Olaf tradutor Francês
246 parallel translation
O-Take San'ın hizmetçisi, Olaf J. Anderson, Eva. Tokuyawa Daimyo, Avrupa'dan Japonya'ya geri döner.
Tokuyawa, le Daimyo, revient au Japon, de retour d'Europe.
Olaf J. Anderson.
Olaf J. Anderson.
" Olaf, sen çok değiştin.
" Olaf, tu as beaucoup changé.
"Çok geçmeden eve döneceğiz, bu yüzden Olaf Anderson'un bu Japon kızıyla evliliğini onaylayamam!"
"Je ne peux approuver le mariage de Olaf Anderson avec cette japonaise, car on va bientôt retourner chez nous!"
"Olaf, beni asla terk etmez!"
"Olaf ne me quittera jamais..!"
Sevgili Olaf, genç karını üzmen, hoş bir şey değil. "
"Mon cher Olaf, c'est pas très gentil de rendre ta petite femme malheureuse."
" Çabucak geri gel Olaf...
" Reviens vite Olaf...
"Benim hiçbir şeyim yok, fakat kocam Olaf Jens Anderson, yakında geri dönecek, o zaman kesinlikle paranızı alırsınız!"
"Je n'ai rien, mais mon époux, Olaf Jens Anderson, sera bientôt de retour, et vous aurez certainement votre argent!"
Ben, Olaf Anderson'la evliyim.
Je suis la femme de Olaf Anderson.
"Bir Avrupa gemisi limana girdi. Hissedebiliyorum... Bu, Olaf!"
" Un bateau européen est entré dans le port...
" Olaf Anderson, Tanrı aşkına yardım edin!
" Olaf Anderson, de l'aide, pour l'amour du ciel!
Ben Olaf Anderson'un karısıyım! "
Mais je ne peux devenir votre femme...
Heinrich V. Rahner, Olaf Tystendal et Bernard O'Connor, uzayda kaybolan yiğit öncüler. Büyük bir amaç için yaşadılar ve onun uğruna öldüler.
Olaf Tystendal, Bernard O'Connor, aux pionniers courageux de la navigation spatiale qui ne revinrent jamais de leur voyage.
Olaf, onun için yiyecek bir şeyler ayarla.
Olaf, préparez-lui à manger.
Elbette Olaf.
Bien sûr, Olaf.
İyi geceler Olaf.
Bonne nuit, Olaf.
Olaf'a onu getirmesini söyle.
Qu'Olaf la fasse venir.
Olaf, onu yukarı çıkar. Benim odama kapat.
Olaf, montez-la et enfermez-la dans ma chambre.
Olaf, ben burada kalıyorum.
Je reste ici, Olaf.
Olaf.
Olaf.
Olaf!
Olaf!
İki : Olaf soytarı değil.
Ensuite, Olaf n'est pas un mec...
Olaf buna "düzene koymak" diyor.
D'ailleurs Olas appelle ça, régularisé.
Olaf.
Olav.
Adı Olaf'mış.
Il dit s'appeler Olav.
Çek git, Olaf, evet anlaşılıyor.
Va-t'en Olav. Tu as bien compris.
Olaf, git.
Olav, va-t'en!
No. 2, Aziz Olaf Sokağı.
- 2, place St. Olaf.
Ve yanında da Olaf adında... iskandinav bir arkadaşı vardı.
Avec un ami : Un certain viking, du nom d'Olaf.
New Orleans'ın jazz şarkılarına kendini kaptırmıştı... ve bütün gün Picasso'nun penceresinin önünde... elinde bir trambolinle bir şeyler çalmaya çalışıyordu.
Olaf avait été contaminé par la fièvre du Jazz New Orleans et son entraînement avait lieu sous les fenêtres de Picasso nuit et jour. Il jouait du trombone.
Olaf'ın trambolini sabahın köründen geceye kadar öttürüyordu... ve Picasso'da kafayı sıyırmak üzereydi.
Il commençait très tôt et... finissait tard. Picasso en devenait fou!
O gencin gerçekten trambolin çalabildiğini sanmıyorum.. ama Oja'nın dedesi bir macardı.
Je ne crois pas qu'Olaf fût joueur de trombone mais l'aïeul d'Oja était Hongrois!
Aynı zamanda Munch'un Norveç Kraliyet Ailesi tarafından şövalye ilan edildiği bildirildi.
Au même moment, Munch sera informé qu'il vient d'être fait Chevalier de l'Ordre Royal Norvégien de saint Olaf.
Gürültücü Olaf'ın oğlu.
Fils d'Olaf le Bruyant.
Olaf Stapledon'un "Star Maker" ını da okudunuz mu?
Avez-vous lu "Créateur d'étoiles" d'Olaf Stapledon?
Olaf'ı getirdim.
J'ai amené Olaf.
Sanırım Olaf'ı haklayabiliriz.
Je crois qu'on peut prendre Olaf.
- İyi geceler Olaf.
- Bonsoir, Olaf.
Gelmiş geçmiş bütün Vikinglerin en büyük önderi'Kıllı Olaf', 80,000 savaş miğferini yanlışlıkla boynuzları'içinde'olacak şekilde sipariş ettiğinden beridir, hiç bir savaş bu kadar berbat geçmedi.
On n'a pas fait la guerre aussi atrocement depuis qu'Olaf le Velu, chef des Vikings, a commandé par erreur 80 000 casques avec les cornes à l'intérieur.
Olaf Tryggvason her yolculukta kusardı.
Olaf Tryggvason avait l'habitude de vomir à chaque voyage.
- Olaf, Rusyanın neresindensin?
- Olaf, t'es de quel coin de Russie?
Onu söylerken dinleyeceksin.
Attends qu'il chante. Olaf, "Déchaîné".
Oda arkadaşım Olaf'ı aramalıyım.
Je dois appeler Olaf, mon colocataire.
Sen Olaf olmalısın.
Vous devez être Olaf?
Tapınak hizmetkârı Karan ; Tapınak hizmetçisi, Kin-be-Araki ;
Kin-be-Araki, le tenancier du salon de thé Hanake, la servante de O-Take-San Olaf J. Anderson Eva
'Sevgili Olaf!
Cher Olaf!
Olaf Anderson senin kocan değil ve evliliğiniz... "
Olaf Anderson n'est pas votre mari et votre mariage... "
Teşekkürler, OLaf!
Merci, Olaf!
Maktul, Arthur Reginald Webster Charles Patrick Trumpington, Marcel Agnes Bernstein Lewis Anona Rudd, John Malcolm Kerr Nigel Sinclair Robinson, Norman Arthur Potter Felicity Jayne Stone, Jean-Paul Reynard Rachel Shirley Donaldson, Stephen Jay Greenblatt Karl-Heinz Muller, Belinda Anne Ventham Juan-Carlos Fernandez, Thor Olaf Stensgaard Pretoria Lordu Kimberley, Pretoria Leydisi Kimberley Yargıç Nigel Warmsly Kimberley Robert Henry Noonan ve Felix James Bennett'i 19 Aralık 1972 sabahı veya civarında öldürdüğünüz için.
Charles Patrick Trumpington, Marcel Agnes Bernstein, Lewis Anona Rudd, John Malcolm Kerr, Nigel Sinclair Robinson, Norman Arthur Potter,
Olaf, Metal.
Olaf, métal.
Olaf, tatlı kız di mi?
Olaf, fille chouette?