English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Opossum

Opossum tradutor Francês

281 parallel translation
Veya bir opossuma ( Keseli Sıçan ÇN )?
Ou un opossum?
Kokuşmuş sıçan!
Opossum puant!
Kokuşmuş sıçan!
Double opossum!
- Bir baykuş ve bir oposum vurduk.
- On a une chouette et un opossum.
- Ona "oposum" derler.
- On dit "opossum", c'est un marsupial.
- Sıçan!
- Un opossum!
Hep güzel bir yüze sahip olacaksınız güzel bir kürke ve güzel, mavi bir arabaya.
Vous aurez toujours une bien jolie tête. Un joli manteau d'opossum, une jolie CX bleue.
Patates kemiren bir sıçan gibi sırıtıyor.
Il se marre comme un opossum qui se tape une igname!
Burada kanguru bifteği veya ölü hayvanlar bulunacağını sanmıyorum!
J'ai peine à imaginer qu'ils servent du steak de kangourou ou une fricassée d'opossum.
Tuzaklarına yakalanan herşeyin, kaplumbağa, timsah, sıçan ne varsa midelerini kesip açar, içine bakar, geleceği söylerdi.
Quoi qu'il prenne dans ses pièges... tortue, alligator, opossum. Il leur ouvrait l'estomac, pour voir ce qui était dedans, et prédire l'avenir.
Bir porsuk olmalı tatlım.
C'est certainement un vieil opossum, chérie.
En iyi meyveler nerededir bilirmisiniz, Sayın Başkan?
Vous avez déjà chassé un opossum dans un arbre,
Bana kalırsa bu yaşlı at artık yaşamıyor efendim. ia-ia-o.
Je crois que l'opossum a gagné.
O fasulyenin içinde hem keseli sıçan var, hem de bol baharatlı. - Çok uğraştım! - Bak Sally,
Benmont, il y a de l'opossum dans ces fayots, et des épices.
- Bir sıçan mıydı? - Kapa çeneni.
- Un opossum?
Favori zombiniz kim?
Qui est votre opossum préféré?
Favori zombin kin?
Qui est ton opossum préféré?
Merhaba, Bay Possum.
Monsieur l'Opossum!
"Ya bir faredir ya da porsuk."
J'ai cru à une souris ou un opossum.
Yoo, havuzda bir sıçan boğulmuş.
Un opossum noyé.
Keseli sıçanı nerede bulacağını nasıl biliyor?
Comment il a appris à trouver un opossum?
Bir sıçan yakaladı ve canlı yedi?
Il a bouffé un opossum, tout cru.
- Siz delirmişsiniz. Junuh ölü sincabı çuvala tıkamaz.
Junuh ne balaierait même pas un opossum mort.
Ve şuradan da çok büyük bir sıçan eve girmişti.
Et là, un énorme opossum s'est glissé sous la maison.
- O sıçanı hatırlamıyor musun?
Tu te rappelles pas l'opossum?
Hey o sıçanı hatırlamıyorum, tamam mı?
Je ne me souviens pas de l'opossum!
Ve ölü bir sıçanı alıp sudan çıktığımda geriye bir tek ben kalmıştım.
Après avoir repêché un opossum, j'ai réalisé qu'il ne restait que moi.
Bir tür kokarca olmalı.
une sorte d'opossum.
Doktor, rakun ve opossum, esrarengiz kunduzla buluşmak için yola çıktı.
Le Doc etles deuxrongeurs partirent voir ce mystérieux Castor... Jolie caisse!
- Benim adımı taşıyan araba var mı?
Il n'y a pas d'Opossum.
Müthişti. Bunu sıçan dostumdan öğrendim.
En fait, c'est quelque chose... que j'ai appris de notre ami l'opossum.
Opossum olduğunu söyledi.
Il dit que c'est "O. Possum".
Opossum'u birinci muayene odasına alın. Kanguruyu da dikiş odasına.
Emmenez l'opossum à la salle un et le kangourou se faire recoudre.
- Birinci muayene odasına.
- Salle un. - L'opossum est toujours là.
- Opossum hâlâ orada. - Peki. Ondan kurtulalım.
- Vous pouvez lui dire de partir.
Bay Paxton. Hâlâ ölü numarası mı yapıyorsunuz?
Vous jouez toujours à l'opossum?
Sıçan boyunda bir sürpriz!
Ce soir, gratin d'opossum!
Muhtemelen JellyBean değil, kesinlikle JellyBean değil Kedi bile değil.
les Caramels, les pas-Caramel et les pas-chats. Je vois un opossum.
- Belki sıçandır.
- Ou un opossum.
Şimdi söyleyin, bu hareketimi bir sıçanın taklit edişini görmek istemez miydiniz?
Vous n'aimeriez pas voir ce mouvement effectué par un opossum de cartoon?
Etrafta bu şekilde dolaşan bir sıçan mükemmel olurdu.
Un opossum qui ferait ces pitreries aurait un énorme succès.
Peki ya babanın kamp yaptığınız zaman çadırına fare koymasıyla tam anlamıyla ödünün patlaması?
Et la fois où ton père a mis un opossum dans ta tente une nuit de camping et tu as fait un voyage hors de ton corps!
Karanlıktı. Önümüze bir köpek kedi ya da "opossum" çıktı. Küçük ve tüylüydü.
On est sortis manger une glace, et sur le chemin du retour, il faisait noir, et un chien, un chat ou un opossum, enfin, un animal à fourrure, a traversé la route, Jess a fait un écart et...
Belki bir kemirgendir?
Un opossum?
Tavşan mı sıçan mı?
Un lapin ou un opossum?
- Evet. Sanki sen "Akrep Kral" sın.
Comme un opossum, par exemple.
... ve onu dost canlısı bir opossum ya da esprili bir baykuşla tanışabileceği, kırlık bir bölgede serbest bırakabileceğimizi düşünmüştüm.
Il rencontrera un gentil furet et un hibou blagueur.
Yemin ederim, Gus.
Bon sang, Gus, tu te disputerais avec un opossum.
Her yerdeler.
Sur l'opossum,
- Opossum ürettiklerini sanmıyorum.
Pourquoi?
Bu bir sıçan.
C'est un opossum, originaire de...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]