Only tradutor Francês
425 parallel translation
"Only Love Can Lead the Way."
''Only Love Can Lead the Way.''
"Only Love Can Lead the Way." Sarhoş eder adamı.
''Only Love Can Lead the Way.''Une chanson tonifiante.
But if the matador could only see his godson just for a minute -
Juste une minute. C'est son filleul.
Gül şarkısını söylüyor.
Elle vous interprète "Only a Rose".
Beklediğim an bu işte
" Tonight is only the beginning
Beklediğim an bu işte
"Tonight is only the beginning " Hold me in your arms
# Evet, senin yüzünden, aşkım
" In my uncertain heart 'I am only certain of
# Evet, senin yüzünden, aşkım
"In my uncertain heart " I am only certain of
Fear is only a dream
La peur n'est qu'un rêve
" And the only thing we had sleep was a buffalo skin.
Une peau de bison pour tout lit
Look, they're only needlin'you because you had'em confined to the post.
- Ça n'a pas d'importance! 60 kilos.
Daha dün burada krallar yaşardı.
- Only yesterday there were kings here.
Yalnız Çocuk'tan UN 1'e.
Only Child à UN One.
UN 1'den H.F.'deki Yalnız Çocuk'a.
UN One à Only Child sur HF.
UN 1'den Yalnız Çocuk'a.
UN One à Only Child.
Anlaşıldı, Yalnız Çocuk.
Reçu, Only Child.
Sadece birbirimizi incitiyoruz Eğer gerçekleşmeyecek rüyalar kurabilirsek
We'll only hurt ourselves if we build dreams that don t come true
Sadece birbirimizi incitiyoruz. Eğer gerçekleşmeyecek rüyalar kurabilirsek
We'll only hurt ourselves if we build dreams that don t come true
The evidence presented here is the only basis of your decision.
Je vous demande de baser votre décision sur les preuves présentées ici.
Şimdi "Tek bir Gül" ü söyle, şimdi Edie.
Chante "Only a Rose."
Korkmamız gereken tek şey k, o, r
"The only thing we have to fear..."
JAMES BOND, FOR YOUR EYES ONLY ile geri dönecek
JAMES BOND sera de retour dans RIEN QUE POUR VOS YEUX
Bir zahmet baksan doğru olduğunu anlardın.
If you only bothered to look, tu verras que c'est la vérité.
# Seni sadece #
[I only knew you for a while...]
"Daha Yeni Başladık" şarkısını Karen Carpenter kadar tatlı söylerdi.
Elle chantait We've Only Just Begun comme Karen Carpenter.
ölüm ayıramaz... sadece aşkın bitmesi.
Death does not part, only lack of love.
Tek dostun, amaçların yanlış.
"Your only friend, the end." - Faux!
- "l Only Have Eyes for You."
- "Je n'ai d'yeux que pour toi".
# İlk vardığımda Londra'ya # # 16 yaşındaydım yalnızca #
# When I first came to London # # I was only 16 #
Sifonu çektiğinde "Daha Yeni Başladık" adlı şarkı çalıyor.
Quand tu tires la chasse, elles jouent "We've Only Just Begun".
Or say we're only dreaming
Tous les rêves sont permis!
sadece bir hayatım var sadece kendi hayatımı sensiz yaşıyor gibiyim
ONLY GOT ONE LIFE IT'S ONLY FOR SO LONG I'M LIVING MY LIFE
From a distance only.
À distance seulement.
... "'Only You'adlı parçayı altı farklı dilde söylemesiyle ün yapmıştı. "
"fut autrefois célèbre... car il pouvait chanter la chanson Only You en six langues."
Harriet, "Only You" nun sözlerini biliyor mu?
Harriet connaît les paroles de Only You?
İlişkimizde henüz "Only You" nun sözlerini biliyor musun aşamasına gelemedik.
On n'a pas atteint la phase critique... "connais-tu les paroles de Only You".
Sizin şarkınızı çalacağız, "Only You".
Et voici une chanson pour vous porter chance : Only You.
If only we could get the symbiont back in time.
Si seulement nous pouvions réimplanter le symbiote à temps.
I would have spent my life a mediocre man, only dreaming about what might have been.
J'aurais passé ma vie dans la médiocrité à rêver de ce que ça aurait pu être.
If only we knew the access code.
Si seulement nous avions le code d'accès.
"Benim Tüm Düşlerim" şarkısı plağın diğer yüzünde mi?
Il y a "My only dreams" sur la face B?
Sadece Sen?
Only You?
Sadece bunun bir romantik aşka dönüşmemesini diliyorum.
"I only hope this does not turn into a romance"
Ve son fakat aynı derecede önemli Berlin'in bir numaralı oyuncak ayısı, Buddy The Only Holly
Le dernier, mais non le moindre, notre "Teddy" préféré de Berlin, BUDDY THE ONLY HOLLY!
Hadi ona büyük bir Berlin Hoşgeldini verelim, Kristina Papagapoulus!
Let's give a nice big Berlin-Welcome to the one and only Kristina Papagapoulus!
If only they ´ d let us jerk off.
Si seulement on avait le droit de se masturber!
- You only get lies and pain and sorrow
Seulement des mensonges, de la peine et des pleurs
# Ki öyle olsa # İyi yazarlar da bir zaman daha iyi kelimeler biliyorlardı # Artık nesir yazarken
Good authors too who once knew better words now only use four-letter words writing prose anything goes
"l'm the Only Hell ( My Mama Ever Raised )".
" l'm the Only Hell
- "Benim Tüm Düşlerim" şarkısı ne olacak?
Et "All my only dreams"?
You Only Move Twice
Un monde trop parfait