English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Okaliptüs

Okaliptüs tradutor Francês

36 parallel translation
Onları gördüm. Okaliptüs ağaçlarının orada, bir arabada beş kişi var. Ana yolda da dört kişilik bir araba var.
Je les ai vus, il y en a cinq dans une voiture, et quatre autres armés, sur la route principale.
Okaliptüs ağacından 10 adım at, Otobanın bitiminden 500 metre ilerde.
Á trois mètres de l'eucalyptus, à quatre cents mètres du bord de l'autoroute.
İşte okaliptüs ağaçları burada.
Les eucalyptus.
Avustralya'ya özgü değillerdi, yavrularını keselerinde taşımıyor ve o nefis okaliptüs yapraklarından yemiyorlardı.
Aucun n'est originaire d'Australie, ne porte son bébé dans une poche ou ne mange de ces exquises feuilles d'eucalyptus.
Bir okaliptüs dalı altında,.. ... saatlerce kalabileceğim,.. ... bulutları çimenlerin rengini değiştirmesini izleyebileceğim bir yerde.
Sur la branche d'un eucalyptus, où je resterais des heures, à regarder les nuages changer la couleur de l'herbe.
Okaliptüs...
Des eucalyptus.
Çam esanslı Tonificant, ardıç esanslı "Decontractant Musculaire", lavanta esanslı Revigorant, ve okaliptüs esanslı Calmant.
Tonifiant, à l'essence de pin. Décontractant Musculaire, à l'essence de romarin. Revigorant, à l'essence de lavande.
Okaliptüs içeriyor.
Ça contient de I " eucalyptus.
Tepeler var, ve eee, okaliptüs ağaçları.
Il y a des collines et des eucalyptus.
Okaliptüs ve papatya değil mi?
Eucalyptus et camomille...
Okaliptüs mü?
On dirait de l'eucalyptus.
Okaliptüs. Aydınlanma için.
A l'eucalyptus, pour ton esprit.
Çatalı geçin, okaliptüs ağacına doğru gidin.
A la fourche, vous prenez vers l'eucalyptus.
Okaliptüs tohumu ve bambu....
Les pieds d'eucalyptus, le bambou et...
Bir okaliptüs ağacı görüyorsun.
Vous voyez un eucalyptus.
Şimdi, herkes okaliptüs ağacının gölgesine otursun, çabuk.
Et là, venez toutes... Vite, vite, venez vous asseoir à l'ombre de l'eucalyptus.
Okaliptüs ağacı.
- Il joue un arbre. - Un eucalyptus.
Sıcak bir öğleden sonra, Galilee tepelerinde aç bir kalabalık okaliptüs ağacının gölgesinde toplanıyor birdenbire...
Par un après-midi étouffant, dans les collines de Galilée, une foule affamée se rassemble à l'ombre d'un eucalyptus, lorsque, soudain,
Volkanik çamur maskesi, aroma terapi, okaliptüs dürümü.
Masque de boue, aromathérapie, écharpe d'eucalyptus.
Harika. O zaman bize şu okaliptüs şeylerinden getir, ektra mayonez, varsa da birazda miracle whip, ve acele et, hemşire iğneyle gelmeden yemek istiyorum.
Parfait, alors amenez-moi ce truc à l'eucalyptus, de la mayo, de l'andalouse si vous avez, et si possible vite, je voudrais manger avant ma péridurale.
- Okaliptüs.
Un eucalyptus.
Okaliptüs nane aromamız var, siyah frenküzümü vanilya karışımı ya da çam kokusu.
On a... eucalyptus mentholé, vanille et cassis, ou evergreen.
Okaliptüs kağıt hamuru yapımında kullanıIıyor.
Eucalyptus est utilisé pour faire la pâte à papier.
Okaliptüs ağaçlarının dibinde hiçbir şey yetişemiyor çünkü yaprakları ağacın dibinde diğer bitkiler için zehirli bir zemin oluşturuyor.
Au pied de ces eucalyptus, rien ne pousse, car la forme de leurs feuilles crées un lit toxiques pour la plupart des autres plantes.
Soya fasulyesi, hurma yağı, okaliptüs ağaçları...
Le soja, l'huile de palme, eucalyptus...
Ayrıca okaliptüs kokuyorlardı.
Ils sentaient l'eucalyptus.
Ama her yerde okaliptüs ağacı var burada.
Il y en a partout.
Toprağınızda buğday yerine cüce okaliptüs ekerseniz, onu tuzundan arındırabilirsiniz ve bu BM İhracat Konvansiyonu'na büyük paralar kazandırır.
Dessaler le sol en remplaçant le blé par des eucalyptus vous fera gagner des dollars en crédit carbone.
Kendimi okaliptüs ağacı gibi hissediyorum.
Je me sens comme un eucalyptus.
Göğsümde okaliptüs yaprakları mı ovalardın?
Est ce que tu enroulerais des feuilles d'eucalyptus tout autour de mon corps
Amy için sanırım adaçayı, paçuli ve okaliptüs esanslı bir şeyler düşünüyordum.
Pour Amy, tu devrais essayer de la sauge, du patchouli ou de l'eucalyptus.
Yani diyorsun ki rutubetli, ıslak, ve okaliptüs kokuyor?
Vous voulez dire humide, mouillé, et puant l'eucalyptus?
Kuş üzümü Notlar, tütün... İncir ve okaliptüs.
Des notes de cassis, tabac... figues et eucalyptus.
Yani bak, her yeri okaliptüs esansıyla dolduruyorlar. Allah muhafaza, içeride kimse temiz hava alamıyor.
Ils remplissent cet endroit de brume d'eucalyptus des fois que quelqu'un ait le malheur de simplement respirer de l'air pendant sa séance.
Keşke şu barbekü restoranlarında okaliptüs falan olsaydı.
Dommage qu'il n'y ait pas d'eucalyptus dans les restaurants.
Kedi videoları, tavuk ve waffle, okaliptüs kokusu artık umurumda değil.
Les vidéos de chats, le poulet, les gaufres, je m'en fous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]