Pekin tradutor Francês
708 parallel translation
- Kahverengi bir pekin köpeği.
C'est un Pékinois, monsieur, il est marron.
Pekin'e yeğenimi ziyarete gitmiştim.
Je rendais visite à ma nièce.
- Pekin'de ne kadar kaldınız?
- Combien de temps à Peiping? - Huit semaines.
- Adınız H-U-Y F-E-I diye mi heceleniyor? Eviniz Pekin'de mi yoksa Şanghay'da mı?
- Êtes-vous de Pékin ou de Shanghai?
İngiltere'nin 1857'de Çin'e saldırmasını unutmayın. Savunmasız Pekin'i işgal edişini.
N'oubliez pas l'attaque de l'Angleterre contre la Chine en 1857 et l'occupation de Pékin.
Pekin köpeği.
Épier-quille...
Pekin köpeği var.
Pier-quille...
Dur, kimin Pekin köpeği var?
Pié-ki... Pékinois!
Git, git, Pekin'e git sen!
- Va-t'en! - Moraldo... - Je t'accompagne chez toi.
Seni yarın bankaya göndereceğim.
Je dois t'envoyer à Pekin demain.
- Hiç Pekin'de bulundun mu?
- Êtes-vous déjà allé à Pékin?
Pekin'de Ay'ın, Dünya'nın başka bir yerinden daha büyük olduğunu biliyor musun?
À Pékin, la lune est plus grosse que dans le reste du monde.
Ay, Pekin'de daha büyük görünür.
Elle est plus grosse à Pékin.
En son ne zaman Pekin'deydin?
Quand étiez-vous à Pékin?
1939 da Pekin Üniversitesinde öğrenim görüyordum.
J'étais étudiante à l'université de Pékin en 1939.
Önüne bak asker. Çinin başkenti olan Pekin'e neredeyse varmak üzereyiz.
Nous arrivons à Pékin, la capitale de la Chine.
Artık bu otelde kalamazsın. Ne de Pekinde. Hatta Çin'de bile.
Vous ne pouvez donc pas rester à cet hôtel, ni à Pékin, ni en Chine.
Pekin'i terk etmek isteyen bir Rus kadın var.
Il y a ici une Russe qui voudrait quitter Pékin.
Pekin'de durumun, bu şartlar altında sakinleşmesi beklenemez.
Pékin va connaître l'agitation.
Bu nedenle size tavsiyemiz diplomatlar da dâhil olmak üzere bütün yabancıların yirmi dört saat içinde Pekin'i terk etmeleridir.
Je conseille donc à tous les étrangers, y compris les diplomates de quitter Pékin dans les 24 heures.
- Sizi kaldırdığım için üzgünüm ama Pekin'de kalınıp kalınmayacağı konusunda oyunuza ihtiyacım var.
Désolé de vous tirer du lit, mais nous votons pour quitter Pékin ou y rester.
Eğer İngilizleri Pekin'de yalnız bırakırsak çok gülünç oluruz.
C'est inacceptable. Nous serons ridicules si on quitte Pékin alors que vous restez.
Belki de Britanya'nın Pekin'de tek dış güç olarak kalmasının bazı nedenleri vardır. Arkadaşımız haklı.
La Grande-Bretagne veut sans doute rester la seule puissance étrangère à Pékin.
Bütün Pekin kapılarının bana kapandığını düşünmüştüm. Çin sokaklarında itibarımı kaybettim.
Je craignais d'avoir perdu la face dans les rues de Pékin.
Arkadaşlarınız Pekin'i terk etmeniz gerektiğini düşünüyor.
Votre ami vous conseille de quitter Pékin.
Nereye gidiyorsun? - Pekin'den ayrılıyorum.
Où allez-vous?
Sydney demiryolunu kullanamazsa Pekin'e yürür.
L'amiral Sydney marchera sur Pékin.
'Pekin'e gelmemiz imkansızdı bu nedenle bu nedenle Peigi nehri boyunca giderek Tientsin'e döndük.
Je suis forcé de me replier sur Tien-tsin. "
Pekin'de küçük bir göreve mi uygunum?
