Olurdu tradutor Francês
25,639 parallel translation
Sorun değil. Monica'da hep olurdu.
Ça arrivait tout le temps à Monica.
Yani doğum gününde bir şey istesen ne olurdu?
Si vous pouviez avoir n'importe quoi pour votre anniversaire, qu'est ce que ce serait?
Kabul ediyorum, oğlum yerine kızım olsaydı nasıl olurdu diye merak etmemek elde değil. Ama konumuz, ne olduğundan çok neden olduğu.
Je reconnais qu'il est dur de ne pas se demander comment ça se serait passé avec une fille plutôt qu'un fils, mais le problème est plutôt le pourquoi c'est arrivé.
Mecbur kalsam sanırım Kimber olurdu.
Si j'étais forcé, je dirais... Kimber?
Evet çünkü öbür türlü çok saçma olurdu.
Car l'autre interprétation n'a aucun sens.
Kutu bir hayvan olsaydı, ne tür bir hayvan olurdu?
Si la boîte était un animal, elle serait quoi?
- Çok sağlam olurdu.
Ça serait de la balle.
Bir dikdörtgen çizdin ve eğer hayvan olsaydı kutu kaplumbağası olurdu dedin.
Tu as dessiné un rectangle symbolisant une tortue boîte.
Ne iyi olurdu biliyor musun? Laurie'nin şirketimle ne yapmak istediğini internetten değil de ondan duysaydım keşke.
Ce serait sympa si j'apprenais ce que Laurie veut faire de ma boîte de sa part, et non sur Internet.
Sahiplik pozisyonu daha zarif bir çözüm olurdu.
Une solution plus élégante impliquerait une prise de parts dans l'entreprise.
Çok can sıkıcı olurdu.
Ce serait la galère.
İlişkimiz bir Meryl Streep filmi olsaydı... Şüphe filmi olurdu.
Si notre relation était un film de Meryl Streep, ce serait Doute.
Onca kargaşa ve hengâmenin içinde güvenebileceğin bir şey olması iyi olurdu. Her gün kapının önüne bırakılan ve sanat bölümü olan bir şey.
Avec tous ces tracas, il vous faut une chose sur laquelle vous pouvez compter, qui arrive tous les jours sur le pas de votre porte avec une rubrique "arts".
O daha iyi bir kariyer hamlesi olurdu.
Car ça serait sûrement mieux pour ma carrière.
İnsanlarda herhalde şöyle olurdu,
L'équivalent humain serait :
Benim uydurduğum Vergi-Alto'da bile bu yarısı olurdu.
Même à "Taxo-Alto", que j'ai inventé, c'est la moitié.
Kurtulmak için tek umut evinde çok sayıda makarna süzgeci bulunan birinin ortaya çıkması ama o kişinin söz konusu makarna süzgeçlerini ulaştırmak için bir şoför filosuna ihtiyacı olurdu, şoförlerin de makarnayı hızlı süzebilmesi için örneğin seksi bir katil balina gibi çok güçlü yüzücüler olması gerekirdi.
La seule chance de sauvetage viendrait de quelqu'un ayant de nombreuses passoires à disposition chez lui. Mais cette personne devrait aussi avoir accès à des chauffeurs pour transporter ces passoires, et pour égoutter plus rapidement les spaghettis, les chauffeurs devraient être d'excellents nageurs, comme, par exemple, des orques sexy.
Her hafta yarım saat boyunca bir evim olurdu ve hayatta kalmama yardım ederdi.
Pendant une demi-heure, j'avais une maison. Ça m'a aidée à survivre.
- Vim para içinde yüzüyor olurdu.
- Vim se roulerait dans les billets.
"Kötüymüş harbiden." diyeceğin sayı kaç olurdu?
Quel chiffre te ferait dire : "Ouh, ça craint"?
Elimizden kaçması ayıp olurdu.
Dommage de passer à côté.
- Başka ne ayıp olurdu biliyor musun?
Il y a un autre truc qui serait dommage.
" Kendime ait bir dünyam olsaydı her şey saçma sapan olurdu.
" Dans mon monde à moi, il n'y aurait que des divagations.
Gerçek Ev Kadınları'nı burada çekseler çok sıkıcı olurdu herhâlde.
S'ils faisaient un Real Housewives ici, ce serait tellement ennuyant.
Bu çok tehlikeli bir örnek olurdu.
Cela ferait un exemple.
Savcılık Boss'u içeri tıkabilseydi harika olurdu.
Ca aurait été trop cool que le procureur coince Mr Boss.
Normalde bu güzel bir sürpriz olurdu ama davetsiz misafirlerden nefret ederim.
En temps normal, ça aurait été une bonne surprise, mais je déteste les fauteurs de trouble.
Şimdi hadi bu cesedi birileri fark etmeden önce çıkaralım. Gizleme büyüsü iyi olurdu yani.
Maintenant nous devons nous débarrasser de son corps avant que quelqu'un le remarque, et un sort de dissimulation serait probablement utile.
Julian'a kalbimi sökme zevkini yaşatmak bir hata olurdu.
Donner à Julian la satisfaction de m'arracher le cœur aurait été une erreur.
Ölseydi daha iyi olurdu. Kızı temizleyecekler, sıfırlayıp Sweetwater'a geri koyacaklar.
Si elle est morte, ils l'ont effacée et remise en ville.
Birbiriniz üzerinde her zaman garip bir etkiniz olurdu.
Vous aviez un lien particulier.
- Aslında bu harika olurdu.
Ça serait vraiment génial. Ok pour moi.
Muhtemelen olurdu eğer bu dere Idlewild Park ile..
Ça aurait été le cas si ce ruisseau ne séparait pas
Ama çok değil, yoksa şey olurdu işte yani.
Mais faut pas en mettre trop, sinon ça serait... Comment dire...
Seni öldürmek çok kolay olurdu.
Ce serait tellement facile de te tuer.
Normalde, Max öne çıkıp, hasar kontrolü yapmaya çalışıyor olurdu ama halkla ilişkiler uzmanını göndermiş.
Maintenant, normalement, Max devrait être dehors au premier plan. à essayer de limiter les dégats, mais il a envoyé son hack PR.
Eğer burada olsaydı, haberimiz olurdu.
S'il était en ville, on le saurait.
"Teşekkürler" güzel olurdu.
Un "Merci" serait sympa.
Takımımız için harika bir üye olurdu.
Je sais qu'elle est un bon atout pour notre équipe.
O zamanlar bana tüküren insanlar olurdu.
Les gens me crachaient dessus.
Şu anda bir arkadaşım olsa çok iyi olurdu.
J'ai vraiment besoin de mon ami là.
Annem bir avukatmış. Onun yolundan gitmek güzel olurdu.
Ma mère était avocate, ça pourrait être bien de suivre ses traces.
Birkaç isim versen çok yardımcı olurdu.
Ce serait utile si tu avais quelques noms pour nous.
Bu büyük bir başarı olurdu, öyle değil mi?
Ce serait une belle prouesse, pas vrai?
Yaşamasaydı garip olurdu.
Le contraire serait étonnant.
Bu harika olurdu.
Ce serait formidable.
Güney hava kilidini korumada yardım iyi olurdu.
Aide-moi à sécuriser le sas sud. Vas-y.
Başka ne güzel olurdu, biliyor musun?
- Tu sais ce qui serait cool, aussi?
Evet, iyi bir isim olurdu.
Ça sonnait très bien.
Sayın Başkan sizinle dans etmek benim için bir onur olurdu.
Danser avec vous serait un honneur.
Ağır olurdu değil mi?
Trop prononcé?