Plaît tradutor Francês
103,056 parallel translation
- Lütfen Trish.
S'il vous plaît.
Ayağa kalk lütfen.
Debout, s'il vous plaît.
- Katie benim için görüşme odasına gidip Hardy'yi çağırır mısın?
Katie, faites-moi sortir l'inspecteur, - s'il vous plaît.
- Lütfen Cath yapma.
- Cath, s'il te plaît...
Kendimi kaybettim Cath lütfen beni terk etme.
Mais je suis perdu. S'il te plaît, ne me fous pas dehors.
Biraz daha şans ver lütfen.
Pas maintenant, s'il te plaît.
Yerine otur lütfen.
Asseyez-vous, s'il vous plaît.
- Evet şimdi mümkünse.
S'il vous plaît.
- Tamam polis memuruyla gidin siz.
Oui. Suivez l'agent, s'il vous plaît.
Yardım etmeye çalışıyorum.
S'il vous plaît. Je veux aider.
- Baba lütfen.
Papa, s'il te plaît.
Beğendin mi?
Ça te plaît?
Doğal Kaynaklar'da mutluymuş.
Elle se plaît au NRDC.
Lütfen git.
Partez, s'il vous plaît.
Hem gerçeği saklamak beni iyice huzursuz etmeye başladı.
De plus, ça ne me plaît pas de continuer à cacher la vérité.
Çok iyi olur.
S'il vous plaît.
Lütfen.
S'il te plaît.
LÜTFEN!
S'IL VOUS PLAÎT!
Sadece... Lütfen. Çağır onu.
S'il vous plaît, appelez-le.
Çok lütfen.
S'il vous plaît?
Bir kahve, lütfen.
Un café, s'il vous plaît?
Evini beğendim.
Ça me plaît chez toi.
Bu yığını iyice inceleyip seni heyecanlandıran bir şey bul.
Tu les liras et tu trouveras sûrement quelque chose qui te plaît.
Beğendiğiniz bir şey çıkmazsa bir de Enrico'ya giderim.
Je peux aller à Encino après. S'il n'y a rien qui vous plaît ici.
Jack, lütfen anlamaya çalış.
Jack, s'il te plaît, essaie de comprendre.
Yapımcılardan birini sahneye çağırabilir misiniz lütfen?
Quelqu'un peut demander à un producteur de venir sur le plateau, s'il vous plaît?
Ben nasıl söylüyorum?
Ça te plaît... attendre avec "empressement"?
Kravatımı beğendin mi?
Elle te plaît?
Bu arada bir de Kim'e bu akşam gelmeyeceğimi söyle.
Et s'il vous plaît, dites à Kim que je ne reviens pas ce soir.
İşte bunlar güzel.
Ça, ça me plaît!
Güzel bir şey söyle Sabrosito, lütfen.
Dis quelque chose de sympa, Sabrosito, s'il te plaît.
Lütfen, gelin.
Venez, s'il vous plaît.
Böyle iyi gelecekse haberin olsun ofisteki tuvaletim su sızdırıyor.
Si l'idée vous plaît, j'ai des toilettes qui fuient au bureau.
Tabii mümkünse.
S'il vous plaît.
- Lütfen, ben bırakırım.
- S'il te plaît.
Lütfen kal.
Reste, s'il te plaît.
Bay McGill lütfen. Detaya girmenize gerek...
- M. McGill, s'il vous plaît.
Ne olur yapma!
S'il te plaît.
Lütfen, hepsini bir başına yapmana izin veremeyiz.
S'il vous plaît. Laissez-nous aider.
Lütfen, ben unuttum bile. Sen de unut.
S'il te plaît, j'ai déjà oublié.
- 300 mü? - Beğendim.
Trois cents, ça me plaît.
İki fileto Michael.
Deux filets, Michael, s'il vous plaît.
- Bette, yapma lütfen.
Bette, s'il te plaît.
Nasıl işime gelirse.
Ce qui me plait.
Yalnızlığı mı seviyorsun?
Et être seule, ça te plait?
Afedersiniz?
Plait-il?
Lütfen Jimmy...
S'il te plaît, Jimmy.
Ne olur?
S'il vous plaît.
Ben bu akşam dana eti alayım Micheal, lütfen.
Je vais prendre du veau ce soir, Michael, s'il vous plait.
Ortamı nasıl buldun? Keyif alıyor musun?
Le travail te plaît?
Onu sevdin.
Il te plaît.