English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ P ] / Partiler

Partiler tradutor Francês

752 parallel translation
Çok hoş partiler veriyorsunuz Bay Charles.
C'est charmant, M. Charles.
Elbette yemekler, partiler ve resepsiyonlar hazırlamak için çok hummalı çalışmalıyım. Ama bu konuda sana güveniyorum.
J'organiserai de grandes réceptions et je compte sur vous, Ruggles.
Matmazel Brandon'un ikilemine gelince, Leydi Conyngham çok saygıdeğer biri fakat öyle partiler düzenler ki, insan oradan ayrıldığında sanki hiç orada bulunmamış gibi hisseder.
Quant au dilemme de Mlle Brandon, lady Conyngham est très respectable, mais elle donne de ces fêtes d'où l'on repart toujours un peu déçu.
- Demek partiler veriyordu ha?
- Elle donne des soirées?
Atlar, köpekler, silah atışı, yat, seyahat, partiler, dedikodu.
Le cheval et les chiens, le tir, la voile... les soirées, les potins...
Arkadaşlarınızı göreceksiniz partiler vereceksiniz.
Vous ferez comme avant.
Eğer Efendi Edgar ve onun cazibesi ve para... ve partiler sizin için cennet demek ise... sizi Linton'un meleklerinden birisi olmaktan alıkoyan nedir?
Si les charmes, l'argent et les fêtes de M. Edgar représentent le paradis, vous n'avez plus qu'à devenir un ange Linton.
Maxim, ne zaman, eski günlerdeki gibi, partiler vereceksin burada?
- Comptes-tu organiser des fêtes?
Orada adına partiler düzenleyip önemli insanlarla ve doğru gençle tanışmasını sağlayacağım.
Je donnerai des fetes pour lui faire rencontrer des gens bien... et de bons jeunes hommes aussi.
Evet ve sonra, buraya insanları doldurup partiler veririz.
Oui, et nous donnerons des fêtes.
Partiler halinde kalkacaksınız. İlk parti 45 dakika içinde kalkacak.
Vous décollerez les uns après les autres, le premier avion part dans 45 minutes.
Partiler, futbol maçları.
Allez à des fêtes, des matchs de football.
Yani partiler 2'den önce başlamaz demek istiyor.
Il dit que ces jam-sessions ne commencent que vers 2 h.
... özellikle bu tür partiler.
- Surtout à cette soirée.
Partiler...
Des fêtes et...
İşleri, güçleri ; erkekler, partiler...
Toujours des garçons, toujours des fêtes!
- Bu partiler hep çılgın mıdır?
Quel chahut!
Ordu-Donanma karşılaşmaları, Bellevue Stratford'da partiler akademiye geçiş, mezuniyet şapka fırlatmalar, kilise düğünü, balayı.
Sports, spectacles, réceptions. Bals de l'Académie Navale. Cérémonie du diplôme...
Bir sürü partiler, danslar ve benzeri şeyler olacak.
Il y aura de nombreuses réceptions, des bals, ce genre de choses.
Şu andan itibaren her gece bazı kısa partiler olacak.
Il y aura des réceptions tous les soirs. C'est possible?
Elçilikte de böyle partiler mi versek ne?
J'aimerais en faire autant à l'ambassade!
Richmond, şık hanımlar... garden partiler, danslar.
Richmond, les femmes bien habillées, les fêtes de jardin, les danses.
Pekala, ama O da daha güzel partiler versin.
D'accord, alors qu'elle donne de meilleures fêtes.
Eşleri değiş tokuş ederek, partiler yapıldığını duymuştum.
Me voilà rassuré! Avec cette mode des parties à quatre!
Duydum ki, bu partiler...
Ce genre de soirée...
Yeni yıl gelir, herkes partiler düzenlemeye başlar.
Quand le nouvel an approche, on commence à organiser des soirèes.
Biliyorsun ki böyle partiler hep sarhoş kavgalarıyla sonuçlanır.
Ces soirées finissent par des beuveries!
Partiler düzenledim.
J'ai fait des fêtes.
Okulda izin zamanı yapılan partiler hakkında iki haftalık ders verirlerdi.
A l'école, on a eu un cours sur les fêtes en permission.
- Seyahat, gösteriler, partiler...
Les voyages, les représentations, les fêtes.
Bütün partiler, açılışlar, şehirdeki bütün kulüpler. Benim karşılayacağım yeni bir gardırop.
À toutes les fêtes, les premières, tous les saloons de la ville... avec une nouvelle garde-robe à mes frais.
Aynı Indianapolis gibi, ama bu partiler pek sık olmaz.
A Indianapolis, ça monte et descend moins.
Vahşi partiler! Ahlaka aykırı randevu!
Fêtes débridées, rendez-vous immoraux...
Ahlak kuruluna ne tür partiler verdiğini anlatmamı istedi.
Elle veut que je témoigne devant le Comité au sujet des fêtes.
Yani, alkol, partiler ve kadınlar, öylemi.
Ça veut dire alcool, fêtes et filles?
Trayner'in işinin yapılması gerek bunun gibi partiler verilmeli, ama...
Je sais qu'il faut faire ce boulot pour Trayner. Ce genre de soirée est inévitable.
Evle ilgili saçmalık halledildiğinde burada tekrar partiler verebiliriz.
Quand cette histoire de démolition sera réglée, on pourrait redonner des soirées.
Babam burada çok güzel partiler verirdi.
Papa donnait de grandes fêtes ici.
İki adam partiler için çalışacak. Genç adamın gücünü çeteler karşısında kullanabiliriz.
Nous pouvons utiliser la force du plus jeune dans les équipes de transport.
Bir sürü misafir toplar, partiler verir...
Il organise des fêtes, rameute des gens...
- Oldukça keyifli partiler de veriyorum.
- Je donne des soirées plutôt gaies. - C'est certain.
Biz, uzlaşmacı olmayan, partiler üstü küçük bir grupuz!
* "Nous sommes un petit groupe au-dessus des partis.. *".. qui cherche a vivre sans compromission.
Von Schneer buraya partiler için geldiğini sanıyordu.
Von Schneer pensait être là pour faire la fête.
Ayrıca senin de bir parti vermeni gerektirecek... davet edildiğin partiler de yok ortada.
On ne t'invite pas si souvent à des soirées au point de devoir en organiser.
- Lionel harika partiler vermiyor mu?
- J'adore les fêtes de Lionel.
Şarkı, flütler ve ilahilerle yapılan partiler,... bunlar cadılar günü.
Les chants, la flûte, les psalmodies, - ce sont des sabbats! - Ne t'emballe pas!
Basına anlattıkları gibi 10,000'lik partiler halinde istiyorum.
Livrez-les par lots de 10 000 dès qu'ils sont prêts.
Partiler genellikle sabahları kumsalda biter.
ça se termine le matin sur la plage.
Yeni bir numara : "Yaramaz Humphrey." Partiler için bire bir.
Une nouveauté, "Humphrey le cochon". Parfait pour briser la glace.
Partiler için bire bir.
Parfait pour briser la glace.
Böyle partiler yapmak güzel ama buraya niye geldiğinizi bilmek de güzel.
Mais il faut aussi savoir pourquoi vous êtes ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]