English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Outrage

Outrage tradutor Francês

556 parallel translation
Terbiyesiz!
Quel outrage!
- İnanılmaz bir şey!
- C'est un outrage!
Bir daha çıkış yaparsanız saygısızlıktan dava açarım.
Melle, au prochain débordement je vous condamne pour outrage.
"Locksley'li Robin. Kimilerince haydut Robin Hood olarak biliniyorsun. Lehine tek şahit bile gösteremediğin mahkemenden sonra, haydutluk hırsızlık, cinayet, adam kaçırma, tahta saygısızlık krallık ormanlarında yasak av ve ağır ihanetten suçlu bulundun."
Robin de Locksley, alias Robin des Bois, hors-la-loi, n'ayant su trouver aucun témoin en votre faveur, vous êtes reconnu coupable de vol, meurtre, enlèvement, imposture, outrage et trahison.
Ben böyle rezalet görmedim.
Jamais je n'ai eu vent d'un tel outrage.
... çünkü bu, tarihte, kanunlara uyan vatandaşlara karşı en korkunç, en insafsız, kahrolası bir dehşettir.
... car c'est l'outrage le plus flagrant, dégoûtant et déplaisant jamais perpétré à l'encontre de citoyens respectueux de la loi.
... dünyadaki en korkunç zorbalık...
... l'outrage le plus flagrant...
Mahkemeye itaatsizlik diye bir şey olduğunu biliyorsunuz, değil mi?
Vous savez ce que signifie "outrage à magistrat"?
Mahkemenin düzenini bozuyorsun.
C'est un outrage à la Cour!
Mahkemeye saygısızlıktan... 50 dolar daha ceza veriyorum.
Je vous condamne pour outrage à la cour et vous condamne à payer 50 $ de plus.
Sizi mahkemeye itaatsizlikten 30 gün hapse mahkum ediyorum.
30 jours de prison pour outrage à magistrat.
Böyle bir rezalete izin vermeyeceğim!
Je ne permettrai pas un tel outrage!
Bariz münasebetsizlik.
- Quel outrage!
- Bu mahkemeye hakarettir!
Je vous ferai arrêter pour outrage. Allez-y.
Kongreye karşı geliyorsun.
C'est un outrage au congrès.
Bu sanata hakarettir ve kamu güvenliğini tehdit ediyor.
Cet immeuble est un outrage à l'art et au bon sens.
Kalbimi daha fazla kırmamalısın.
Il est temps que cet outrage cesse.
Genel ahlâka karşı bir suç işlediğim için değil, Norman, Richard Ward Sturges'in soylu bir uzantısı olmadığı için.
Pas parce que j'ai commis un outrage aux bonnes moeurs, mais parce que Norman n'est pas un prolongement de Richard Sturges.
Kendinizi tutamazsanız Bay Deveraux sizi itaatsızlıkla suçlarım. Devam edin.
Calmez-vous, M. Devereaux, ou je vous inculpe d'outrage à la Cour.
Bay Deveraux, sizi itaatsizlikle suçluyorum.
Outrage à la Cour!
Bay Keith, mahkemede sorulan sorulara cevap vermelisiniz.
M. Keith, refuser de répondre aux questions est un outrage à la cour.
Cevaplamazsanız mahkemeye itaatsizlikle suçlanacaksınız.
Vous risquez d'être inculpé d'outrage au Congrès.
Tanık mahkemeye itaatsizlikten suçlandı. Götürün lütfen.
Le témoin est inculpé d'outrage au Congrès.
Macabee'ler Kongre'ye hakaretten suçlanıyor.
Les Macabee inculpés pour outrage au Congrès.
Kongre'ye hakaretten itham edilen Macabee'lerin oğlu Rupert, bugün Ritz'de yakalandı. Kaybolduğundan beri orada kaldığı açıklandı.
Rupert Macabee, fils des instituteurs inculpés d'outrage au Congrès, a été retrouvé au Ritz, où il se cachait.
12'ye 20 var. Geç kalırsak mahkemeye hakaretten suçlarlar.
Dépêchons-nous, ou on nous inculpera pour outrage.
Şanslıyız. Hakaretle suçlamalarını önleyin.
II ne faut pas qu'ils vous inculpent d'outrage!
Dört şehir hapishanesinde de kısa süreli cezalar çekmişsiniz. Kamu ahlakına aykırı davranıştan, kadınları gözetlemekten... yalan yere yemin etmek ve kamu huzurunu bozmaktan.
