English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ P ] / Picnic

Picnic tradutor Francês

42 parallel translation
Pikniğe gidiyoruz, fakat sen de bizimle geliyorsun.
Nous allons faire une picnic, mais, nous ne l'avons pas avec nous.
Bu araba Iowa'daki bir piknikten fırlamış gibi.
Cette voiture est voyante comme des tâches sur la nappe d'un picnic en Iowa
Screenplay by Arkady STRUGATSKY and Boris STRUGATSKY based upon the story "Roadside Picnic"
Scénario : Arkadi STROUGATSKI et Boris STROUGATSKI d'après leur roman "Un pique-nique au bord de la route"
Ayı Yogi sepeti parkın dışına çıkarsa bekçi hiçbir bok yapamaz.
Si Yogi avait sorti le panier de picnic du parc, le flic ne pouvait pas merder.
Vampirler yollara tuzaklar döşemişlerdi kaza yapmış arabalarda piknik yapıyorlardı.
Des vampires avaient posé des pièges de pneus sur la route, et faisaient un picnic au milieu des épaves de voiture.
Angel, bu piknik fikri çok iyiydi.
Angel ce picnic est une excellente idée
Evlilik kolay iş değil, emek ve sabır ister.
Hey, c'est pas un picnic, le mariage. Faut bosser.
Evlilik kolay iş değildir.
Hey, c'est pas un picnic, le mariage.
piknik alanı 10'a gitmek için, kapı 25'ten geçmeli.
Pour aller à l'aire de picnic 10, vous devez traverser le portail 25.
- Morgda mı? - Elbette. Eğlenceli olur.
Ça sera un peu comme un picnic avec des draps blancs à la place de la nappe à carreaux rouges.
Za'dan sipariş verip küçük bir piknik yaparız.
Mettre un couverture dans la salle de repos, on se fait un petit picnic, on commande des pizzas.
Bak, bu karavanlı adam bir kaç tahtası eksik birine benziyor.
Ecoute, ce type m'a l'air d'un gars qui a oublié les sandwichs pour le picnic.
Produced by Asmik Ace Entertainment Picnic Shueisha
Produit par Asmik Ace Entertainment / Picnic Shueisha
Production Picnic Asmik Ace Entertainment
Production Picnic / Asmik Ace Entertainment
- Pikniğe mi gidiyorum?
- Je vais à un picnic?
O Yiyecek için dışarıya çıkmıştır.
Ce n'est pas un picnic. Il est parti chercher à manger.
Piknik değil bu, Ellie. Asker gibi davranmaya başlamalıyız.
C'est pas un picnic, El, il faut commencer à penser comme des soldats.
Sonra da bir fare pikniğimizi mahvetti.
Et puis... Un rat a détruit notre picnic
Bir piknik hazırlıyor.
Elle a préparé un picnic.
Onu şirket pikniğinin kalabalığında bile tanıyamazdım.
Je n'aurais pas pu la remarquer dans la foule du picnic.
Jules'la olan pikniğin nasıldı?
Hey, alors comment s'est passé ton picnic avec Jules? Ugh.
Gene'nin piknik yemeği mi?
Le picnic de Gene? Ouais, si seulement.
Piknik yapardık.
On aurait pu se faire un picnic.
- Canım, bende, um... yarın bekarlar için yapılacak yardım müzayedesine piknik sepeti vereceklerin bir listesi var
Chérie, j'ai, euh... J'ai ici la liste de tous les célibataires qui propose un panier de picnic à l'oeuvre de charité "élection de célibataires à l'aveugle".
Bir numaralı sepetle teklifleri almaya başlıyoruz.
Et on commence les enchères avec le panier à picnic numéro un.
- Piknikteki randevumuz için.
Pour notre rendez-vous picnic.
Piknik, yarışlarda falan tanışmış olmalıyız.
Ça doit être comme les courses ou un picnic.
Anlaştığımız gibi, piknik için bir şeyler getirdim.
Comme nous l'avions convenu, je nous ai apporté un picnic.
* İşçi Bayramında orada piknik yapılır *
♪ And have a picnic on Labor Day ♪
Haziran ayinda Nicole Kidman Piknik oyunumuzda arz-i endam edecek.
Madame Nicole Kidman jouera dans Picnic.
Dur tahmin edeyim, önce Michelin yıldızlı bir restorana sonra da bir köprünün altında piknik yapmaya gideceğiz.
On commencera par un restaurant étoilé au Michelin et pour finir un picnic sous le pont.
Piknik konusunda ediyorum ya.
Et bien.. Je vous aide a manger le picnic.
Haziran ayında Nicole Kidman Piknik oyunumuzda arz-ı endam edecek.
Mme Nicole Kidman apparaitra dans "Picnic".
- Umarım pikniğimiz hoşunuza gitmiştir. - Elbette.
Eh bien, j'espère que vous avez aimé votre picnic.
Açık hava piknikleri ve akşam yemeğinden sonra poker geceleri beni aynanın içinden "Kırda Öğle Yemeği" tablosunun içine düşmüş gibi hissettirse de.
Bien sur. Meme si la combinaison d'un picnic en plein air et du poker d'apres diner me donnent le sentiment d'etre passe a travers un miroir pour atterir dans le tableau Le Dejeuner sur l'Herbe.
- Pikniğime katılmanın mahsuru var mı?
On peut partager un picnic? Oui.
Katil yeni kurban ararken ben sevgilimle piknik yapıyordum.
Je fais un picnic avec mon copain pendant qu'un tueur cherche sa prochaine victime.
"Grand picnic." "Black White Night."
Le grand pique-nique. Le bal "Noir Blanc".
İlk buluşmamızda beni öğleden sonra bir piknikte parka götürmeyi düşünüyor.
Pour notre rencard, il pense m'emmener pour un picnic d'après-midi au parc.
Pikniğe çıkmış gibi soymalarını engelleyebilirdi, ama...
Ca aurait pu arrêter le picnic, mais...
Şirket pikniği veriyorum.
Je fais un picnic d'entreprise...
Tamamen ortamı katletti.
Un rat a détruit notre picnic

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]