English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ R ] / Rates

Rates tradutor Francês

1,283 parallel translation
Görememen çok kötü Leela çünkü şuradaki gemi birilerine ateş ediyor.
Tu rates des trucs... parce qu'il y un navire qui tire sur un autre.
Haydi git, kutlamanı kaçırıyorsun.
Tu rates la cérémonie!
Çünkü çektiğinde heyecanlanır, beni ıskalarsın. Ben de elimdekini kullanmak zorunda kalırım.
Tu le prends, t'es nerveux, tu me rates, et je fais ce que je suis obligé de faire.
Kaçırıyorsun.
Tu le rates.
Many, her şeyi berbat ediyorsun hem de seni sevmeyen bir kadın için.
Tu rates la chance de ta vie pour une femme qui ne t'aime plus.
Yemek vaktini kaçırdın, sana yemek yok.
Tu rates l'heure du dîner, tu ne manges pas.
Son gözde yaratığımızın tanıtımını kaçırmamalısın.
Faut pas que tu rates les dernières nouvelles des monstres.
En güzel yerini kaçıracaksın.
Tu rates le meilleur!
Bayım, dalak nakli yapmıyoruz.
- On ne greffe pas les rates.
Bir atışın daha var. Ama dert değil.
Oui, ça n'a aucune importance si tu le rates.
Ya düşersen?
Et si tu rates une marche?
İstatistiklere bakmadım, ama Shakespeare'den kalırsan Harvard'a gidemeyeceğinden eminim.
Je n'ai pas les chiffres exacts, mais je suis bien certaine que si tu rates Shakespeare, tu peux oublier Harvard.
- Neler kaçırdığının farkında değilsin.
- Tu ne sais pas ce que tu rates.
Ne kaçırdığını bilmiyorsun.
Tu sais pas ce que tu rates.
Eğer birini kaçırırsan başkası gelir. Taksi gibi.
T'en rates une, il y en a d'autres, comme les taxis.
Hatta büyük bir süpriz bile olacak, kaçırmak istemezsin.
Et j'ai même prévu une belle surprise. Faut pas que tu rates ça, Scott.
Haydi Cartman, oyunu kaçırıyorsun!
Magne, tu rates tout!
Korkarım onu kaçırdın.
Tu le rates de peu, j'en ai peur.
Gerçekten çok şanslısın.
5 000 $ que tu rates.
Ve eğer herhangi bir müşterinin resimlerni batırırsan- -
Et si tu rates ne serait-ce qu'un tirage aujourd'hui...
Sen bilirsin, keyifli bir sohbeti kaçırmış oldun.
Bon, bah j'étais là. Tu rates une occasion d'avoir une bonne discussion.
Önemli bir şeyi kaçırmanı istemem.
Je ne veux plus que tu rates des moments importants.
Freaky you... l had a best rates in a class and l can't get...
Bébé Cadum. J'avais les meilleurs points de la classe et j'ai rien reçu.
Birinci motor düzensiz çalışıyor.
Le 1 a des ratés.
Bilmiyorum, bu gerizekalılar nasıl hala bu işin içinde.
Quels ratés, ces mecs!
Biz yeniklerin sığınacağı bir hayır kurumu değiliz.
On n'est pas les bonnes oeuvres des ratés.
I don't screw every pathetic guy that gives me a letter.
Je ne baise pas avec tous les ratés qui m'écrivent.
Her duygusal mektup veren çocukla yatmam.
Je ne baise pas avec tous les ratés qui m'écrivent.
Pazarlama işine ne oldu, Bay Deha?
Ton marketing a des ratés?
Alınabilen ve satılabilen bir adamın kaybedenlerden kurulu takımı.
Une brochette de ratés menée par un vendu?
Senin sefaletine de tam puan.
Elle ne vous a pas ratés.
Birkaç başarısız denemenin ardından, albümün prodüksiyonunda sorumluluğu David Gilmour üstlendi.
Après plusieurs ratés, Gilmour se chargea de la production de l'album.
Kötü 0IanIarı kutuya koyardı.
Elle gardait les ratés dans une boite.
Bing çiftlerinin evlilikleri korkunç gider.
Les Bing font des mariages ratés.
- Kimseyi üzmek istemedim.
"que je suis le roi des ratés." Joyeux, non?
Kaçırıyorsun.
Tu rates tout.
- Gittiler, onları kaçırdık.
- Ils sont partis. On les a ratés.
Sanırım Bayan Bilescu'yu ziyaret etmenin zamanı geldi.
Il sera déçu de vous avoir ratés. - Vous êtes la mère de Marvin?
Sanırım sen bu bayan Tanner'i olayını anlamadın.
Tu rates quelque chose.
Evet, arkalarını dönmelerini kaçırdın.
Tu les as ratés de dos.
"Denemek" başarısız adamların işidir.
C'est pour les ratés.
- Egzost sesine benziyordu.
- On aurait dit un moteur qui a des ratés.
Belkide ülkedeki tüm kötü evlilikleri araştırmalıyız.
Tu crois? Si on enquêtait sur tous les mariages ratés?
Çok uzakta olamazlar.
Vous les avez ratés de peu.
Ve çok yakında... Yenebileceğin tek kitle senden... daha zavallı olduklarını düşünenler olacak.
Et bientôt, les seuls que tu réussiras à battre seront ceux qui se prennent pour de pires ratés que toi.
Eğer ıskalarsanız o ıskalamaz.
Si tu le rates, il ne te ratera pas lui.
3 gol yemek, 2 gol kaybı demektir.
3 touchdown, avec 2 tirs ratés.
Gerçekten ıskalama rekoru sende mi?
Tu as vraiment eu le record de ratés?
Gücenmeyin, ama bu soygun kitaplara dünyanın tarihteki en sikik soygunu olarak geçecek benim yaptığım tüm hatalarla, ama ben Chow-Wang yiyecek taşıyıcı çocuğu bombalı bir kasaya gönderecek kadar ona güvenemem.
Le prends pas mal... mais quand ceci sera inscrit parmi les braquages les plus ratés... malgré toutes mes erreurs... je serai pas celui qui a fait sauter le coffre par un mec de Chou Wang.
Görünmezlik motoru bozulmuş olmalı!
Le réacteur d'invisibilité a des ratés!
Hepiniz birer zavallısınız.
La bande de ratés.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]