Vous avez fait des séjours dans quatre prisons municipales á la suite d'attentat á la pudeur, scandale sur la voie publique, faux témoignage et outrage á agent.
Eskiden polistin biliyorum... Eyalet Suç Komitesi'nde davan vardı ve hakaretten 1 yıl yedin.
Je sais que t'étais dans la police, que t'as rencontré le comité anticriminalité et que t'as pris un an pour outrage.
Bana yıllardan bahsetme. Yarama parmak basma.
Ne soulignez pas "des ans l'irréparable outrage"...
- Aşağılık bir ayartıcı bize hakaret...
- Un vil séducteur outrage...
Albay Drummond, yarın sabah 10 : 00'da mahkemeye saygısızlıktan neden suçlanmamanız gerektiğini açıklamanızı emrediyorum.
Je vous ordonne de me donner des raisons demain matin à 10 heures de ne pas vous accuser d'outrage à la Cour.
Kullandığım bazı ifadeler mahkemeye hakaret gibiydi. Çok pişmanım.
Mes remarques taxées d'outrage à la Cour, je les regrette beaucoup.
Vicdana karşı gelme, birinci derece aşırı duygusallık.
- D'outrage à la conscience. De sentimentalité avec préméditation. Pourquoi?
Bu müstehcen, ve ahlak dışı bir durum.
Non, outrage aux bonnes mœurs.
Memur Nestor Patou 16 kadın fuhuş yaptıkları süphesiyle nezarete konuldu.
Agent Patou et 16 femmes soupçonnées d'outrage aux bonnes mœurs.
Geri döner dönmez, yakalanma emrin için yeminli ifade vereceğim. Yaşı küçük birine sarkıntılık etmek, adam kaçırma, özel eşyaya kasıtlı saldırı. Teşhircilik.
Dès mon retour, je vous ferai arrêter pour détournement de mineure, enlèvement, et outrage à la pudeur!
~ HAYDUT ~
L'OUTRAGE
1949. Cezayir Mahkemesi ; sekiz ay hapis cezası Görev başındaki pois memuruna hakaretten..
1949, Tribunal d'Alger condamnation à huit ans de prison pour outrage à agent dans l'exercice de ses fonctions.
Büyük suçlu ve mahkumlar için olan güvenli hücreye.
En cellule de sûreté pour outrage et intimidation.
Yalancı tanıklık, mahkemeye itaatsizlik adaleti engelleme ve cinayete ortaklık suçlarından yargılanabilirsiniz.
Vous tombez sous le coup d'une inculpation de faux témoignage, d'outrage à magistrat, de manoeuvres entravant l'action de la justice, et de complicité de meurtre.
Gidip okuyucularınıza söyleyin ki Amerika, kaderini düşmanlarının eline bırakıyorsa.. ... biz karşılık vermezsek yaptıkları yanlarına kar kalacak.
Maintenant, demandez à vos dirigeants si l'Amérique laissera son ennemi s'en tirer avec cet outrage sans représailles.
Kendinizi, direkt sorulara direkt cevaplar verme yönünde sınırlayacaksınız.. ... aksi halde mahkemeye itiaatsizlik etmiş olacaksınız. Devam edelim.
Contentez-vous de répondre aux questions qu'on vous pose ou... c'est l'outrage au tribunal.
- Rezalet! - Benzersiz bir rezalet.
- C'EST L'ART DRAMATIQUE QUE VOUS AVEZ outragé!
Dondurma yerken pat diye kötü haberi verdin bana.
Pourquoi réagis-tu comme un père outragé?
Komite, tanığı hakaretten suçluyor.
Le Comité vous inculpe d'outrage au Congrès!
Leon ve Asturias kentleri, Kastilya kralı şanlı hükümdar Alfonso'nun bu fermanı ile,
Par édit de notre illustre souverain Alphonse, roi de Castille, de Léon et des Asturies, Rodrigue de Bivar, ayant outragé le Roi, est banni pour la vie.
- Hayatım, bazı şeyler yapılamaz.
- Ce serait un outrage aux mœurs.
Bu sabah beni yaralamaya kalkıştın!
Ce matin, vous m'avez outragé!
En ünlü performansları kıskanç koca ve dedektifin, suçlu kadın ve sevgilisini yatakta yakaladıkları gösteriydi veya tam tersi.
Le plus populaire était celui du mari outragé... et du privé surprenant la dame dans les bras de son amant... ou vice versa.
Dergim de sizin gibi öfkeli.
Mon magazine est aussi outragé que vous l'êtes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]