Rama tradutor Francês
345 parallel translation
Rama, yağmur tanrısı.
Rama, qui envoie la pluie.
Tabii ki Rama Krishna ve müridiyle ilgili olanı.
Ah oui, l'histoire de Râmakrishna et de son disciple.
Rama Krishna bir Hindu bilgesidir.
Râmakrishna, c'est un sage hindou.
Ne içmek istiyorsa ver ona, coke-a-rama?
Filez-lui ce qu'ils boivent, un cokarama?
Ramah'ta bir ses duyuldu, ağlayış ve acı feryat sesleri!
Une voix retentit dans Rama, une voix plaintive, d'amers sanglots.
Annelik içgüdüleri yüzünden anne kurt ile bir problem yaşanmayacağını biliyordum ama babaları Rama'dan pek emin değildim.
L'instinct maternel de la louve me rassurait. Rama, le loup, m'inquiétait davantage...
Üzgünüm, Rama. Başka bir yolu yok.
Je regrette, c'est la seule solution!
Ama, Rama, sürü bir kaplan ile baş edemez.
Le clan tout entier ne pourrait résister au tigre.
"Okulda defterime, sırama, ağaçlara yazarım adını..."
" Sur mes cahiers d'écolier Sur mon pupitre et les arbres
Lütfen yenilenmiş Star-O-Rama salonlarını ziyaret etmeyi unutmayın.
N'oubliez pas de visiter le bar Etoilorama refait à neuf.
Chuck'ın - BİSİKLET SARAYI
BIKE-O-RAMA - de Chuck
Kanıt C. Chuck'ın Bisiklet Sarayı'ndan... almak üzere olduğum korna. Tam da bisikletim çalındığı sırada.
Pièce C. Le klaxon que j'étais venu chercher au Bike-O-Rama de Chuck, quand on m'a volé mon vélo.
Bisiklet Sarayı.
Bike-O-Rama.
Hey çocuklar, bira içip bowling oynamaya ne dersiniz?
Vous voulez aller au Bowl-O-Rama prendre une bière?
Benim sırama oturmuştu.
On l'a placé à côté de moi.
Baba, hava çok sıcak. O kadar ki kaldırama yumurtlayabilirsin bile.
Papa, il fait si chaud qu'on pourrait pondre un œuf sur le trottoir.
MAKET GÜNÜ
AUJOURD'HUI DIORAMA-RAMA
Maket günü. Dinlemeli Test'den sonraki en sevdiğim okul aktivitesi.
Le Diorama-Rama, mon activité préférée après le test auditif du jeudi.
Bana Slop-O-Rama Midecümbüşü ver. Soğan olmasın.
Un Méga Mollorama sans oignons
Prenses, yakışıklı prens Rama ile evliymiş. Prens Rama ise kıskanç üvey annesi tarafından büyülü ormana atılmış.
Elle était l'épouse du beau prince Rama... qui avait été exilé dans la forêt enchantée... par sa jalouse belle-mère, la reine Kaikeyi.
Bir gün prenses Sita korulukta yaralı bir ceylan görmüş ve Rama ona yardıma gitmesi için rica etmiş.
Un jour... la princesse Sita vit une biche blessée... et implora Rama de lui porter secours.
Rama yere bir daire çizmiş ve ona demiş ki :
Rama traça un cercle dans le sable et lui dit :
Bunun sevgili Rama " nın sesi olduğunu düşünerek ağlamanın geldiği yere koşmuş.
Croyant qu'il s'agissait de Rama... elle franchit le cercle pour courir à son secours.
Sürekli pencereden bakarak... prens Rama'nın özlemini duyuyordu.
à scruter l'horizon... languissant de son prince.
Rama dikenler içindeki saraya yaklaştı Ravana " nın onu beklediğinin farkında değildi.
Rama approcha du palais entouré d'épines... sans se douter que Ravanna l'attendait!
Oklar havada hızla Rama " ya tam zehirlerini bıraktılar.
Elles fendirent l'air... en direction de Rama.
Rama'yla prensese ne olduğunu anlatamaz mısın bize?
