English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ P ] / Photo

Photo tradutor Francês

25,685 parallel translation
Bu resimde olabilirdik.
On aurait pu être sur cette photo.
Sırf bu salak fotoğrafı çekebilmek için Litchfield'da robokoplar uçuruyorlarsa yakın bir çekim ne kadar değerli olur, bir düşün.
S'ils font voler ces robocops au-dessus de la prison rien que pour cette photo pérave... vous imaginez combien rapporterait un gros plan.
Sadece bir fotoğraf senin işin müzik.
- C'est juste une photo. C'est le son qui compte.
- Yıllık fotoğrafını buldum.
On a trouvé une photo d'elle prise à son école.
Beğendim... Temel olarak, resim çerçeveli bir şey vardı.
J'avais cette obsession avec les cadres de photo.
O resmi nereden buldun
Où avez-vous eu cette photo?
O resimde onun etrafımdaki kolum.
- D'accord. - C'est mon bras sur la photo.
Hangi fotoğrafı kullanmalıyım?
Quelle photo devrais-je choisir?
Yemek yaparken niye fotoğraflamıyorsunuz?
Pourquoi ne pas la prendre en photo à ce moment-là?
Hey, bu haftalık dergideki * fotoğraftan daha kötü değil.
C'est pas pire que la photo d'Us Weekly. Si.
Evet kötü. En azından o resim bir şeyler anlatıyordu.
Et au moins, cette photo racontait une histoire.
Eğer herhangi birisi fotoğrafta Judy ile olacaksa, benim.
Si quelqu'un doit être en photo avec Judy, c'est moi.
Sadece hikaye anlatan bir resim çekin, tamam mı?
Prenez une photo qui raconte une histoire.
Çekebildiniz mi?
Vous avez la photo?
Evet ama iyi tarafına bak. Mükemmel odak, mükemmel çözünürlük.
Vois le côté positif, photo nette, résolution parfaite.
Chandler ve Peng'in tokalaşırken bile bir kare fotoğrafı yayınlanmadı.
Et pas " même vu une photo de Chandler et Peng, pas même une poignée de main.
Fotoğrafımı çekebilir misiniz?
Vous pourriez me prendre en photo?
Sadece bir resim, hadi ama Che'den bahsediyoruz.
Juste une photo, allez, c'est le Che quand même.
Amerikalı katilinin fotoğrafından çıktı.
Ça vient de la photo du tueur américain.
Kimlik kartı işlemi ile başlayabiliriz, yani lütfen formları doldurun. ... sonra fotoğraf ve parmak izi sırasına girin.
On peut commencer le processus pour la carte d'identité ici, donc veuillez remplir les formulaires, et allez vous faire prendre en photo et faire enregistrer vos empreintes.
Şu an tam da ona bakıyorum.
J'ai sa photo sous les yeux.
- Bu resim...
- C'est la photo...
Dedemin anma töreninden kalan fotoğrafı.
C'est la photo des funérailles.
Bir fotoğrafını aldım ve arkadaşlarıma gönderdim.
J'en ai pris une photo, et je l'ai envoyé à mes amis.
Hadi ama, sadece bir fotoğraf!
Juste une photo!
Tek bir fotoğraf!
Une photo!
Sadece bir fotoğraf!
Juste... une photo!
Hiçbir fotoğrafta çıkmamış.
Il n'apparaît dans aucune photo.
Aradığınız zaman çıkmayan paparazzi fotoğrafçısının kimliğini tespit ettim.
J'ai identifié le paparazzi qui a la photo manquante que vous recherchez.
Bu taslağı yeraltı vücut modifikasyonu web sitesinden bir fotoğrafla eşleştirdim.
J'ai comparé le croquis à une photo d'un site sur la modification corporelle.
Bu geçen yıl çekilmiş.
Cette photo date de l'année dernière.
Burada eskiden senin bir cesedin üstünde verdiğin poz vardı.
C'était toi dans la photo près du cadavre.
Buradaki hiç kimse gazetede resminin olmasını istemez anlıyor musun?
Personne n'a envie d'avoir sa photo dans le journal, tu m'as compris?
RESİMLİ MESAJ
IPHONE DE MADDIE MESSAGE PHOTO
Resim çekebilir miyim? - Elbette.
- Je peux faire une photo?
Hannah'yı da çağıralım. Hannah.
Faisons la photo avec Hannah.
Canlı oldukları anonim e-postayla gönderilen fotoğrafla kanıtlanmış.
La preuve qu'ils sont en vie est une photo envoyée via une adresse e-mail anonyme.
Şerif, bir fotoğraf istiyorlar.
Ils veulent prendre une photo avec vous.
Şurada baktığın fotoğraftaki kadın, senin sevgilin o muydu?
La photo que vous regardez là-bas, c'est votre copine?
Çantada ona bir fotoğraf bıraktım.
J'ai laissé une photo de lui dans le sac à main.
Duvarinin fotografi icin.
Juste une photo de ton mur.
Helene'in fotografini nasil ortaliga yayarsin?
Bordel comment t'as pu envoyer cette photo d'Hélène?
Fotografini cekmissin yurt odanda.
Tu as pris une photo d'elle. Dans ton dortoir.
Biri telefonumu almis ve bir fotograf yaymis.
Quelqu'un a pris mon portable... et a mis une photo sur Twitter.
Yatakta da fotografta oldugu kadar atesli mi?
Elle est aussi chaude qu'elle en a l'air sur cette photo?
Bu hanımlar fotoğraflarını bekliyor.
Ces dames attendent leur photo.
Jabir çekmişti.
Jabir a pris la photo.
Ve o yüzden birlikte hiç fotoğrafları yok.
Et pourquoi ils n'ont aucune photo ensemble.
Omar'ın iş adresiyle fotoğrafını yolluyorum.
Je vous envoie l'adresse du travail d'Omar - et une photo pour l'identifier.
Yani biri bu resimdeki herkesi öldürüyor.
Donc quelqu'un tue tous ceux sur cette photo.
Şimdi.
Une photo nette.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]