Oglun tradutor Francês
5,369 parallel translation
- Senin oglun.
- Ton fils.
Oğlun hâlâ iyi bir kadın bulamıyor.
Ton fils n'est pas capable de choisir la femme qu'il lui faut.
- Oğlun nasıl?
- Comment va ton fils?
Gitmemekte direniyor. Senin oğlun olduğunu söylüyor.
Il ne veut pas partir de la maison et prétend être ton fils.
- Oğlun olduğunu söylüyor.
- Il dit qu'il est ton fils.
- Diğer oğlun!
- Ton autre fils.
Oğlun ihtiyacı olan her şeye sahip olacak.
Ton fils aura tout ce dont il a besoin.
Anne işte oğlun.
Mère... ceci est ton fils.
Şu anda, biz burada sırf iyiliğimiz ve cömertliğimizden oturuyoruz ki oğlun, dükkânımda öldürdüğü masum insanlara onu bile göstermedi.
Nous sommes assises ici avec toute notre gentillesse et notre générosité, ce qui est plus que ce que votre fils a montré envers les innocents qu'il a descendus dans mon salon.
Sebastian senin yeğenin değil. O senin oğlun.
Sebastian n'est pas votre neveu, c'est votre fils.
Oğlun güçlerimi aldı.
Votre fils m'a enlevé mes pouvoirs.
Tanrım. Sen ve senin gerizekalı oğlun.
Toi et ton malade de fils.
Onun oğlun olduğunu biliyorum.
Je sais qu'il est ton fils.
Oğlun, ninesiyle birlikte "Tanık Koruma" da.
Ton fils est dans le programme de Pro - tection des Témoins avec sa grand-mère.
Hem de evde. - Lobideki oğlun mu?
Dans ma propre putain de maison.
Oğlun haklı.
Ton fils a raison.
Oğlun nasıl?
Comment va ton fils?
- Oğlun bugün bir hayat kurtarmış.
Le garçon a sauvé quelqu'un aujourd'hui.
Oğlun olduğumu biliyor muydun?
Tu savais que j'étais ton fils?
Sırf oğlun Carlos düşüp dizini acıttı diye bu anlaşmadan çekilebileceğini mi düşünüyorsun?
Tu crois que juste parce que ton fils Carlos est tombé et s'est fait mal, tu peux quitter le contrat?
Bir gün böyle bir şey yapman için sana bir sebep vereceğim. Sen ve senin hasta oğlun!
Je vais te donner une raison d'en avoir besoin...
Bir oğlun var.
Vous avez un fils.
- Jerry senin oğlun. O'nun değil. Senin.
- Jerry est ton fils... pas le sien.
Ve senden ölesiye nefret eden rahatsız bir oğlun var.
Un fils perturbé qui vous déteste.
- Bob senin bir oğlun ve dokturluğun var dostum.
- Bob, tu es un père et un docteur, mec.
Oğlun da bu sözü çok tekrarlayacak.
Ton fils va souvent dire ça.
Gizli oğlun.
Votre fils caché.
Demek bunu oğlun yaptı.
C'est ton fils qui t'a fait ça.
Oğlun verdi.
De ton fils.
Senin için oğlun gibi olduğunu söylemiştin.
Vous aviez dit qu'il était comme votre fils.
Ama oğlun hep yanında kalmayacak.
Mais il ne sera pas toujours là, tu sais.
Şunu da belirteyim, oğlun tek kelime bile etmedi.
Pour info, votre fils n'a rien dit.
Oğlun alıyor çünkü.
Ton fils le prend au sérieux.
Oğlun Joseph Gordon Zorölüm.
Ton fils, Joseph Gordon Diehard.
Senin oğlun olmamak için her şeyimi hem de her bir şeyimi verirdim.
Je donnerais tout... n'importe quoi... pour ne pas être ton fils.
Oğlun kaç yaşında?
Quel âge a ton garçon?
Şu an oğlun kucağımda. Tam bir sapıksın.
Je tiens ton fils, espèce de perverse.
Oğlun hastaydı ve sen lanet bir emlakçı hatunu düzmek için dışarıdaydın.
Ton gamin est malade et tu vas sauter ta belle agente immobilière.
Senin oğlun mu var?
Tu as un fils?
Oğlun nerede?
Où est ton fils?
Bir oğlun daha mı vardı?
Un autre fils?
Peki oğlun aynı durumda olsaydı?
Et si c'était ton fils?
Oğlun seni yenilgiye uğrattı.
Votre fils vous a déjà mordu.
Oğlun Justin.
Ton fils Justin.
Selam kardeşim. Oğlun nasıl?
Salut, mec.
Oğlun.
Ton fils.
Oğlun konuşmadı, fakat o aldatılmış.
Votre fils a été bête, mais il a été dupe.
Eğer kocanın benden çaldığı 2 milyon dolardan bir kuruş eksik çıkarsa, arkadaşlarımı ararım ve oğlun ölür, anlıyor musun?
S'il manque un centime des 2 millions que ton mari m'a volé, J'appellerai mes amis et ton fils mourra, t'as compris?
Eğer çeneni açıp herhangi bir şey söylersen....... banka güvenliğine, banka memuruna sırada arkasında durduğun adama bile, oğlun aynı buna benzeyecek.
Tu parles à qui que ce soit les agents de sécurité, un caissier, même la personne qui est debout derrière la ligne et ton fils ressemblera à ça.
şimdi, Koga, 3 yaşında bir oğlun ve ufak bir kızın var, doğru mu?
Maintenant, Koga... vous avez un fils de trois ans et une petite fille, c'est ça?
Oğlun ölüyor, Amara.
Ton fils est mourant, Amara.