Relation tradutor Francês
14,586 parallel translation
Alicia ve annesinin sizin dediğiniz geleneksel ilişkileri yok.
Alicia et sa mère n'ont pas une relation "traditionnelle".
Şimdi Chester'ın kurbanlarla alıp vermediği ne onu bulmalıyız.
Maintenant on doit juste trouver quelle était la relation de Chester avec les victimes.
Bunun senin için zor olduğunu biliyorum. Çünkü insanların nasıl davrandığından bi haber görünüyorsun. Ama Cyrus, Fitz ve ben birlikteyiz bizim gerçek bir ilişkimiz var.
Je sais que c'est difficile pour toi, car tu sembles si peu familier sur comment les humains se comportent, mais Cyrus, Fitz et moi ensemble... nous avons une vraie relation.
Ajan Weller ile olan ilişkin biraz karmaşık.
Votre relation avec l'Agent Weller est compliquée.
Justin Ross'la ilişkin hakkında birkaç soru sormam gerek.
J'ai besoin de vous poser quelques questions à propos de votre relation avec Justin Ross.
Justin Ross'la nasıl bir ilişkin vardı?
Comment était votre relation avec Justin?
Cristiano Ronaldo'nun şu anki sevgilisi lrina Shayk ama görünüşe göre çocuk başka bir ilişkisinden.
Irina Shayk est la petite amie actuelle de Cristiano Ronaldo, mais tout indique que son fils est le fruit d'une relation antérieure.
Messi ile her şey geçen sene çok daha iyiydi.
Ma relation avec Messi, l'année passée, était meilleure.
Bizimle ilgili, ilişkimizle?
À propos de nous, notre relation?
Amy'nin iliskimizde çekinceleri vardi. En iyi sekilde bitti.
Vous savez, Amy avait des réserves au sujet de notre relation, donc tous travaillé pour le mieux.
Kabul ederse de olanlari ardimizda birakarak iliskimizi sürdürebiliriz.
Et si elle dit oui, nous pouvons mettre cela derrière nous et de reprendre notre relation.
Gerald ile ilişkimi konulmak isteyen sendin.
C'est toi qui parle de ma relation avec Gerald.
O zengin insanlarla bir ilişkim olduğunu mu sanıyorsunuz?
Tu penses que je suis en relation avec ces riches?
Müdahale için dava açabiliriz avukat / müvekkil ilişkimize.
On l'attaque pour entrave entre relation client / avocat.
FBI Ajanı Nolan ve Dedektif Brown'la olan ittifakı ve onun yeni oyuncuyla olan ilişkisini biliyorsun...
Tu connais cet agent Nolan du FBI et son alliance avec le détective Brown et sa relation avec le nouveau Joueur...
Göz önünde bulunan senatörle yakın ilişkilerde bulunmayı severim.
J'aime maintenir une étroite relation de travail avec les jeunes senateurs.
İş ilişkisi mi?
Relation de travail?
Aldatma konusunu düşünmenize hak veriyorum ancak sizi temin ederim ki aramızda bir şey yoktu.
Je suis flatté que vous pensiez que j'ai la vigueur pour une relation, mas je vous assure, il n'y avait rien entre nous
Demek istediğim, ilişki gibi bir şey olmuyosa demek ki denemeyeceksin anlamına gelmiyor değil mi?
Je veux dire que ce n'est pas parce que quelque chose a peu de chance de réussir comme par exemple une relation cela ne veut pas dire que tu n'essaies pas, d'accord?
Medya irtibat yeteneklerimin tozunu alayım.
Dépoussiérer ma relation médiatique.
UNOS'la irtibat halindeyiz. Umuyoruz ki- -
Nous sommes en relation avec le centre de dons d'organes et nous espérons...
Lara Madden'la ilişkini anlat bakalım.
parlez-moi de votre relation avec Lara Madden.
- Onunla muhabbetin var.
- Vous avez une relation... Non.
Babineaux'nun ölen kişiyle romantik bir geçmişi var. Onun silahıyla öldürüldü. Tanığı yok.
Babineaux avait une relation avec la victime, et son arme l'a tuée, il n'a pas d'alibi.
Montajla kurgusal ilişki tarih oldu.
C'est une relation quasi fictive presque totalement photoshoppée.
Kocanın durumunu düğünden bir hafta önce öğreniyorsun.
