Popo tradutor Francês
874 parallel translation
- Harika popo onlar
Ça te va à ravir.
Karın artık işe yaramıyor diye it gibi popo kokluyorsun.
Ta femme est malade. Alors, tu me cours derrière, comme un chien.
Yağır, bilirsiniz işte, popo.
Jactait... Les bla-bla qui couraient.
Popo. Arkadaşların bir şeyler çıtlatması gibi yani... Hani... söylenti çıkarmak.
Les gars qui la ramènent en jouant aux renseignés.
Göbek pudrası, popo pudrası, saç pudrası... Saça pudra olmaz, şaşkın seni. Peki ya tabaka buhardan esnerse?
Non, il n'y a pas de poudre à cheveux, idiots et la vapeur ne va pas abîmer la plaque?
Böyle bir popo karşısında ciddi durmamız mı gerekiyor?
Il faut qu'on prenne l'air sérieux en voyant un truc pareil?
Evet, tımbış, pışpış, pipi, popo, atta gibi.
Oui, vous savez, titi, pipi, caca, zizi, kiki, cucul.
- Popo?
- Derrière?
Popo ile servet yapılabilir mi?
On fait fortune avec des derrières pareils.
- "Popo" ne anlama geliyor?
C'est quoi, le "derrière"?
Ne diyeceksin...? Popo!
Quoi?
Şimdi başka bir popo bulmalıyız.
Maintenant, on doit trouver un autre fessier.
Bütün bunlar popo görmek için mi?
Allons au fond des choses.
- Evet, popo istiyorum.
Oui, je veux le fond.
Geri, yani popo.
Le fond, les fesses.
Ama neden bu kadar önemli? O da sadece diğerleri gibi bir popo.
C'est pourtant des fesses comme les autres.
Tina'nın poposunu gördünüz mü? Nick, bu popo sanki -
Vous avez vu son cul?
1000 kilometre boyunca eyer tepesinde popo çürütmekten çok daha kolay.
Ça te fera moins mal au cul que 700 miles sur une selle.
Bayan Popo, bir iyilik yapıp oda arkadaşımla...
Mlle Michette, voudriez-vous prendre mon compagnon de chambre
Popo ve bacak.
Le cul et les jambes!
Bayan Popo! Anne!
Un film de cul!
Güzel popo.
Beau petit cul.
Üç saniyelik çıplak popo yüzünden giremiyoruz.
Trois secondes avec un cul à l'air et on ne nous laisse pas entrer.
Donmuş popo, ölü mort arkadaşım Kaiser için.
Le cul gelé, c'est pour mon ami mort, Kaiser.
Memeler, popo, her bir tarafın ortada!
On voit tes nichons comme si tu avais le cul à l'air!
Dizlere kadar bir salto, popo üstü düşüş geri takla çifte geri takla.
Saut périlleux sur les genoux suivi de rampe sur le cul, saut périlleux arrière, retour complet et double salto arrière.
Pancho'nun Mutlu Popo Binicilik Kulübü.
Chez Pancho, au Club hippique de la Fesse Joyeuse.
Adı Mutlu Popo Binicilik Kulübü mü?
Club hippique de la Fesse Joyeuse?
Boğalardan sonra yaşlı El Popo'ya gideriz ve o müthiş volkanın sıcak kalbine bakarız.
Après la corrida, une visite au vieux popo... Et on regarde dans le coeur ardent du volcan.
El Popo?
El Popo?
Karıdaki popo var ya...
Et son cul aussi je parie.
- Eh tabii, taze karı, taze popo.
- Tu sais, une jeune ça a un jeune cul!
- Popo-surat!
- Face de cul.
Popo suratlı,
Face de cul.
- Popo surat - bok çuvalı, Ha-ha!
- Face de cul. - Tête de lard.
" Avuçlarım am, ağzım da popo dolu
Recharge tes accus Et mets-lui en plein l'cul
Onları beslemek kakalarını temizlemek falan.
Les nourrir, les laver, vider leur popo...
Ne güzel bir popo.
Beau cul.
Güzel bir popo.
Beau cul.
Oh, sanırım dışarı çıkıp eski günlerin hatırına birkaç popo koklayacağım.
Je vais aller renifler des derrières, comme dans le bon vieux temps.
Güzel bir popo.
De belles fesses.
Popo'muz kızarmasını istemeyiz değil mi?
Tu ne veux pas avoir le derrière rouge, hein?
Bazılarımızın popo sallamaktan daha önemli İşleri var.
Certains ont mieux à faire que de se secouer les fesses.
Hey, yağlı popo.
Gros cul!
En azından ben o tavuğun önünde popo sallamadım.
Oui, mais je n'ai pas remué du popotin devant toi en le faisant.
- Güzel popo!
- T'as un joli cul.
Ne güzel bir popo.
- Oh là là. ll a de jolies petites fesses, ce bébé-là.
Yoksa kendine ufak bir popo mu buldun?
Vous tiriez un coup?
- Memeler... popo...
Cul.
Selam güzel popo.
Salut, beauté.
Kısa bacaklar, düşük popo.
- Cuisses courtes, cul bas.