Olduğunu biliyorum tradutor Francês
25,119 parallel translation
Burada bu gece bir çok güzellik görüyorum ama burada kötülüğün de bizimle beraber olduğunu biliyorum.
Je vois beaucoup de bien ici ce soir. Mais je sais qu'il y a également du mauvais avec nous ce soir.
Orada olduğunu biliyorum şeytan.
Je sais que tu es là, Diable.
Onun Paris'teki ofisinin başında olduğunu biliyorum.
Elle dirigeait ton bureau à Paris.
Nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
Je sais ce que c'est.
Ticaret Bakanım, sizin de isteğinizin bu olduğunu biliyorum ancak yine de sıkıntılı görünüyorsunuz.
Monsieur le Ministre, je sais que c'est votre souhait, et pourtant, vous avez l'air... troublé.
Joe Blake. Kim olduğunu biliyorum.
Joe Blake
Ben ne olduğunu biliyorum...
Je sais ce que c'est...
Orada olduğunu biliyorum.
Je sais que tu es là.
Bu dünyanın bazen boktan olduğunu biliyorum ama en azından gerçek.
Je sais que ce monde craint, mais il est réel, au moins.
Bazen uğraşılması zor birisi olduğunu biliyorum ama onun yanında durup daha iyi birisi olmasını sağladığına şahit oldum.
Je sais quel homme pénible il pouvait être, mais je t'ai vu te tenir à ses côtés et faire de lui une meilleure personne.
Sanırım tam olarak paraya ne olduğunu biliyorum.
Je pense que je sais exactement ce qui est arrivé à cet argent.
Victor'un nerede olduğunu biliyorum.
Je ne sais pas où est Victor.
Yaptığımız işlerin karmaşık olduğunu biliyorum ama bu durumu düzeltebiliriz.
Je sais que les choses qu'on fait sont compliquées, mais on peut arranger ça.
Evet, onun kim olduğunu biliyorum.
Je sais qui elle est.
Nerede olduğunu biliyorum.
Je sais où tu es.
Evet, bunun kötü bir fikir olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est une mauvaise idée.
Ve Gideon Goddard olduğunu biliyorum.
Et je sais qui tu es Gideon Goddard.
Ama buraya kadar Quentin. Hala orda olduğunu biliyorum.
Je sais que tu es toujours là.
Bu küçük adamın kim olduğunu biliyorum sanırım.
Je sais qui est ce petit.
Kız kardeşinle aranızdaki ilişkinin karışık olduğunu biliyorum ama ya o ya da biz.
Je sais que les rapports entre toi et ta soeur sont... compliqués, mais c'est elle ou nous.
Üzgün olduğunu biliyorum, tatlım.
Je sais que tu es contrariée.
Sanırım ne olduğunu biliyorum.
Et je pense savoir ce que c'est.
Hayır. Evet, ne olduğunu biliyorum. Bir saniye.
Je sais ce qu'il s'est passé.
Öyle olduğunu biliyorum.
Je le sais bien.
Benden biraz daha çılgın olduğunu biliyorum.
Je sais que t'es un peu plus sauvage que moi.
O dolabın kime ait olduğunu biliyorum.
Je sais à qui appartient ce casier.
Ama bence ikimiz de en iyisinin bu olduğunu biliyorum.
Mais je pense que nous savons que c'était le mieux à faire.
Kızgın olduğunu biliyorum.
Je sais que vous êtes en colère.
Demek istediğim, ilişkilerde sorunlarım olduğunu biliyorum.
Je veux dire, je sais que j'ai des problèmes avec les relations humaines.
Deneme süresi olduğunu biliyorum ama göreceksiniz ki başarabilirim.
Je sais, c'est une période d'essai, mais tu verras, j'ai tout sous contrôle.
Cesur olduğunu biliyorum.
Je sais que tu es brave.
Neden olduğunu biliyorum ben.
Oh, je sais pourquoi.
Ve sakın bana bunun doğru olmadığını söylemeyin çünkü doğru olduğunu biliyorum. Söyleyin neden!
Et ne dites pas que ce n'est pas ce que vous faites, parce que je le sais, alors, dites moi pourquoi!
- İzne ihtiyacım olduğunu biliyorum.
Je sais que j'ai besoin d'une permission.
Zor olduğunu biliyorum Frank.
Frank, je sais que c'est dur, tu sais?
O zaman çocuk olduğum için kimse bana inanmadı... -... fakat doğru olduğunu biliyorum.
Personne ne me croit parce que je n'étais qu'une enfant à l'époque mais je sais que c'est vrai.
Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim ama senin gece kuşu olduğunu biliyorum o yüzden belki seni yakalarım diye düşündüm.
Désolée d'appeler si tard, mais je sais que tu es un couche-tard, alors j'ai pensé que tu répondrais peut-être.
Bugünlük dışarıda olduğunu biliyorum ama araman lazım.
Je sais que tu es absente, mais il faut que tu m'appelles.
Baku'nun ne olduğunu biliyorum geri zekalı.
- Je sais ce que c'est, ducon.
Orada olduğunu biliyorum. Savaş onunla!
Dean, écoute moi, je sais que t'es là.
Biliyorum onun tam bir baş belası olduğunu düşünüyorsun ama ona kanından biraz verebilir misin acaba?
Je sais que j'ai dit que c'était un emmerdeur, mais y a-t-il une chance pour que tu épargnes du sang?
Burada olduğunu biliyorum aşağılık herif! Oğlumu öldürdün!
Je sais que tu es là, espèce d'enfoiré!
Bunun, o kadar da rahat konuşulacak bir durum olmadığını biliyorum ama belki bize neler olduğunu anlatmak istersin.
Je sais que ce n'est pas une... chose facile à dire, mais... peut être que tu peux juste nous dire ce qui s'est passé.
Kim olduğunu biliyorum.
Je sais qui tu es.
Hayatta olduğunu bu yüzden biliyorum.
C'est pourquoi que je sais qu'il est vivant.
Sebebinin Regina olduğunu sanıyordum ama artık biliyorum.
Je croyais que c'était Regina, mais maintenant je sais.
Artık nasıl biri olduğunu çok iyi biliyorum.
Et maintenant, je suis sûr que je sais quel type de personne tu es.
Emma bunun bir hikaye hakkında kanıt olduğunu söyledi ama onun üstünde çalışığı bütün hikayeleri biliyorum ve bu videolar hiçbiiyle alakalı değildi.
Emma disait que c'était une preuve pour une histoire, mais je connais toutes les histoires sur lesquelles elle bossait, et ces vidéos n'avaient rien à voir avec aucun d'entre elles.
Cesur olduğunu ve ağlamadığını biliyorum, şunu bil ki senin için ağladım.
Bien que je sache que tu es brave... et que tu ne pleures pas, sache que j'ai pleuré pour toi.
I hep biliyorum. Benim hedefler ne kadar olduğunu.
Je sais toujours ce que font mes cibles.
Siz erkekler ne olduğunu bilmediğimi sanıyorsunuz fakat biliyorum.
Vous pensez que je ne sais pas ce qu'il se passe, mais je sais.