Rafer tradutor Francês
58 parallel translation
Birincisi, Rafer Janders.
Rafer Janders.
Rafer Janders...
Rafer Janders...
- Sana, Rafer... Eski dostum.
A toi, Rafer, mon vieil ami.
Hadi, Rafer. Biraz konuşalım.
Parlons un peu, Rafer.
- Rafer Janders'ı buldum. - Güzel.
- J'ai Rafer Janders.
Yarın, Sör Edward'ın morali gerçekten çok bozulacak. Rafer ve beni öldürmek isteyecek.
Ce serait une vraie crise morale pour ce cher sir Edward de nous faire tuer, Rafer et moi.
- Rafer ve ben, onun peşinden gideceğiz.
J'irai avec Rafer.
Rafer, üstünde ne var?
- Rafer, tu as quoi sur toi?
- Biz de öyle. Rafer? ...
Nous aussi.
Rafer Adamların gerekeni yapsınlar.
Au travail. Que les hommes fassent leur testament.
Rafer, dostum, o gün gelecek.
Rafer, mon vieux, tu le verras, un jour.
Pekâlâ Rafer, buradan nasıl kurtulabiliriz?
Alors, comment on décolle d'ici?
Seninle tartışmak istemiyorum, Rafer!
Ce n'est pas le moment d'en parler.
Rafer, bazen senin yanında olmanın büyük bir zevk olduğunu düşünüyorum.
Parfois, Rafer, c'est presque un plaisir de te connaître.
Üç adam al ve bize yakın ol.
Rafer, tu formes l'arrière-garde.
Rafer ve ben, etraflarını dolaşıp yandan saldıracağız. Hava kararıyor.
Rafer et moi, on va les prendre par le flanc.
Rafer, Jock, pistin çevresini koruyun.
Rafer et Jock, installez-vous en bordure de la piste.
Rafer, haydi, gelin! Çabuk!
Rafer, viens!
Sorun değil. Rafer.
Pas du tout.
Bu da Max olmalı.
Rafer. Et voilà Max, je présume.
- Rafer... oğlum... - Hemen geri geleceğim.
- Mon fils.
- Nereye kayboldun? - Rafer.
T'étais passée où?
Rafer, - senin arabanı ödünç alabilir miyim diye düşünüyordum? Getir götür işi mi?
Rafer, on peut t'emprunter ta voiture pour aller faire une course?
Rafer, gerçekten çok hoş vakit geçirdim.
Rafer, j'ai passé une super soirée.
Rafer'ı eğlendirebilir misin?
Tu peux t'assurer que Rafer ne s'ennuie pas?
Crash'teki partiyi kaçıracaksın. Ve seninki Rafer kıçı üstünde bekliyor.
Et ton mec Rafer s'attend à ce que tu te pointes.
- Rafer?
- Rafer?
- Rafer.
- Rafer.
- Rafer.
Rafer.
Rafer, onun çocukları. Ben de onların yerindeydim.
Rafer, ses mômes, je les avais à la place.
Bizim için çalışan tek bir bombacı vardı, Rafer Wilcox.
Nous n'avions qu'un seul artificier, Rafer Wilcox.
Rafer, hep medeniyetten uzak yaşardı. Hayat felsefesi buydu.
Rafer a toujours vécu en marge, par principe.
Bu, Rafer'in dostu.
Un surnom de Rafer.
Önce, Rafer'i alacağız.
On va chez Rafer.
Rafer Wilcox?
Rafer Wilcox?
Bombaları nasıl etkisiz hale getirebiliriz, Rafer? Lütfen!
Comment on la désamorce?
Üye kayıtlarını inceledim, Rafer Wilcox ya da dostlarından eser yok.
J'ai contrôlé leur registre : ni Rafer Wilcox ni ses autres noms.
Dostumuz Rafer, kağıt yırtıcı kullanmış.
Rafer aimait beaucoup sa déchiqueteuse.
- Rafer, burada ne yapıyorsun?
- Rafer, qu'est-ce que tu fais là?
- İyi işti, Rafer.
- Beau travail.
- Rafer, bunu bilemezdim. - Biliyorum.
- Ce n'était pas prévu.
Diğer ikisi için üç dakikan var. - Rafer?
Vous aurez 3 mn pour les 2 autres.
- Efendim?
Rafer?
Rafer, 10 dakikamız var.
Rafer, on a 10 mn.
Beni iyi dinle, Rafer.
Ecoute-moi bien, Rafer.
Rafer, sen arka tarafı koru.
On va passer devant.
Haydi, Rafer!
Dépêche, Rafer!
Rafer, haydi, çabuk!
Rafer, dépêche!
- Sıkı tutun, Rafer!
Accroche-toi, Rafer.
Rafer'ı öldürdüm.
J'ai tué Rafer.
Rafer.
Rafer.