English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ P ] / Pinata

Pinata tradutor Francês

264 parallel translation
Bir "Pinata".
Une piñata.
"Pinata" nedir?
Une piñata! C'est quoi, une piñata?
"Pinata" sürprizlerle doludur.
Cette piñata est remplie de surprises, de cadeaux.
pinata. rahat bırakın.
Casse-lui la tête
Oraya gittiğinde ise, hatırladığın bir sonraki şey... pinata sallandırdığın ve bir şapka taktığın oluyor.
Une fois lâ-bas, tu mets un chapeau et tu commences â t'amuser.
Pekala, Simpsonlar, pinata'yı dövün.
Très bien, les Simpson. Frappez la piñata.
Kutlama pinata'sı. Leziz şekerler.
Des surprises avec des bonbons à l'intérieur?
- Ben de. Bunun parti pinata'smı patlatmak için uygun zaman olmadığını düşünüyorum.
Je doute que les cotillons soient de circonstance.
Douglas dönünce beni pinata gibi duvardan duvara vurur. Gidemezsin.
Tu peux pas!
Herkese yetecek kadar şekeri olan koca bir pinataya benziyor.
" On dirait une grosse piñata pleine de bonbons pour tous.
Bir pinata gibiyim.
Je ressemble à une vache espagnole.
hey, o bir aptal gibi!
Hey, Il resemble à une pinata! Regardez-le, Mouche.
- Şeker Düşürmece'n * mi var?
- Oh, mince, tu as une pinata?
Evet, salonun tam ortasında yiyeceğiz.
Oui, on le mettra sous la pinata.
- Hey neye benziyorum, şekerleme çuvalına mı?
- J'ai l'air d'une pinata?
Pinata üçüncü rafta.
Les pinatas sont sur la 3ème étagère.
Harika bir haberim var. Park yerinde pinata var. Çıkın hadi.
Bonne nouvelle, il y a une piñata sur le parking.
Hinkle her şeyi bir pinata gibi anlattı.
Hinkle a complètement craché le morceau.
İşte dünyanın en güzel pinata'sı oldu bu. *
La plus belle pinata du monde.
Chavo, pinata kuklası gibisin.
Chavo, tu es comme une piñata humaine.
Şenlik başlar. Sonunda sıra en büyük sürprize gelir.
On mange, on fait Ia fête, et à Ia fin, Ia grande surprise, c'est qu'on casse Ia piñata.
İşte seninki Donald.
Casse ta piñata, donald.
İkinci olarak dinamitle dolu bir piñata taşıyan kadın ve çocuklar o kapıya yeterince yaklaşabilirler.
Ensuite, des femmes et des enfants portant une piñata remplie de dynamite s'approcheront du portail.
Piñata nedir?
C'est quoi, une piñata?
Hogan, piñata.
Hogan, la piñata.
Piñata'yı getiren kadınlar yavaşça sokaktan gelmeye başlayacak.
Les femmes avec la piñata remonteront la rue doucement.
Piñata'yı tam olarak dışarıya koyacaklar.
Ils vont mettre la piñata juste là, dehors.
- Piñata ne biliyor musunuz?
- Vous savez ce qu'est une piñata?
- Oyun zamanı geldi.
C'est l'heure de la piñata.
- Babam şimdi sopayla vuracak!
Papa va frapper la piñata!
- Buna...'Şeker Küpü'deniliyor.
On appelle ça une piñata.
Nerde o şeker dolu korkunç yaratık?
Où est cette bon sang de piñata?
Benim de bir beysbol sopam olsaydı seni tavana asıp piñata oynayabilirdik.
Et si j'avais des gants, je pourrais vous prendre comme punching-ball.
Piñata demek.
Un punching-ball, hein?
Eşek kimde?
Tape dans la piñata?
Her gece bu asalaklardan binlercesi... sel gibi sınırın üzerinden akarak mal bulmuş gibi geliyor.
Chaque nuit, des milliers de ces parasites... traversent la frontière comme une putain d'explosion de piñata?
Bir daha sefere piyataya dalmadan önce sallanmasının durmasını bekle.
La prochaine fois, attends que la piñata s'arrête pour foncer.
Festival eşeğine benzedim.
J'ai l'air d'une piñata.
- Piñata partilerini unut, tamam mı?
- Plus de piñata aux fêtes.
Bu piñata'yı ne kadar zamandır yapıyorlar?
Ils y jouent depuis combien de temps?
Bir İspanyol çıkıp da piñata'nın aptal bir oyun olduğunu söylememiş mi?
Pas un Espagnol n'a osé déclarer que la piñata est un jeu absolument débile?
Düzenbaz Meksikalılar ve cam şekerleri!
Rusés ces Mexicains, avec leur piñata en verre.
Ekşimiş Tabasco sosu ile dolu bir iblisi patakladıktan sonra yaptığım şey.
C'est ce qu'on fait après avoir cogné ouverte une piñata démoniaque pleine de Tabasco rance.
En son bu kadar yükseğe çıktığımda yeğenimin doğum gününde şeker dolu kuklayı asıyordum.
Je vais chercher le pied à photo. Là dernière fois que j'étais si haut perché, je pendais une piñata à la fête d'anniversaire de mon neveu.
Sonra hepsi sarhoş olup beni "Pinyata" " diyerek pataklamaya başladılar.
Bourrés, ils me frappent avec un bâton en criant : "Piñata!"
Şenlendirin şurayı!
Mettez-y le feu comme à une piñata!
Etrafta katil varken siz parti yapıyorsunuz.
On a un tueur dans la nature et vous organisez une soirée piñata.
Uğurböceği bardakları... uğurböceği tabakları... ve uğurböceği.
On a des gobelets coccinelle... Des assiettes coccinelle... Et une piñata coccinelle.
Summer Wheatly'e benzeyen bir piñata'nın suratını dağıtmak senin, benim ve bütün İdaho için bir utanç.
Défoncer le visage d'une piñata qui ressemble à Summer Wheatly... c'est une honte pour toi, moi et tout l'État.
Piñata'lar yüzünden ceza olarak broşürleri çekmemi istediler.
Ils m'ont fait distribuer les tracts pour me punir des piñatas.
Gerçek insana benzeyen piñata'ların dövülemeyeceğini söyledi.
Il dit que... on n'a pas le droit d'écraser des piñatas qui ressemblent à des gens.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]