English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ P ] / Peters

Peters tradutor Francês

511 parallel translation
Bayan Peters. 101 Bridge Caddesi, Crawley. Annemin adresi. Sadece ona iyi olduğumu söyleyin.
mme peters 101 bridge road à crawley, c'est ma mère dis-lui que je vais bien, ne parle pas de ça, ok?
- Peters ağır yaralandı.
- Peters est salement touché.
Nerelisiniz? O, Les Peters ve ben Joe Souther, New York ve Kansas.
C'est Les Peters et je suis Joe Souther, New York et Kansas.
- Les Peters.
- Les Peters.
- Bu, Les Peters.
- Voici Les Peters.
- Bay Peters.
- M. Peters.
Bay Peters, kocamla çalışmak hakkında ne demiştiniz?
M. Peters, qu'avez-vous dit à propos de mon mari?
Bugün Jeff Peters ile binaya yapacağımız ek kanat hakkında konuştum.
J'ai parlé à Peters de notre nouvelle aile.
Ranceler, Peterler, Perryler, Joadlar... Birbiri ardına, hepsi atıldılar.
Les Rance, les Peters, les Perry, les Joad, les uns après les autres, chassés.
Asıl adı Clara Peters.
Son vrai nom est Peters.
- İsmim Peters.
Mon nom est Peters.
Bay Peters, az önce Atina'daki Kayıtlar Bürosundan bahsettiniz.
Magnifique. Un instant, M. Peters, il y a un moment vous avez mentionné un bureau des rapports à Athènes.
Kusura bakmayın, Bay Peters, ama ne dediğinizi anlamıyorum.
Pardonnez-moi, M. Peters, mais je ne comprends pas de quoi vous parlez,
Bay Peters mektubunda ne yazmış bilmiyorum.
Eh bien, je ne sais pas exactement que M. Peters a dit dans sa lettre.
- Bay Peters gerçekleri açıklıkla anlatmış.
M. Peters a été très franc à votre sujet.
- Bay Peters'i tanıyalı çok oldu mu?
Vous connaissez M. Peters depuis longtemps?
Onun için, dostumuz Peters ile ilişkinizin ne olduğunu söyleseniz?
A supposer, par conséquent, si vous me disiez juste ce que sont vos relations avec notre ami Peters.
Bildiğiniz gibi, efendim, Dimitrios'un hayatını araştırıyordum. Bunu yaparken, bu Bay Peters'e rastladım.
Comme vous le savez, monsieur, j'examinais la vie de Dimitrios, et c'est ainsi que j'ai rencontré ce M. Peters.
Gördüğünüz gibi, Bay Peters'le ne ilişkim var bilemiyorum.
Oh, oui, s'il vous plaît. Reconnaissez que je ne sais pas moi-même ce que sont mes relations avec M. Peters.
Dostumuz Peters'in size silâh doğrultması!
Une pensée a traversé mon esprit Cela m'a fait rire. C'était la pensée de voir notre ami Peters face à vous avec un pistolet.
- Sizin yerinizde olsam, dostumuz Peters'in dediğini yapar...
- Faites, je vous en prie - Alors, si j'étais à votre place Je choisirais de prendre au mot notre ami Peters.
Dostum Peters size muhtemelen benim Baş Casus olduğumu söylemiştir. Bu deyim belirsizlik taşır.
Mon ami a Peters a sans doute fait allusion à ma personne comme un maître espion.
Bakın Bay Peters, sizin gibi bir beyefendiye kabalık etmek istemem ama benim sabrımın bile bir sınırı vardır.
Écoutez, M. Peters. J'aurais horreur d'être impoli avec un professionnel comme vous, Mais il y a une limite même à ma patience.
Şiddete başvuran biri değilim, Bay Peters.
Je ne suis pas un homme violent, M. Peters.
Öyleyse, Bay Peterson...
Eh bien, alors M. Peterson... Peters, M. Leyden.
Peters, Bay Leyden. İsmi değiştirmeye karar verdim.
J'ai décidé de changer de nom.
Tamam, Peters.
D'accord, Peters. Je suis d'accord avec vous, monsieur.
Sizle ayni fikirdeyim, efendim.
Peters est un nom beaucoup plus agréable.
Peters çok daha hoş bir isim. İstanbul'dayken, bu kaçakçıların akıbetini öğrendim.
Quand j'étais à Istanbul, j'ai entendu des choses très intéressantes au sujet la fin de ces contrebandiers.
Bu plânınızı kabul edeceğimi mi sanıyorsunuz?
Vous vous attendez vraiment à ce que je sois d'accord avec votre plan, M. Peters?
Güle güle, Bay Peters. Yine görüşmek üzere.
- Au revoir, M. Peters.
Walter Peters.
Walter Peters.
Evet, Bay Peters.
Oui, M. Peters.
Buraya bakınız, Bay Peters, bütün pencereler kurşun geçirmez camlardan imal edilmiştir.
Voyez ces fenêtres, M. Peters, elles sont toutes blindées.
Gördüğünüz üzere, Bay Peters, bankamız kesinlikle zaptedilemez.
Comme vous pouvez voir, M. Peters, notre banque est imprenable.
Ne de olsa memur Peters görev başı yapmadan önce... evine, karısına, ailesine kavuşmak için sabırsızlanıyor.
Je suis sûr que l'agent Peters désire rentrer chez lui... où sa femme et ses enfants l'attendent.
Memur Peters, demek ki kanlı kısımlar hariç, elbiseler kuruydu.
Agent Peters. Les vêtements de la victime étaient secs. - Oui.
Memur Peters, ben de bu konuyu pek önemseyen savcı bey gibi... sizi karınız ve çocuklarınızdan uzak tutmak istemem... ama size bir tek soru sormak istiyorum.
Agent Peters... je ne veux pas vous éloigner de votre famille... tout comme le procureur, qui se soucie tant d'elle. Mais je voudrais vous poser une question.
Memur Peters, karınız ve çocuklarınız var mı?
Agent Peters, avez vous une femme et des enfants?
Adım Peters. Serbest muhabirim.
Je suis Peters, journaliste indépendant.
... geçen yıl Oscar Ödülü alan, Bay Nigel Peters'ı davet ediyorum.
Le vainqueur de l'an dernier, M. Nigel Peters!
Ona, çocukları toplamasını söyle oraya geliyorum.
Pouvez-vous appeler la base, et dire à Russ Peters de rassembler mes hommes, et que j'arrive tout de suite.
Russ Peters'i gördün mü?
Et Russ Peters?
Teğmen Hedrick, Peters.
- Lieutenant Hedrick, M. Peters.
Riordan, Penelli, Peters.
Riordan, Penelli, Peters.
Hayır, Bay Peters.
Non, M. Peters.
Peters zeki bir adamdır.
Un homme intelligent, Peters.
İsminiz Peters değil, Peterson.
Votre nom n'est pas Peters.
Hoşuma gitmiyor, Bay Peters.
Je n'aime pas ça.
- Peters.
- Peters.
Zach, Langley Alanı'ndan Russ Peters'i arar mısın?
Zach.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]