English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ R ] / Rab

Rab tradutor Francês

1,268 parallel translation
Istırabın üzerine ıstırap yığmak onu bir kaşığa koyup bir damla asitle eritmek.
Accumuler le malheur, le faire chauffer dans une cuiller avec de la bile.
Istırabın, kaybedilenlerin ve pişmanlıkların etkisi.
Le pouvoir du chagrin, de la perte et du regret.
Hepsinin ıstırabına son vermek istiyorum.
Autant leur éviter cela.
Plazma silahın için fazladan bir kapsül getirmeyi unutma.
Venez avec des munitions en rab pour votre PPG.
Istırabına son veriyorum.
Vous écarter de ma vie de misère!
Sen "rabıta" adını verdiğimiz şeysin.
Vous faites office de lien.
Diyorum ki, benim evimde fazladan bir yatak var.
Non, mais j'ai un lit en rab chez moi.
" Seni seviyorum, gücüm sensin, ya RAB!
"Je t'aime, ô Éternel, ma force."
"RAB benim kayam, sığınağım, kurtarıcımdır, " Tanrım, kayam, sığınacak yerimdir,
"Éternel, mon rocher, ma forteresse, mon sauveur, le rocher où je trouve un abri."
Q'nun çektiği ızdırabı canlandırmaya hazırlandık, Kaptan, ama bu duruşmayı, Devamlılıkta, hayatın nasıl yürüdüğünü göstermemiz gerekmekte.
Nous sommes prêts à illustrer la nature des souffrances de Q. Nous devons montrer à cette cour ce qu'est la vie dans le Continuum.
Daha istiyor musunuz?
Vous voulez du rab?
Biraz daha alabilirsin.
Il reste un petit rab.
Devriyedekilere 20'şer, nöbetçi memura 10.
Deux fois 20 pour deux agents, le rab au chef de poste.
Sizi iğrenç küçük yaratıklar. Yakında hepiniz nefretimi hissedeceksiniz. Ve çektiğim ızdırabı siz de çekeceksiniz.
Répugnantes petites créatures... bientôt vous ressentirez tous ma haine... et souffrirez comme j'ai souffert.
Acaba balı çıkarıp yüklerken kalabilir miyiz diye merak ediyorduk.
On se demandait s'il y avait du boulot en rab.
Onların ızdırabına bir tek sen son verebilirsin.
Toi seule peut mettre fin à leur douleur.
Huzur ver ya Rab, kulun Evgenii'nin ruhuna...
Accorde la paix, Seigneur, à l'âme de ton serviteur Evgenii.
Janeway'i bu ıstırabından kurtar.
Achevez donc Janeway.
Biraz daha lima fasulyesi alabilir miyim, lütfen?
Je peux avoir du rab de flageolets?
Istırabı birinden diğerine geçiyor. Karanlığın bu yeni hayatında, bundan değerli bir gıda yok.
Plus il est fort, plus il résiste, plus il augmente le pouvoir de la vie nouvelle des ténèbres.
- Ama bu akşam sen, ben ve Xander "ızdırabımızı paylaşalım" gecesi yaparsak çok daha iyi olacağım.
Ça irait nettement mieux si on partageait nos malheurs ce soir.
Izdırabımın tadını çıkarıyorum.
Je profte de ma misère.
- zaten öptüm şimdi bir motele gidip porno yıldızları gibi yapacak mıyız? " panik atak ıstırabına katlanmak zorundasın.
Est-ce qu'il faut foncer à un motel et donner dans le porno? "
Hadi yemeğe başlayalım.
J'ai eu un rab de pain sec et d'eau.
Belki o beni ızdırabımdan kurtaracaktır. - Ne içiyorsun?
Il mettra fin à mes malheurs.
Kendisine karşı ihmalkar. Istırabı henüz gömülmeyen evlatları için. Korkunç Stynx kıyısında yitirdikleri için.
Cruel Titus, insoucieux des tiens, souffriras-tu que tes fils, encore sans sépulture, errent sur l'affreux rivage du Styx?
Roma'ya döndüğün için mutluluk gözyaşlarım ıstırabımın gözyaşlarıyla birleşti.
Je tombe à tes pieds, versant des larmes de joie sur cette terre, pour ton retour à Rome.
Üstelik fazladan bir sürü mobilyası varmış.
Et il a plein de meubles en rab
Hatayı yapan sensin, ıstırabı çeken ise biziz.
Tu fais des erreurs, et on en pâtit.
Münakaşa etmemiz kimin suçu acaba? Ve ıstırabımız!
À qui la faute si nous nous disputons... et souffrons!
Ve ıstırabımız!
et souffrons!
Hastalık iznin yok, Frank. Böyle bir izin yok zaten. Bunu herkes bilir.
T'as plus une minute de rab, même pour maladie.
Depondaki stoğun henüz bitmedi, değil mi?
Je suis sûre qu'il y a du rab.
Yanında kola da isterim!
Et une bouteille de Coca en rab.
Birisi gerçekten ıstırabına son vermeli.
Quelqu'un devrait le mettre hors-circuit.
Körlerin gözlerini açan Rab'be şükürler olsun.
Sois béni, Eternel notre Dieu qui ouvre les yeux des aveugles.
Beni kadın olarak yaratmayan Rab'be şükürler olsun.
Sois béni, Eternel notre Dieu qui ne m'a pas fait femme.
Bize bu Tzitsis'i giydiren Rab'be şükürler olsun.
Sois béni, Eternel notre Dieu qui nous a ordonné les tsitsit.
Delicesine ızdırabına
Sa détresse folle
Kanun ve bilim uzlaşmaya çalışırken, onun ızdırabını ve ölümünü seyretmeyeceğim.
Je ne la verrai pas souffrir alors qu'on peut la sauver.
Fazladan bir takım zincirimiz var.
On a des chaînes en rab.
Dünkü toplantıda gerçekten çok geç vakte kadar kaldım.
J'ai déjà fait du rab hier soir.
Istırabından ne dediğini bilmiyor.
Il faut l'excuser. Il est écrasé de chagrin.
Izdırabıma son verin.
Vous voulez me ménager.
" Bak gör, Rab beni doğurmaktan men etti.
" Dieu ne m'a pas laissée enfanter.
İbrahim, İshak'ı peyda etti, ama Rab onu öldürmesini istedi.
Abraham engendra Isaac et Dieu lui dit de le tuer.
Sappho ızdırabı!
Les souffrances de Sapho.
Geçmişten ve gelecekten... binlerce hayatın ıstırabını tecrübe ediyorsun.
Tu vas connaître les tourments d'un millier d'existences passées et à venir.
Bir bağ, bir rabıta...
Une connexion, si vous voulez.
Ekstra peynirli mi?
Du rab de fromage?
Artık ister misin?
Un peu de rab?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]