Juste bon à être exilé à Pékin!
Sonuç olarak Çin hükümeti, Amiral Sydney komutasındaki İngiliz, Alman Rus, Fransız, Amerikan, Japon, İtalyan ve Avusturya silahlı güçler birliğinin derhal ve şartsız olarak silahlarıyla birlikte çok acil olarak Pekin'den ayrılmalarını talep ediyor.
... en raison de l'agression des forces armées britanniques, allemandes, russes, françaises, américaines, japonaises, italiennes et autrichiennes, le gouvernement chinois exige la reddition sans condition des forces étrangères se trouvant à Pékin, ainsi que la remise de leurs armes.
Bütün güçleri Pekin'den geçerek limanda toplamak iyi bir tahminle 4 ya da 5 hafta alır.
Il faudra quatre à cinq semaines pour qu'une colonne de secours soit rassemblée.
Trompetlerimizi çalarsak Pekin duvarlarının düşeceğini sanıyor.
Il croit que nos trompettes abattront les murs de Jéricho.
Pekin'e olan yolculuğumuz 3 buçuk yıl sürdü.
Le voyage jusqu'à Pékin nous a pris trois ans et demi.
Pekin'de mi, Shang Tu'da mı?
DOCTEUR : Quoi, à Pékin ou à Shang-Tu?
PEKİN'DEKİ SUİKASTÇI
Partie VII : "ASSASIN AT PEKING"
Onu Pekin'de göreceksiniz.
Vous le verrez à Pékin.
Savaş Lordu Tegana, Pekin'e geldi.
Le Seigneur de Guerre Tegana est arrivé à Pékin.
- Müstakbel kocası zaten Pekin'de.
- Son futur mari est déjà à Pékin. SUSAN :
Evlilik töreninden sonra en kısa zamanda seni Pekin'den götüreceğine söz verdi.
Il a promis de t'emmener hors de Pékin dès que le mariage sera terminé.
Marco Polo'nun kervanını da bu sebeple geciktirdi Noghai'ye, ordularını Pekin'in yakınına çekmesi için az daha zaman kazandırmak için.
DOCTEUR : Et c'est pour cela qu'il a retardé la caravane de Marco Polo, pour laisser à Noghai plus de temps pour rapprocher ses armées de Pékin.
- Noghai'nin ordusu Pekin'e yürüyor.
L'armée de Noghai marche sur Pékin.
Chang Chi Min, Pekin.
- Chang Chi Min, Pékin.
Pekin'de 1.900 yılının yazında yağmurlar gecikti ekinler yetişmedi.
Pékin. Chine. Eté 1900.
Ama şu kadarını biliyorum ki, eğer boxerlar gelirse bu bölge için daha fazla askere ihtiyacım olacak.
Mais je sais une chose. Si les Boxers arrivent à Pékin vous regretterez d'avoir si peu de soldats et tant de femmes et d'enfants.
Çekilme lehinde dokuz oy.
Neuf voix pour quitter Pékin.
Amiral Sydney binlerce adamıyla yolda.
Ma position est claire. L'amiral Sydney marche sur Pékin avec des milliers d'hommes.
Boxerlar kızgınken mi?
Je quitte Pékin. Il y a des Boxers furieux dehors.
Majesteleri önce Boxerlar'ın yabancıları iki günde yok edeceklerini söylediler. Daha sonra hiçbir dış gücün şehre bile yaklaşamayacağını.
On nous a dit que les Boxers anéantiraient les étrangers et qu'aucune armée étrangère ne viendrait à Pékin.
Askerlerimiz imha edildi ve çok ekipman kaybettik.
J'ai subi de grosses pertes en hommes et matériel. Impossible d'atteindre Pékin.
Pekin'de hanın konağında
Non, pourquoi? Eh bien, à la cour du Khan à Pékin, j'ai vu des moines bouddhistes faire voler des coupes de vin pour les offrir aux lèvres du grand Khan. MARCO POLO :
Bu oldu, Amiral Torrey, Çünkü yanınızda oturan sivil bir yolunu bularak personelime yaklaştı ve
Ceci, amiral Torrey, est dû au fait que ce "pékin"