre Dans cet endroit tranquille Plein de bouseux débiles Vieux jeu, gâteux
Ta ki bir gün, odun toplarken, yolumuz kuzeyliyle kesişinceye kadar.
Puis un jour, en ramassant du bois nous croisâmes l'Allemand.
Taksin'i kadife bir çuvala koymuşlar odun bir sopayla öldüresiyle dövülmüş, ve sarayda bir yere gömülmüş.
Ils ont mis Taksin dans un sac et l'ont tué à coups de massue. Il est enterré quelque part dans le palais.
Ufacık bir göletvar, yanındada bir sürü odun.
Il y a une mare avec beaucoup de canards, à gauche.
Benim için odun topluyor.
Il m'amène du bois à brûler.
Bir odun yığınına döndü.
Réduite en un tas de bois.
Belki de biraz odun kesmek isterler böylese elleri kolları rahat durur.
Ils pourraient couper du bois pour nous dédommager.
Biraz odun kesebilirz Heck en azından...
- Je descends couper du bois.
Peki caddenin ortasına bir odun diksem?
Je peux installer une planche en ville.
Bize saldırdığında, bana ve nişanlıma, Laura'ya, Michigan gölünde kamp yapıyorduk ve ben ateşten bir odun kaptım, korktu ve kaçtı.
Quand ce monstre m'a attaqué avec ma fiancée, Laura, nous campions près du lac Michigan et j'ai attrapé une bûche en feu qui l'a fait fuir...
Pizzalarınız odun alevli fırınlarda mı yapıyorsunuz?
On se voit toujours entre deux pizzas!
Odun-yığını festivali gibi. Fakat bu, "Minibüs" üzerindeki muhteşem vurguyla söyleniyor.
C'est comme Woodstock, mais tout le monde y va en van.
Umarım sadece şu odun kalabalığını çekmiyordur.
T'a trouvé