Quarkın tradutor Francês
212 parallel translation
Quarkın çiğnediği izleri görebilirsin. Bunu parkenin üstünde buldum.
Voilà les traces de crocs de Quark.
Yani, tüm parçacıklar eski hadronlar gibi yaklaşık olarak aynı yönde gitsin, ama kuarklar olmasın.
– qui est, toute les particules vont dans le même sens que les anciens hadrons, pas de quarks. – et selon la théorie, il était clair que ce qui était nécessaire était que, quand le quark sort
Bir kaç sefer içmiştik ve onlara nasıl davranacağını öğretebilirim... Quark, demek istediğim.
On avait un peu bu, et j'ai parié que je lui apprendrai à se tenir correctement...
Bugüne kadar hiç görülmedi, ama var olduğunu biliyoruz.
Personne n'a vu un quark, mais nous savons qu'ils existent.
Günaydın, Quark.
Bonjour, Quark.
Bir topluluk lideri lazım ve bu sen olacaksın Quark.
Il nous faut un chef de communauté. Et ce sera vous, Quark.
- Ama sen bir kumarbazsın, Quark.
- Mais vous êtes un joueur, Quark.
Artık her müşterini dolandıramayacaksın Quark.
Vous ne pouvez plus escroquer tous vos clients, Quark.
- Quark'ın yerinde.
- Chez Quark.
Onu savunduğuna inanamıyoum Quark.
Je n'arrive pas à croire que vous le défendiez, Quark.
Yapabiliyorken yokluğumun tadını çıkart, Quark.
Profitez de mon absence, pendant que vous pouvez, Quark.
Quark'la ilk ne zaman sorun yaşadınız?
Quand vos problèmes avec Quark ont-ils commencé?
Quark'ın Yerinin üstündeki erişim borularında birilerini görüyorum.
J'ai repéré quelqu'un dans un conduit au-dessus de chez Quark.
Quark biraz önce tesisinin kullanımını duruşma için bağışladı.
Quark vient de nous offrir ses locaux pour tenir l'audience.
- Bu ne? Maraltian birası, Quark'ın özel stokundan.
Du seev-ale maraltien de la réserve privée de Quark.
Davranışın beni şaşırttı, Quark.
Votre attitude me surprend, Quark.
Quark'ı ben de sevmem ama onu öldürmene izin veremem.
Je n'aime pas Quark, moi non plus, mais je ne peux pas vous laisser le tuer.
Quark'ın yerinde.
Quark.
Bizi Quark'ın yerine götürün.
Conduisez-nous à Quark.
Onları suçlamadan önce bütün bunların nasıl başladığını Quark'a sormalısın.
Avant de vous emporter contre eux, demandez à Quark comment tout a commencé.
Quark'ın güvenini kazanmak için çok uğraştım.
J'ai fait tant d'efforts pour gagner la confiance de Quark.
- Quark, sadece kazancını paylaşır.
- Vous n'aurez que sa part des profits.
Quark'ın aldığı listeden haberim var.
J'ai entendu parler de la liste que Quark a trouvée.
Quark'a yapılan bu saldırı, benim hiçbir zaman kapandığına inanmadığım beş yıllık bir cinayet davasına açılıyor.
L'attentat sur Quark a fait ressurgir le dossier d'un meurtre vieux de cinq ans que je n'avais jamais, pas pour une seconde, clos.
Quark'a, onu nerede bulacağını Bajor'dan birisi söyledi.
Quelqu'un de Bajor a dit à Quark où elle se trouvait.
Quark'ın yanında gece gündüz silahlı güvenlik istiyorum.
Je veux une surveillance armée 24 heures sur 24.
- Quark'ın durumu aynı.
- L'état de Quark est stable.
Ve sonra oradaydım, Quark'ın yerinde oturuyordum, Morn gelip beni akşam yemeğine davet etti.
J'étais assise au bar Chez Quark, quand Morn est venu m'inviter à dîner.
Mr Quark, benden yararlanmaya çalıştığınıza inanıyorum.
M. Quark, j'ai l'impression que vous essayez de profiter de moi.
Hala o küçük yağcı Quark mısın?
- Toujours aussi lèche-botte?
Nagus bu müzakereler sırasında kendisini Quark'ın temsil etmesini istedi.
Le Nagus a demandé à Quark de le représenter.
Ferengilerle ile iş yapmak istiyorsanız Quark'la konuşacaksınız.
Si vous voulez faire affaire avec les Ferengis, parlez à Quark.
Quark'ın sana dahi demesine şaşmamalı.
Pas étonnant que Quark vous dit génial.
Quark'a olan aşkın. Reddetmeyi denemeye çalışma. Ona nasıl baktığını gördüm.
J'ai vu la façon dont vous le regardez.
Bu senin için büyük bir fırsattı ve sen bu fırsatı kaçırdın Quark.
C'était une chance en or pour vous et vous l'avez ratée.
Fakat bana ihtiyacın var, Quark. Güvenebileceğin tek kişi benim.
- Mais vous avez besoin de moi, Quark.
- Quark, bunu yapacaksın.
- Quark, vous allez le garder. - Pourquoi?
Quark'ın suçlu hissetmesi için çok sebep vardır ama genellikle müşterilerini hırsızlık ile kazıklamaz.
Quark ne manque pas de raisons de se sentir coupable, mais n'a pas l'habitude de recourir au vol à la tire pour escroquer ses clients.
Quark'ı okuyamadığınıza göre bu hergeleyi de okuyamazdınız.
Si vous ne pouviez lire dans l'esprit de Quark, vous ne pouviez lire dans celui de cet individu.
Quark'ın yerinde, müşteri memnuniyeti bizim en önemli endişemizdir.
Ici chez Quark, la satisfaction du client passe avant tout.
Quark'ın yerinde gerçekleşti.
C'est arrivé chez Quark.
Kendin için çok iyi yaptın, Quark.
Vous vous êtes très bien débrouillé, Quark.
- Belki Quark'ın doğum günüdür.
- C'est peut-être l'anniversaire de Quark.
Eğer Quark başını eğmeseydi...
Si Quark n'avait pas baissé la tête...
Pekala, Quark, her şeyden sonra benim yardımıma ihtiyacın varmış gibi görünüyor.
Alors, Quark, on dirait que vous avez eu besoin de moi, finalement.
Odo, Quark'ın neler bildiğinden haberimiz olduğunu bilmesini istiyor.
Odo voulait s'assurer que Quark sait que nous savons.
Bu konuşuğun Quark, hatırladın mı?
C'est à Quark que tu parles, tu te souviens?
Quark gidecekler listesinde yoktu.
Quark n'était pas sur la liste.
Benim tarafımda, Quark'ın bana çok yardımı dokunur.
Quark me rend un tas de services.
Quark'ın birkaç Dünyalının kaçmasına yardım ettiğini duydum.
- Je cherche de l'aide. - Quark aide les Terriens à s'échapper.
Buraya en son geldiğimde, sadece Quark'ın yerinde bir kaç saat kalabildim.
La dernière fois que je suis venu, je n'ai passé que 2h chez Quark.