Posta tradutor Francês
6,522 parallel translation
İki çifte daha hamileliği hakkında e-posta gönderiyormuş.
Elle envoyait aussi à deux autres couples des e-mails avec l'évolution de sa grossesse.
Buzz, Heather'ın e-posta hesabında Tom adında biri var mı?
Buzz, est-ce qu'il y a quelque chose émanant d'un certain Tom dans la boîte mail utilisée par Heather?
İğrenç iğrenç bir sürü e-posta alıyorum.
Ugh. Je reçois un déluge d'emails les plus horribles.
Ben dün seni posta kutusunun orada gördüm.
Je t'ai vu aux boites à lettres hier.
Ellroy Streeter, Lincoln'ın Arizona'daki posta kutusuna bir uçak bileti ve bir kiralık araba anahtarı gönderdi bile.
Ellroy Streeter a déjà envoyé un billet d'avion et une clé de voiture louée à la boîte aux lettres de Lincoln en Arizona.
Streeter, Lincoln'ın Phoenix'teki posta kutusuna bir uçak bileti gönderdi.
Streeter a envoyé un billet d'avion à la boîte postale de Dittmann à Phoenix.
Hiç deneme. Sadece bir e-posta atacağım, çünkü...
Je dois envoyer un mail pour les funérailles.
Keisha ve Toby arasında geçen bütün e-posta sohbetlerini bastırdım.
J'ai imprimé tous les courriers électroniques entre Keisha et Toby.
Memur bey, posta kamyonu tam yanımda durdu.
M. l'agent, le facteur s'est garé à côté de moi.
E-posta ve mesajlara erişim yok.
Pas d'accès aux e-mails et aux sms.
Lasky sana e-posta gönderdi.
Lasky t'a envoyé des e-mails.
İlk cadımız bir posta işçisi... Florida'da tatilde.
Notre premier sorcier est un employé des postes, actuellement en vacances en Floride.
Tamam, posta işçisi dışında.
Ce n'est donc pas le postier.
İki gün önce Messner Turk'e tehditkar bir e-posta gönderdi.
2 jours auparavant, Messner a envoyé un e-mail à Turk, menaçant de tout révéler.
- Avukatından gelen bir e-posta.
- Un e-mail de son avocat.
Bilmiyoruz, hâlâ araç kaydına ait bir e-posta bekliyoruz.
- C'est quoi? Un ordre de déploiement de troupes.
Angus'ın e-posta adresine girdim ama çoğunlukla berbat şakaların forward e-postaları var.
- Pas encore. J'ai pu accéder à ses emails, mais ce ne sont que des spams.
Öldüğü gün Colpepper'a gönderişmiş bir e-posta.
Un email à Colpepper, le jour de sa mort.
Hayır. Başsız kurbanımıza gönderilmiş silinmiş bir e-posta buldum.
J'ai trouvé un email supprimé, envoyé à notre victime sans tête.
Bir önemsiz e-posta hesabından ama cinayet saati civarlarında bir bardaki buluşmadan bahsediyor.
C'est un spam, mais il mentionne une rencontre dans un bar, à peu près au moment du meurtre.
- Önemsiz e-posta hesabının izini sürebilir misin?
Vous pouvez tracer le spam?
E-posta'daki barla aynı.
Le même bar que dans le mail.
Buraya uçuş, kurbanımıza gönderilmiş gizli bir e-posta ve artık Rus istihbaratının sahte olduğunu biliyoruz.
Le vol retardé, le mail secret à notre victime, et le manque de fiabilité des renseignements russes.
Sana e-posta ile gönderdiğim dosyaları aldın mı?
As-tu reçu les fichiers que je t'ai envoyés?
Boncukların gönderildiği posta koduyla, bir aileninki uyuyor.
Les perles ont été expédiées du quartier où vit l'un d'eux : Gabe Coleman.
Doğru, ama onu öldüren adam posta kodu buraya ait olan bir paket gönderdi.
C'est vrai. Celui qui l'a tué lui a envoyé quelque chose. Une enveloppe provenant d'ici.
Ondan e-posta almak riskli olabilir, eğer biri dışarı çıkardıysa...