Dis-nous ce qui est arrivé à Rama et à sa princesse!
Rama yerde ölü yatıyordu.
Rama gisait sur le sol, mort.
Ceylan Rama'nın yanına uzandı ve kendi hayatını ona verdi.
La gazelle se coucha près de Rama, lui sacrifiant sa vie.
Rama hayata geri döndükten sonra Sita'yı kurtarmak için hızla canavarın sarayına doğru yöneldi ama Ravana göründü.
Rama, revenu à la vie... s'élança vers le palais du monstre pour délivrer Sita. Et soudain...
Bu insanlar ruhumun derinliklerine bakıyorlar ve bana katılış sırama göre numara veriyorlar.
Ces gens ont regardé au fond de mon âme, m'ont donné un numéro correspondant à mon ordre d'arrivée chez eux.
Al bunu, Bowl-a-rama.
Prends ça, le bowling.
Pekala! Tanrı Rama bile Sitay'yı kazanarak Tanrı Shiva'nın boynunu yukarı kaldırdı.
Même le seigneur Rama a dû se battre contre le seigneur Shiva, pour gagner Sita.
Lisa biraz daha büyüdüğünde Cuma'nın NBC'nin "görmelisiniz" Perşembe'siyle CBS'in Cumartesi gecesi saçmalıkları arasında sıradan bir gün olduğunu anlayacaksın.
Quand tu seras un peu plus grande, tu sauras que le vendredi est un jour comme les autres entre "A ne pas manquer" de NBC le jeudi et "Les Bêt-O-Rama" du samedi soir de CBS.
İşte burada, koyunu burada tutuyorlar, Food-O-Rama'nın arkasında.
Ici, derri re le palace de la bouffe... il y a des moutons.
Lord Rama gibi Anne Sitayla evlenmesi
Comme le Seigneur Rama en route pour marier Mère Sita.
Babe-o-rama.
Jolie fille en vue.
Ezilmiş rama yaprağı ve katyllian karanfili. Hücrelerin zarlarını takviye etmeye yardımcı olur.
Feuilles de rama et clou de girofle katyllian. ça fortifie les membranes.
- O hasta ve sakat iyileştiriyormuş... bu sadece büyük Tanrı Rama'ya karşı onları katletmeye göndermek içinmiş.
Elle a soigné des malades qui sont morts en combattant Rama.
Rama Indrujid'in babasını öldürdüğü zaman, Rama'ya yardımcı olmuştum.
J'ai aidé Rama à tuer le père d'Indrajit.
Hindistan'a geldiğimden beri insanların Rama'dan bahsettiğini duydum.
J'entends parler de lui partout en Inde.
Rama... diye çağrılan... başka bir Avatar tarafından öldürülen... babamı sevmedim mi?
Est-ce que je n'aimais pas mon père tué par un avatar connu sous le nom de Rama?
Sizinle burada space-o-rama'da buluştuk ve sonra bize uzay gemimize kadar eşlik ettiniz ve orada farkettik ki sürenim transfonksiyonunu unutmuşuz.
- On vous a rencontrés, ici, au space-o-rama, vous nous avez accompagnés Et on a découvert qu'on n'avait plus le transfonctionneur.
" Müzikte bulabilirsin hem Allah'ı hem Ram'ı
" La musique a en elle Allah et Rama
" Hem Allah'ı, hem Ram'ı
" La musique a en elle Allah et Rama
O halde eski New York'un canlandığı yerde Past-O-Rama'da dertsiz tasasız bir gün yaşayın.
Venez revivre les jours d'insouciance d'antan au Passé-Rama... - qui ressucite le vieux New York.
- Pas diyorum.
- Couch-o-rama.
Hare Rama, Hare Rama Rama, Rama, Hare, Hare
Hare Rama
Bunlar, DeMille'in Rama Krishna'dan alıntı yaparak kendi inancını tanımladığı sözlerdi.
Ces mots de Rama Krishna,
Rama...
Rama?
Kaptan Stue biletleri.
Des billets de l'Espace-O-Rama.