Ques tradutor Francês
49 parallel translation
Ne? Yanlış fıçılar!
TROM-PéE DE BA-RRI-QUES!
Ne diyorsun aptal?
Ques-ce que tu dis, stupide?
- Dövüşemiyorsa, iyi yemek pişirir. - Bir iyilik yap.
Ca veut dire ques ilsaitpasse battre, jeparie qu'lisait cuisiner.
Karanlık bir sinemada oturup Robert Redford rolleri yapmaktan daha mı acıklı?
Pas plus triste que d'être assis dans l'obscurité d'un cinéma en te prétendant être Robert Redford effectuant des actes héro • ques
Her iki yanında da, İtalyan mermer ve Meksika mozaiğinden boynuz çalan heykeller istiyor.
Elle veut du marbre italien, des mosa : ï : ques mexicaines... des anges soufflant dans des trompettes de chaque côté.
-... bütün so- -
Ia ques...
Başka sorun- -
- Tu as des ques...
Kesinlikle olmaz.
Pas ques'.
- Kesinlikle olmaz.
- Pas ques'.
Yiyen susasın.
Pour ques les enfants aient soif après avoir mangé.
Sana sormak istediğim...
- J'ai juste une ques...
Ne oldu sana?
Ques-ce qu'il t'est arrivé?
Kahramandılar
" lls étaient nobles, héro.i.ques
Bazı fanatikler ona sahip olmak için her şeyi yapacaklardır.
II y a des fanat! ques capables de tout pour Ia posséder.
Ne bu...? Bilmiyor musun?
- C'est quoi ces ques...?
- QUES... Nicole Vasques.
Q-U-E-S- - Nicole Vasques.
Muhtemelen çocuklarını özlüyordur.
Je crois ques ses enfants lui manquent.
Size söyleyeceklerim var.
Je tiens a vous d re que ques mots.
- Olayı kişiselleştirdin.
- Je posais juste la ques... - Vous rendez ça personnel contre moi!
Sen buna soru mu diyorsun? Peki.
Ce n'est pas une ques...
Sana bir soru sordum!
Je t'ai posé une ques...
Sen ne yapıyorsun?
Ques... Qu'est-ce que vous faites?
2, 3... Küçük bir Bishop kabilesi oluruz.
Deux, peut-être trois. petite tribu des évêques.
Kıza ne oldu?
Hey! Ques-ce qui est arrivé a elle?
Ne haltlar dönüyor burada?
Ques qui ce passe?
Bekâretini kaybettikten sonra ne yaptın?
Ques-ce que tu as fait après avoir perdu ta virginité?
Ne...
Ques-ce que...
Ne yaptın?
Ques-ce que tu fais?
Ne yapıyorsun sen?
Ques-ce que tu fais?
Ne yapıyorsun?
Ques-ce que tu fais?
Ne yapıyosun! ?
Ques ce que tu fais?
Cenazesine gideceğim.
J'irai à ses obsà ¨ ques.
- Bizim demekle ne söylemek istiyorsun?
Ques-ce que vous voulez dire par "notre" bébé?
Gizli ibadetlerini gerçekleştirdikleri Mitraik mağaralar eski Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü toprakların her yanında bulundu. İskoçya'dan Rusya'ya Sahra Çölü'nden Hindistan'ın tam göbeğine kadar.
Des grottes mitra ques, o avaient lieu des adorations en secret, ont t d couvertes travers tout l'empire romain de l' cosse la Russie, du Sahara jusqu'au coeur de l'Inde.
Ne?
Ques...
Eğer haftaya kıyamet kopmamış olursa seninle Turks ve Caicos Adaları'nda görüşürüz.
- Si le monde existe encore dans une semaine je t'emmènerai aux îles Turques-et-Ca'I'ques. - Et nous pourrons passer nos nuits à admirer les étoiles. - Hum...
Ve şimdi seni çok ciddi bir sorgu...
Et nous avons de sérieuses ques...
Bay Donovan'ın buna cevap vermesine izin vermiyorum.
Nous n'autoriserons pas Mr.Donovan à répondre à cette ques..
Bırakmıyorum ki.
Je ne le quitte pas, pas ques...
- Ne kadar zaman geçti?
Ques-ce que tu deviens?
Richard, neler oluyor?
Ques se passe-t-il?
Başkalarının hakkımızda ne dediğini kim takar.
On s'en fout de ce ques les autres disent de nous?
Si-si-sihirli McKinneyler
# Ma-Ma-McKinney - magi-ques #
İnsanlar çok şılmaz-anla.
Les humains sont vraiment "pli-comp-qués".
- "Damarlarındaki iğneler ve arsenik balıkları gibi- -"
- " " Po! ssons arsén! ques comme requ!
Evet ben sordum.
Oui, c'est ma ques...
"Lütfen üzerinde düz-üş-tüğünüz her şeyi temizleyin."
"Veuillez laver tous les objets sur lesquels vous avez forn-i-qués."
Ne oluyor?
Ques ce que tu fais là?
- Bay Weddington, bir sorum daha...
Mme Weddington, j'ai juste une autre ques...