English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ P ] / Photos

Photos tradutor Francês

17,983 parallel translation
Kamarandaki fotoğraflar zaten orada değil mi?
Dans votre cabine, ces photos étaient déjà là?
İnternette gördüğüm yarı çıplak fotoğraflarına bakılırsa iyi vakit geçiriyorsun gibi duruyor. Baktın mı?
On dirait que tu ne t'es pas ennuyée, à en juger par les photos dénudées que tu as mises en ligne.
Audrey hepburn resimlerinden haberdar oldu. Kekemelik kitapları biliyordu, Bale sınıfları, inekler.
Elle savait pour les photos d'Audrey Hepburn, les livres sur le bégaiement, les cours de danse, les vaches.
Eskiden Audrey Hepburn'un resimleri gibiydi.
C'était des photos d'Audrey Hepburn.
Belli ki birileri çıplak resimlerime bakıyor.
Quelqu'un regarde mes photos de nu.
E-posta ile gönderdiğim fotoğraflar geldi mi?
Tu as eu l'e-mail avec les photos?
The post, ses, video, fotoğraflar, e-postalar, belgeler ve bağlantı günlüklerinin çıkartılıp, insanların hareketleri ve konuştuğu kişilerin analiz edildiğini belirtti.
Le Post dit qu'ils extraient de l'audio, vidéo, photos, e-mails, documents, et des rapports de connexion permettant aux analystes de surveiller les faits et gestes et contacts de quelqu'un.
Halkla İlişkiler ofisinde çalışıyorum ve görevlerimden biri de ; basın ürünleri. Özellikle fotoğraflar.
Je travaille ici au Bureau des Affaires Publiques et je m'occupe des produits médiatiques, en particulier, les photos.
Mike, NASA'nın fotoğraf çekmek için kullandığı test mekânlarından bahsettiğini hatırlıyor musun?
Mike, vous vous rappelez avoir parlé des endroits de test que la NASA utilise pour les photos?
Fotoğrafları göstermenin sakıncası var mı?
Vous pouvez me montrer ces photos?
NASA'nın Apollo görevlerinde çektiği Ay yüzeyi fotoğraflarıyla aynı şeyi biz de yapabiliriz.
On peut faire la même chose avec les photos de la surface lunaire que la NASA a prises au cours des missions Apollo.
Jared, barbeküde bizi izleyen adamların fotoğraflarını gösterdi.
Jared m'a montré les photos des hommes qui nous regardaient au barbecue.
Ve bunun fotoğraflarını da eve yollayabiliriz.
- Exactement! Et on peut envoyer des photos de ça.
Tamam, dünya gözükene kadar daha fazla çekim yapmayalım bence.
OK, on devrait pas prendre plus de photos avec cette pellicule, avant la Terre, je crois pas.
İşin aslı Albay Mustard çalışma odasında şamdanla düzüşmüşse de umurumda değil. Yalnızca kiminle yaptığını bilmeyi ve resimleri ele geçirmeyi istiyorum.
Le truc, c'est que si le colonel Moutarde l'a fait dans le bureau avec le chandelier, je veux savoir avec qui, et obtenir les photos.
Çok anlamsız.
Tu as vu des photos de cet oncle Trent? Ça n'a aucun sens.
O fotoğrafları yayınlamayın.
Je me suis rasé pour le tour. Pas de photos.
Onları yayınlamayın.
Ne publiez pas ces photos. Je l'ai juste rentrée.
Resimleri gördüm, o yüzden...
J'ai vu les photos alors...
Bana birkaç köstebeğin resmini gösterdiler.
- Va savoir. - Tu sais, ils ont des photos de toi, mon gars.
Resimde senle Dominikli bir zenci şeyin önündeydiniz Kulüp Miami'nin.
C'était des photos de toi avec... un type dominicain devant le... club Miami.
Anlıyorum ama polis muhbirlerinin elinde ikimizin resmi varmış.
Mais tu sais, les policiers, ils ont des photos où on apparaît tous les deux.
Joey'in kamerasında bu kızın resimleri vardı.
Joey avait des photos d'elle dans son appareil photo.
Bu telefonu cesedin üzerinde buldular. İçinde şu fotoğraflar var.
Ils ont trouvé le portable sur le corps, et il y avait ces photos.
Bana fotoğraflarını gönder.
Envoie-moi des photos.
Mangal başındaki fotoğraflarını internette paylaşıyor.
Il met des photos de barbecue sur Internet.
Pekâlâ, kızına ait olan ya da olmayan iki fotoğrafım var.
J'ai deux photos. Peut-être de votre fille.
Bu fotoğraflara bakmanı istiyorum ve eğer ona aitse ilk yapman gereken şeyler biter ve tamamlanır.
Vous allez regarder ces photos. Si c'est elle... paraphez et c'est bon.
Uyarmam gerek. Böyle fotoğraflar biraz ağır olabilir.
Soyez prévenu, les photos de ce genre peuvent être crues.
- Sana bazı fotoğraflar göstermek istiyorum.
J'ai des photos.
Olay yeri fotoğraflarını görene kadar bekle.
Tu verras les photos.
- Fotoğraf mı çekiyorsunuz? - Ben mi?
- Vous prenez des photos?
Bunlar güzel.
Jolies photos.
Bunlar sadece fotoğraf.
Ce ne sont que des photos.
Fotoğrafımızı çekmişlerse, onları almalıyız.
S'ils ont des photos de nous, il faut les prendre.
Bugün yerleşkenin fotoğrafını çeken insanlar gördüm.
J'ai vu des gens prendre des photos du complexe.
Sanki hareket edeceklermiş gibi fotoğraflara bakıyorsun.
Quand tu fixes les photos comme si elles allaient bouger.
Fotoğraflar da aynı hissi veriyor.
Les photos me font le même effet.
Buradaki son gösterinin görüntüleriyle karşılaştıralım.
Comparer les photos au dernier concert filmé ici.
Güzel zamanlarımızı hatırlasın diye birkaç da resim koydum.
J'y ai mis aussi quelques photos. Pour lui rappeler le bon vieux temps.
Birer tane resimleri lazım.
J'ai besoin de photos pour établir un profil.
Kızıl Şapkalılar anıt duvarından fotoğrafları kaldırdıkları zaman bazen bir fare onları bulup bana getirir.
Quand les Red Hats enlèvent les photos des murs mémoriaux, des fois une petite souris les trouve et me les amène.
Tamam, bütün çete liderlerinin fotoğrafına ve... geçmiş dosyalarına ihtiyacım var.
J'ai besoin de photos et des fichiers sur tous les chefs de gangs.
Ve fotoğrafım ya da örneğim de yok.
Et je n'ai pas de photos ou d'échantillons.
Tamam, fotoğraflara dayanarak, parmak izlerini çıkardım, kurbanımız John Franklin.
Très bien, alors, sur la base des photos J'ai pris des empreintes digitales, votre victime est John Franklin.
Kongre üyesiyle çekilmiş bir kaç fotoğraf... seni Bono yapmıyor.
Un couple de séances de photos avec un membre du Congrès ne font pas de toi Bono.
O zaman partilere ve fotoğraflara güle güle.
Oh. Donc, bye-bye les parties et les séances de photos.
Olay yeri fotoğrafları.
Les photos de la scène de crime.
Film yok, video yok, fotoğraf yok hepsi palavra.
Ni vidéo, ni photos.
Mesaj atarsın.
Envoyez-moi les photos par MMS.
- Ama ben yapmadım.
Les photos horrifieront le jury. Mais j'ai rien fait.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]