Onu seviyorum tradutor Francês
3,594 parallel translation
Onu seviyorum.
Je l'aime.
Ben de onu seviyorum.
Je l'aime aussi.
Onu seviyorum.
Je l'adore.
Sanırım onu seviyorum.
Je crois que je l'aime.
- Onu seviyorum dedim!
Je t'ai dit que je l'aimais!
Ve biliyorum, yani bilirsin, sen ve Stacy konuşuyordunuz ve ben bunu onaylamıyordum. Biz zor ve problemli bir dönemdeydik ama onu seviyorum.
Et je sais que Stacy et toi discutiez, et je ne nierai pas qu'on a eu des moments difficiles, mais je l'aime.
Fakat onu seviyorum.
Mais je l'aime.
Onu seviyorum.
J'aime Jamie.
Hayır, seviyorum ama bana çok zor sorular soruyor. Cevaplamayı sevmiyorum. Ben onu seviyorum.
Si, mais il me cuisine toujours avec ses questions, je n'aime pas répondre.
Sevgili Tanrım, kardeşime gelirsek her an belli etmesem de onu seviyorum.
Cher Dieu, au sujet de ma soeur, Même si je ne le montre pas assez souvent, Je l'aime.
Yani, onu seviyorum.
Mais... je l'aime.
Evet, öyle. Onu seviyorum.
Bien sûr que oui, il me plaît.
Onu seviyorum.
Il me plaît.
Onu seviyorum Damon.
Je l'aime, Damon.
Çünkü onu seviyorum!
Parce que je l'aime.
Ve ben onu seviyorum.
Et je l'aime.
34 yaşındayım! Beni seven birini buldum, bende onu seviyorum ve onunla beraber tatile çıkacağım.
J'ai 34 ans, j'ai trouvé quelqu'un à qui je plais et qui me plaît, et je pars en vacances avec lui.
Hayır, onu seviyorum.
Je l'aime.
Onu seviyorum.
J'adore.
Onu seviyorum.
Je l'aime
- Ama ben de onu seviyorum. - Hayır, sevmiyorsun.
Mais je l'aime aussi non, tu ne m'aimes pas.
Onu seviyorum, hem de altı yıldır!
Je l'aime, depuis 6 ans déjà!
Bence hâlâ onu seviyorum.
Je crois que je l'aime toujours.
Sam'e yapmak istemiyorum bunu, onu seviyorum.
Je ne ferai pas ça à Sam, je l'aime.
Ve ben de onu seviyorum, kahretsin!
Et je l'aime aussi, bon dieu.
Ama ben onu seviyorum.
Mais je l'aime.
Onu seviyorum!
Moi aussi.
Görev yok, hiçbir sey yok, rapor verilecek bir sey yok tabii yine de kendimi burada kendimle konusurken buluyorum çünkü çünkü onu seviyorum.
Pas de mission, rien... Rien à signaler, sauf que je me retrouve encore assise ici à parler toute seule. parce que... parce que je l'aime
Anne, onu seviyorum.
Maman, je l'aime.
Ama onu seviyorum.
Mais je l'aime.
Onu seviyorum, Anne.
Je l'aime, Mère.
Onu seviyorum ama beni uğraştırmak için rol kesiyor.
Je l'aimerais bien mais elle fait semblant pour me faire poireauter.
Onu seviyorum ve ona hak ettiği huzuru vermek istiyorum ama- -
Maintenant je l'aime et je dois lui donner la paix qu'il mérite, mais...
Onu seviyorum ama her gece her hafta sonu...
Je l'adore, mais tous les soirs, tous les week-ends...
Anne... Onu seviyorum Onu gerçekten seviyorum.
Maman, je l'aime.
Çünkü onu daha çok seviyorum, dostum.
Parce que je l'aime mieux mec.
Bir insanın parasını böyle şeylere harcaması kulağa çılgınca geliyor ama onu seviyorum. Farkındayım.
Je sais.
Onu çok seviyorum.
J'aime tant cette fille.
Onu hâlâ seviyorum.
Je l'aime toujours.
Senin düşündüğün kadar değil. Seviyorum onu.
Pas tant que ça, je l'apprécie.
Onu seviyorum, Hank. Cidden.
- je l'aime, vraiment.
Onu çok seviyorum.
Je l'aime.
Onu çok seviyorum.
Je l'adore.
Seviyorum onu.
Je l'aime bien.
Evet, onu seviyorum.
Je l'aime.
Onu o kadar çok seviyorum ki benden istediği için senin o koca kafanı yere sürtüp kıvılcım çıkarmayacağım.
Je l'aime tant que je ne te démolis pas pour la contenter.
- Sanırım onu seviyorum.
Je crois que je l'aime.
Onu seviyorum!
Je l'aime!
Onu çok seviyorum, ama ona yardım etmeme izin vermiyor.
Je l'aime tant, mais elle ne me permet pas de l'aider.
Onu çok seviyorum.
Et que je l'aime fort.
Ve onu da çok seviyorum.
Et elle est ma préférée en tout.
seviyorum 294
seviyorum seni 25
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
seviyorum seni 25
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30