Prince tradutor Francês
8,103 parallel translation
"Eh bien, mon prince, demek Cenova..."
"Eh bien, prince, que vous disais-je? Gênes..."
" Prens Andrey asaletin önemsizliğini...
" Le prince André réfléchissait à la futilité de la grandeur,
Prens ve Dilenci'yi okudum sonunda.
J'ai enfin fini Le Prince et le Pauvre.
Karanlıklar Prensi'nden Oda Servisi Krallığı'na demek?
Le Prince des ténèbres devenu Roi du room-service.
- Hayır Prensim!
- Non, prince!
Nasıl isterseniz, Prensim!
Tout de suite, mon prince!
Prensim!
Mon prince!
Nesi yanlış biliyorsunuz Prensim!
Vous savez ce qui ne va pas, Mon prince.
Mahishmathi Prens'i olarak size emrediyorum.
En tant que prince de Mahishmathi, je te commande.
Genç Prensimiz çadırları söküp götürmemizi emretti.
Le jeune prince nous a demandé de retirer les tentes et de lui apporter.
Prensim?
Mon prince?
Antropolog ve ahlak bilimci Dawn Prince Hughes'a göre insan olmanın koşulları bireysel farkındalığı kompleks duyguları anlama yetisini ve empati kabiliyetini ihtiva eder.
L'anthropologue et éthicienne Dawn Prince-Hughes argumente que ce qui fait une personne, c'est la connaissance de soi, la capacité de comprendre les émotions complexes et la capacité d'être empathique.
Burası prensin soyunma odası.
C'est la garde-robe d'un prince.
Onu şu kulelerde yaşayan Ürdünlü bir prense sattım.
Je l'ai vendu à un prince Jordanien qui vie là-haut.
Prens bunu kutlamak istiyor. Yarın öğleden sonra bir parti veriyor.
Le prince veut célébrer ça, il organise une fête demain après-midi.
Tanrı'nın Gözü çipi, prensin kasa odasında sakladığı arabasındaki bir hız sürücüsünde gizli.
L'Oeil de Dieu est caché dans la boite de vitesse de la voiture du prince, qu'il garde dans un garage sécurisé.
Prensin kendisi ve özel korumaları hariç.
Sans oublier le prince et ses gardes du corps personnels.
Oraya girmek için güvenlik sistemine girmeliyiz ve ona da prensin yatak odasından erişilebilir.
Pour y acceder, on va devoir pirater le système de securité qui est accessible depuis la chambre du prince.
- Nereden geliyorsunuz asil prens?
D'où viens-tu, noble Prince?
Cumberland Prensi diyeceğiz ona bundan böyle.
que nous nommons désormais Prince de Cumberland.
Cumberland Prensi demek!
Le Prince de Cumberland.
Moğol prensine hizmet ediyormuşum gibi ona hizmet ediyorum.
Je le sers comme je servirais un prince mongol.
Karşılama sırasında, kraliyet ailesiyle tanıştık. Prenses Diana ve Prens Charles. Ufak ve süper ciddi protokol adamı bize...
Lors du protocole de salutation du couple royal la princesse Diana et le prince Charles, ce petit homme super sérieux du protocole nous a dit :
Aziz, sen hepimizin en iyisidir.
Aziz, tu es notre prince, mon frère.
Kızlara küçükken mükemmel kişiyi bulacakları söylenir. Ama şunu atlıyorlar : O mükemmel kişi götün önde gideni olabilir sıkıcı, eroin bir penisi olabilir ve seni seks bağımlısına dönüştürebilir.
On dit aux fillettes qu'un jour, elles trouveront leur prince charmant, mais on oublie de leur dire que le prince charmant est peut-être une espèce de con équipé d'une petite bite ennuyeuse qui fera d'elles des accros du sexe.
Endişelenmenize gerek yok Bay Tao. Bay Prince, Swan'in masalarının hala şehrin en şanslısı olduğundan emin olacak.
M. Prince s'assurera que les tables du "Swan" seront toujours les plus chanceuses.
Elias, sen bir prenssin.
Elias, vous êtes un prince.
Dahası tesadüfe bakın ki terfiniz, Prens hazretleri Prens Philip'in doğum günüyle aynı zamana rastlıyor.
De plus... votre investiture, coïncide avec l'anniversaire de son Altesse Royale le Prince Philip.
Prens Philip ve Kraliçe, ünlü Basit Şarkılar'ınınızı yönettiğinizi duyunca çok mest olacaklardır.
Prince Philip et la Reine seraient tout simplement extasiés... de vous entendre diriger vos fameuses "Simple Song".
6 kale ve 20 at arabam var.
Prince, je possède six châteaux et vingt calèches.
Bu kehanette, bir peri prensi ile insan kızı arasındaki aşktan doğan bir çocuktan söz edilir.
Cette prophétie parle d'un garçon. Né de l'amour entre un prince des fées et une jeune humaine.
Bir gece, kralın oğlu peri prensi Karasakal'ın gemisine çıkmayı başardı.
Une nuit, le prince héritier des fées se faufila dans le navire de Barbe-Noire.
Prens gecelerce Mary'yi ziyaret etti.
Chaque nuit, le prince lui rendit visite.
Prens, Mary'yi kurtarmak için insan şekline büründü.
Pour la sauver, le prince prit forme humaine.
Prens hayatını sevdiği kız için feda etti.
Le prince renonça à la vie pour son aimée.
Baban savaşçı, bir prensin varisisin.
Né d'une guerrière. Héritier d'un prince.
"Sadece anahtarı taşıyan prens geçebilir."
"Seul le prince muni de la clé pourra passer."
"Anahtarı taşıyan prens."
"Le prince muni de la clé."
Bir savaşçının ve bir prensin oğluyum.
Je suis le fils d'une guerrière. Et d'un prince.
Kendine kocaman şatolu bir prens bonus olarak da bir kayınvalide bul.
Trouve-toi un prince qui a un grand château et des quartiers pour une belle-mère.
Hepinizin en kötüsü. Sonunda intikamımı alacağım. Uyuyan güzel ve küçük prensesinden.
La plus méchante de tous, serai finalement vengée de la Belle au Bois Dormant et de son têtu de prince
- Prens Benjamin.
- Prince Benjamin.
- Prens dedin kalbimi çaldın.
- Je me suis arrêtée à Prince.
Bak, biliyorum annen prens olduğu anlaşılan iğrenç bir canavara aşık oldu.
Ecoute, je sais que ta mère est tombée amoureuse d'une grosse bête dégoûtante qui s'est avérée être un prince,
Küçük yakışıklı prens.
Chad, Prince Charmant Junior.
- Yakışıklı prens. - Evet.
- Prince Charmant
Jay, prens Ben'e atıyor. Carlos güzel bir blok yapıyor. Rakibin üstünde dans ediyor.
Jay, passe à Prince Ben! Bon blocage par Carlos.
PORT AU PRINCE, HAITI
Pepe...
Girsin davulcu... Girsin davulcu solosu.
Jake, le prince des platines!
- Prens gibi?
- Comme un prince?
Çakallar giriş yaptı.
Rapporte-moi un prince! T'as pas l'air super. Au revoir. Les chacals sont avec moi.