Vous avez découvert que votre mari avait une relation avant votre mariage.
- İlişkisi olduğunu biliyoruz.
On sait qu'ils ont eu une relation.
Uzun süreli ilişkilerin anahtarı budur.
C'est la clé pour n'importe quelle relation longue.
Her ilişkideki en büyük sır aynı kişiden nefret etmektir.
Le secret de n'importe quelle grande relation est de haïr les mêmes personnes.
Şehir halkı, eyleminin amacının kanun yaptırımları ile korunması gereken vatandaşların arasındaki ilişkiyi vurgulamak olduğunu söylüyor.
Les habitants affirment que cela a pour but d'entamer le dialogue concernant les relation liant les forces de l'ordre et les citoyens qu'ils sont censés protéger.
İlişki yeni.
La relation est nouvelle.
Kabul ederse de olanları ardımızda bırakarak ilişkimizi sürdürebiliriz.
Et si elle dit oui, on pourra laisser ça derrière nous et reprendre notre relation.
Amy'yle geçirdiğim zaman Fruit Stripe cikleti gibiydi.
Je vois ma relation avec Amy comme des chewing-gums aux fruits :
- Ajan Weller ile olan ilişkiniz karmaşık.
Votre relation avec l'agent Weller est compliquée.
Ethan Parris'le olan iş ilişkiniz bozuldu ve 2.3 milyarlık anlaşmanın yolu kapandı.
Votre relation professionnelle avec Ethan Parris s'est envenimée, et menaçait un contrat à 2,3 milliards.
Uzun ve kazançlı bir arkadaşlığımız oldu.
Nous avons eu une relation longue et prospère.
Seninle hayatında neler olduğunu bilmeden nasıl bir ilişkim olur bilmiyorum.
Vous voyez, je ne sais pas comment d'avoir une relation avec vous si je ne sais pas quelque chose de réel ce qui se passe dans votre vie.
Ve sevdiğim şey de bu. Bizimle ilgili hoşuma giden de bu.
Et c'est ce que j'aime, c'est comme ca que j'aime notre relation.
Bir hafta boyunca ağır kaldırmayacaksın, yorucu egzersiz yapmayacaksın ve bir ay boyunca seks yapmayacaksın.
ne pas soulever de poids lourds ou faire une activité physique intense pendant une semaine et ne pas avoir de relation sexuelle pendant un mois.
Kafamda ufak tefek bir ilişkinin temellerini atmaya başladık.
Et dans mon esprit, nous commençons à développer une relation, vous savez?
Daha derin bir psikolojik temel arz edebilirdim mesela Elia ile olan sorunlu ilişkin.
Je pourrais offrir une base psychologique plus profonde, i.e, ta relation tendue avec Elia
İlişkimin bu saplantılı beyne biraz daha dayanacağını sanmıyorum, ikisine de razıyım.
Je ne pense pas que ma relation peut prendre une minute du harceleur cerveau, donc je vais prendre soit.
Bu garip ilişki, bitti.
Cette étrange relation... C'est fini.
Güzel. Ultrasona ihtiyaç var. Oğlum karanlıktan korkar.
Mis à part une relation professionnelle, je ne le connais pas du tout.
İlişkini mahvettiğin tatlı çocuğu mu diyorsun?
Tu parles de ce type mignon avec lequel tu as ruiné votre relation?
Birlikteyken ters giden bir şeyler olmalı.
Il devait y avoir un truc vraiment pas bien avec cette relation.
Tecrübelerime göre, itfaiye içindeki bazı buluşmalarda çok dikkatli olmak zorundasın. Evet, ben de öyle sanıyorum.
D'après mon expérience, tu dois être prudent avec une relation au sein de la caserne.
Daha yeni ciddi bir ilişkiden çıktım ve böyle bir şeye hazır değilim.
Je sors d'une relation serieuse et je ne suis pas prête pour ça.
Sevgilinin Klarissa Mott ile ilişkisi olduğunu öğrendik.
On a appris de votre copain avait une relation avec Klarissa Mott.
Bayan Holmes'la olan ilişkinizi tekrar anlatın.
Expliquez-moi encore, la nature de votre relation avec Mme Holmes.
Olur!
Donc après avoir marché en pleine chaleur toute la journée, tu veux aller frire du bacon et encore discuter de notre relation? Cool!