Ce serait trop risqué de lui envoyer un email mais si quelqu'un allait là-bas...
Özel posta kutuma mesajları bıraktığını farz edebiliyorum yalnızca.
Je peux seulement supposer qu'elle a laissé des messages dans ma boîte mail privée.
Şubat 2013 tarihli e-posta Stellar Wind adıyla bildiğin şey büyüdü.
" Stellar Wind a pris de l'ampleur.
Bir ya da birden fazla davacının e-posta veya telefon konuşmalarının ulusal güvenlikle bir ilgisi olmadığının ortaya çıkmasında bile mi?
Même s'il est révélé qu'un ou plusieurs des plaignants ont subi des interceptions de courriels ou de conversations téléphoniques qui ne concernaient nullement des questions de sécurité nationale?
Nisan 2013 tarihli e-posta
Courriel du mois d'avril 2013
Ne gerekiyor, kullandığımız bir e-posta adresi mi ya da...
Il me faut quoi? Une adresse électronique?
The Post, analistlerin ; ses, video, fotoğraf, e-posta, döküman ve bağlantı kayıtlarını kullanarak kişilerin hareketlerini ve bağlantılarının takibini sağladıklarını söylüyor.
Sont extraits des fichiers audio, vidéo et photo, des courriels, des documents et des mots de passe qui permettent aux analystes d'identifier les déplacements et les contacts d'une personne.
Ladar Levison, Edward Snowden'ın kullandığı şifrelenmiş e-posta hizmeti Lavabit'in kurucusu. Söz sizin.
M. Levinson est le fondateur du service de messagerie électronique sécurisée Lavabit utilisée par Edward Snowden.
Lavabit, bir e-posta hizmeti umarım bir gün Snowden'ın referansı olmadan da ayakta kalabilecektir. Teşekkür ederim.
Merci.
Nisan 2013 tarihli e-posta Bu tabii ki işin içinde olduğun gerçeğini değiştirmeyecek..
" Ça ne t'empêche pas de revendiquer ton implication,
Dosyasını ve bilinen tüm ortaklarının bir listesini sana e-posta ile yolladım.
Je t'ai envoyé son dossier par email et une liste de tous ses associés connus.
Harika, size e-posta atacağım.
okay, super, donc je vous envoie un email
Bir kurye aracılığıyla posta odasına geldi, gönderenin adresi yoktu.
Il est arriver par coursier au de tri, pas de nom d'expéditeur.
Ve TAU bütün tehditlerle ilgileniyor ama tehditlerin çoğu e-posta ve telefon aramalarıyla geliyor.
Et le TAU se charge de ce types de menaces, Mais la plus part des menaces contre ce bureau arrive Part e-mail ou téléphone
E - posta yollayabilme ihtimali var mı?
Est ce qu'il a la possibilité de m'envoyer du courrier?
Aradığımız kriterlere uyan sadece bu elektronik posta mı var?
C'est le seul mail qui correspond aux paramètres de recherches?
- Sadece bir posta mı göndermiş?
Et il a seulement envoyé un mail?
Belki de onu korumak için her şeyi yaptı, posta atmak dahil.
Peut-être qu'elle ferait n'importe quoi pour éviter qu'il soit blessé, même écrire des mails.
Bu kızlar eski usul posta arabası soygun numarası çekmişler.
En fait, ces filles ne commettent que des vols dans les bus touristiques.
E-posta bile yolladım.
Je leur ai même envoyé un e-mail.
Angus'tan gelen asıl e-posta, flash diskten kurtaramadığımız üç dosya daha içeriyormuş.
J'ai trois noms à ajouter à la liste.
Evet, kocanız bir çalışanına, bir dizi dosyayı e-posta ile göndermiş.
Tu les reconnais?
Son adresi bir posta kutusu.
Une adresse?
E-posta adresleri, IP adresleri, telefon numaraları, kredi kartları hatta kimsenin kullanmadığı, kişiye özgü parolalardan bahsediyorum.
Même des mots de passe, s'ils sont utilisés par vous seul.
"ABD milyonlarca Brezilyalının e-posta ve telefon konuşmalarını izledi"
Les États-Unis ont espionné les courriels et les appels de millions de Brésiliens.