English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ R ] / Relevé

Relevé tradutor Francês

1,978 parallel translation
Ateşten geçtim ve küllerimden yeniden doğdum.
J'ai traversé les flammes et je me suis relevé de mes cendres.
Lori, Emily'yle aranızdaki ilişkiyi yanlış anlamış olmalı.
- Je disais juste que Lori a relevé ton enthousiasme au contact d'Emily.
Plakasını alabildiniz mi?
Vous avez relevé l'immatriculation?
Kimse hastanın sağlık geçmişini doğru dürüst öğrenmemiş.
Personne n'a relevé d'historique décent!
Adam kalkıp, yürüdü gitti.
Il s'est relevé et il est parti.
Kütle spektrumunda reçine siman da çıktı.
C'est de la porcelaine. Oui, le spectromètre de masse a aussi relevé des traces de résine de ciment.
- Kan satıcısının söylediği posta kutusundan aldığımız izler prezervatif makinesindeki bozuk paralarda bulduğumuz izlere uydu.
Nous avons relevé les empreintes sur la boite postale que nous a donnée le type qui vend le sang. Et elles concordent avec les empreintes trouvées sur la pièce du distributeur de préservatifs. Et ce ne sont pas celles de John McEnroe.
50.kattan atlayıp, ayaklarının üzerine düşsen de sana inanırım.
Pourquoi n'aurai-je pas cru en ton histoire, Om? Si tu m'avais dit que tu avais sauté du 50ème étages... et que tu t'étais relevé intact, je t'aurais cru.
# My weekly statement shi... #
# Mon puta- - de relevé #
# With my balance shi... #
# Avec mon puta- - de relevé #
Sam'in orduyu yöneten büyük yol gösterici olması gerekiyordu ama işler hiç de beklenildiği gibi gelişmedi.
Sam était supposé être le grand chef qui dirigerait la grande armée, mais... il n'a pas vraiment relevé le défi, n'est-ce pas?
Hesap özetime baktım ve işte oradaydı. Tüm para.
J'ai regardé mon relevé bancaire, et tout était là- - tout l'argent.
Her hesap sözleşmesine, her bilançoya ihtiyacım var.
J'ai besoin de chaque relevé de compte, de chaque bilan.
Geçen haftalarda hesabına yapılan, yüksek ödemelerin faturaları ve bu bir gazetecinin kazanabileceği paradan çok daha fazla.
Un relevé bancaire, des dépôts de beaucoup d'argent en cash a été déposé sur son compte, et c'est beaucoup plus que ce qu'un journaliste peut gagner durant toute sa vie.
Oradan uzanmayı başarıp, arka koltuğu açmış olabilir.
Elle pourrait l'avoir traversé et relevé le siège arrière.
Bugün o bilgisayar kaydındaki herkesle görüştük.
On a interrogé tous ceux figurant sur le relevé de connexions.
Bir sonraki noktaya git ve yeni ölçümleri al, tamam mı?
Allez faire un relevé au point suivant.
Google aramaları, kredi kartı takibi
Recherche sur Google par ici, relevé bancaire par là...
Senin kurbanını araştırdım.
J'ai relevé les empreintes de votre victime.
Ayrıca elimde bu kılavuzun Kevin'ın kinden farklı kısmi bir kopyası daha var. Asıl bomba haber şu :... Kitabın üstündeki kan Dr. Browning'e ait ve..... henüz kurumamış.
J'ai aussi relevé une autre empreinte partielle sur ce manuel qui ne correspond pas à Kevin, et voilà le meilleur- - l'échantillon de sang que nous avons pris sur la couverture a une correspondance exacte au Dr Martin Browning.
Çünkü İşaretliler konusunu açtı, ve sen... sürdürmedin bile.
Il a mentionné les Marqués, et tu as à peine... relevé.
Ayrıca bunu buldum.
J'ai également relevé ceci.
Kasanın şifre panelinden bir iz aldık.
J'ai relevé une empreinte du clavier du coffre.
Sen olmayacak birşeye cesaret ettin, olan bu.
Vous avez relevé un défi qui a mal tourné. Voilà ce qui s'est passé.
Her iki kaval kemiğindeki basınç çatlaklarını ve dizde, ön çapraz ve orta yanda bulunan bağlardaki yırtılmaları teşhis ettim.
J'ai relevé des fractures de fatigue sur les deux tibias, ainsi que des déchirures des ligaments, latéral interne et croisé antérieur des genoux.
Kocaman bir kredi kartı faturam var.
J'ai reçu un énorme relevé de compte de carte de crédit.
8 gün içinde Haas'in aradığı ya da onu arayan bütün numaraları buldum.
J'ai relevé tous les appels que Haas a reçus ou passés, ces huit derniers jours.
Çünkü bizde, kredi kartı geçmişi var ve siz bunun bir parçasısınız.
Parce qu'on a son relevé bancaire et vous en faites partie.
Ayrıca bir kaç şey daha vardı.
J'ai relevé d'autres incohérences.
Banka kayıtlarım.
Mon relevé bancaire.
- Seçebileceğimiz bir şey söylememiş.
- Je n'ai rien relevé.
- Kendisi iyi.
Je suis relevé, Monsieur?
Bir araç Olav'a araba çarpmadan birkaç dakika önce otoparktan çıkmış.
Selon le relevé du parking, la voiture est sortie avant qu'on écrase Olav.
Dairede Holck'un parmak izlerini de bulduk.
On a relevé ses empreintes, là-bas. Sa présence sur place ne fait plus de doute.
Onun mentollü göğsünden Anka kuşu gibi yükseldim ve Armanilere bürünerek, her bakımdan süper bir biçimde dünyaya uzun adımlarla ilerledim.
Je me suis relevé tel un phoenix, de sa poitrine mentholée et je suis entré dans ce monde couvert d'Armani et complètement génial.
Ama bırakmıyor, kalkıyor, daha istekli dövüşüyordum.
Mais je me suis relevé. Le combat a durci.
Parmak izlerini almışsınız.
Vous avez relevé les empreintes.
Plakanızı aldım.
J'ai relevé votre plaque.
Hey, bekle biraz. Niçin plakamı aldın?
Pourquoi avez-vous relevé ma plaque?
Niçin plakamı aldın?
Pourquoi avoir relevé ma plaque?
Sinyal işte bu yüzden alınmamış.
Voilà pourquoi personne n'a relevé le signal jusqu'à maintenant.
Kim tartar istedi?
Pour qui, le tartare bien relevé?
Ahbap, dün gece bize çarpan şeyin plakasını alabilen var mı?
Quelqu'un a relevé la plaque d'immatriculation du truc d'hier soir?
Aksini yaparsam görevimden alınır ve askeri mahkemeye sevk edilirim.
Si je faisais autrement, je serais relevé de mon commandement et amené devant un tribunal militaire.
Beni görevden almalısınız.
J'ai besoin d'être relevé de mes fonctions.
Capital One bana oğlunuzun yakın zamandaki kredi kartı verilerini faksladı.
On m'a faxé le relevé de sa carte de crédit.
Görevine son verildi.
Il a été relevé de ses fonctions.
Ayağa çok hızlı kalktım, ondan.
Je me suis juste relevé un peu trop vite.
Git ve kaldır onu!
Allez, releve-le!
Haydi, ayağa kalk.
Allez, releve-toi.
- Devam et, dostum!
- Releve la tete!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]