Paskalya tradutor Francês
1,036 parallel translation
Bugün Paskalya.
- Vous êtes réveillée, princesse? - Je veux boire.
Büyükanne, Paskalya'da birlikte olacağız, lokantaya gideriz.
Pour Pâques, nous irons tous les trois manger au restaurant.
İsa'nın heykeli bunun kanıtıdır Paskalya haftasında Mercy şapelinde...
La statue de la déposition de Jésus, la semaine de Pâques dans la chapelle de le Miséricorde...
Paskalya zamanı, biliyorsun.
Nous serons bientôt à Pâques.
- Paskalya mı?
- Pâques?
Paskalya yumurtalarını getirdin?
Tu as apporté Les oeufs de Pâques?
Geçen yıl Paskalya'da bile uğramıştı.
L'année dernière, plus souvent. Il est venu pour Pâques.
Geçen Paskalya'da Londra'daydı.
L'année dernière, à Pâques, Gianni était malade à Londres.
Ama o Paskalya'da buradaydı.
A Pâques, il était ici.
Kardeşin Paskalya'da geldiğinde anlaşmıştık.
Avec ton frérot, on a topé à Pâques, quand il est venu te visiter.
Güzel bir paskalya oluyor.
C'était une belle journée de Pâques.
Geçen paskalya bayramında bu caddede babamla yürümüştük.
L'année dernière, j'étais ici avec mon père.
Paskalya geliyor, Paskalya geliyor.
A Pâques, tout sera terminé.
Sen olmak zorundasın, performansın Paskalya kutlama töreni gibi görünecek.
Comparé à ce qui t'attend, ta soirée fera fête du patronage!
Paskalya bayramından önce Rivieria'daydım.
J'étais sur la Riviera, juste avant Pâques.
Orgcuların ve çocuklarla birlikte çalışan, Noel öncesi üç gün, Paskalya öncesi ve Büyük Perhiz'in pazar günleri dışındaki her pazar Dini ayinlerde ( Divine Service ) verilen konser müziklerini sunan belediye gaydacıları ve kemancılarının yönetimini yapıyordu.
Il avait l'inspection sur les organistes et sur les musiciens de la ville, qui ici devaient se faire entendre avec les garçons, et il devait fournir la musique concertante pour le service principal de chaque dimanche sauf les trois derniers dimanches de l'Avent et les dimanches de Carême.
Noel, Paskalya, Hamsin Yortusu kutlamaları üç gün sürer, ve müzikler, sabahları bir kilisede, akşam duaları boyunca diğer kilisede tekrar çalınırdı.
Noël, Pâques et Pentecôte étaient célébrés en musique pendant trois jours, et pour ces grandes fêtes, la musique exécutée le matin pendant le service divin de l'une des églises principales était exécutée de nouveau l'après-midi pendant les vêpres dans l'autre église.
Paskalya vakti de geldi zaten.
Ce pourrait aussi bien être le carême.
Kuzucuğum, senden Paskalya'da kurtuluyorum!
Je serai libéré de toi avant Pâques.
Paskalya'da beni serbest bırakacak mısın?
Tu me feras sortir à Pâques?
Gençlere İş Bulma görevlisi, Paskalya tatiline çıkanlarla tanışmak için burada.
un employé du Service de Placement des Jeunes reçoit cet après-midi ceux qui vont quitter l'école.
Paskalya için, iki hafta sonra. Anna ve Elis ile birlikte.
Dans deux semaines, à Pâques, avec Anna et Elis.
Anna, Paskalya'dan beri sürekli gördüğü uzun rüyayı anımsıyordu.
Anna se rappelle un long rêve cohérent qui l'a troublée à Pâques.
Korkma, Paskalya'ya daha üç gün var.
Ne t'en fais pas, il te reste encore trois jours jusqu'à Pâques.
İsa yükseldi. Paskalya. Kalk.
C'est la fête de Pâques, lève-toi.
Geçen Paskalya Pazarı'nda, karım ve ben, ayine giderken, birdenbire...
À Pâques, ma femme et moi, on allait à la messe, quand tout à coup...
1873'ün Hayırlı Cuma'sıydı. ( Paskalya'dan önceki Cuma )
C'etait le vendredi saint de 1873.
Ölmüş olmalı. Çünkü ondan aldığım son şey bir Paskalya kartıydı.
Mais elle a dû mourir, parce que sa dernière carte remonte à Pâques...
Her yıl Paskalya'da ne deriz?
Chaque année au nouvel an, que disons-nous?
Şu anda Paskalya için fazla mesai yapıyorlar.
Elles pondent plus pour Pâques.
Ama Paskalya geçti!
Mais Pâques est déjà passé!
Paskalya için yumurtlayacak altın kazımı istiyorum.
Mon oie pondra des œufs à Pâques.
İlk Paskalya tatilinde eve geldiğinde sana... der ki, "Hey baba ben bir çocukla birlikte yaşıyorum."
Pour les Pâques... elle revient pour les vacances. Elle te dit, "Papa, je vis avec un mec."
"Bayan Lillie Langtry ile mahiyeti... "... orta batı ve güneybatı eyaletlerini kapsayan... "... bir paskalya turnesi için yola çıktılar.
" Lily Langtry et sa troupe... viennent d'entreprendre une tournée de Pâques dans le Mid-Ouest et le Sud-Ouest.
Karin'in kocası Paskalya'da onlara katılmaya karar verdi. Hava güzelmiş.
Le mari de Karin l'a rejointe à Pâques.
Batı kıyısına gitmeliyiz. Dağa çıkmalıyız... Noel'i, Paskalya'yı, doğum günlerini kutlamalıyız.
Comment fêter noël, pâques, les fêtes, les anniversaires et tout le bordel!
Birkaç Fransız öldüreceğiz, onlar da birkaç Rus öldürecek. Daha sonra, Paskalya gelecek.
On tue des Français, ils tuent des Russes, puis c'est Pâques.
Ve Paskalya'ya kadar gecikmiş borçlarını ödenmedikçe,... korkarım başka anlaşmalar yapmak zorunda kalacağız.
A moins que vos frais ne soient payés avant Pâques, je me verrai dans l'obligation de prendre certaines dispositions.
Daha yeni Paskalya temizliği yapmamış mıydınız?
Vous l'avez pas fait à Pâques.
Paskalya Şapkası'nı severim.
Vous avez Easter Bonnet.
Paskalya Şapkası'nı söylemeyi fena halde istiyordum.
- C'était mon idée et elle me l'a volée.
Yarın Paskalya. Oturup güzel bir akşam yemeği yeriz.
Il y aura un repas de famille.
- Paskalya'ya doğru diyebilirim.
- Je dirais, à Pâques.
THOMAS J. FINLEY PASKALYA GÜNÜ YAYIN MİTİNGİ
Tu regardes deux télés, tu te fais les orteils, mange du chocolat et lis en même temps?
Paskalya için sana ne aldım tahmin et.
- Tu ne le sais pas? - Tue-le.
Paskalya sürprizimi pek beğenmedim.
Je veux que vous répondiez avec moi à leurs questions.
Paskalya günü 7.
il s'est ratatiné bêtement à Pâques.
Paskalya'da onlarla kalırsak çok mutlu olacaklarmış.
Pour les fêtes de Pâques.
Sende Paskalya Şapkası var.
Vous avez Easter...
Paskalya şapkanda üzerinde fırfırlarıyla en yüce arkadaşınız ben olacağım.
Bon. Recommencez.
Paskalya Şapkası'nı hala söyleyebilirsin.
J'avais très, très envie de chanter Easter Bonnet.