Replay tradutor Francês
31 parallel translation
Arka arkaya izlettiğin için sağ ol ama hâlâ kulağımdan yaban mersini çıkarıyorum.
Merci pour le replay instantané, mais je récupère encore des airelles dans mes oreilles, donc ça va.
Tekrarla!
Replay!
Jeriko One ve'Replay'adıyla bilinen James Polton olduğu belirlendi.
Le rapper Jeriko One et son musicien James Polton... dit Replay.
Ama çok güzeldi, Sue. Bir daha bak tekrarda. - Dostum, yapma...
C'était super, mate le replay.
Sence bu lanet oyuna neden tekrar oynatmayı koymuşlar?
- Sûrement pas. Pourquoi tu crois qu'ils ont mis un replay?
- Bütün golleri tekrar mı oynatacaksın?
- A chaque but, tu vas faire replay?
Kolay kullanım için tekrarla butonu, bir Zorg icadı. Atış yap, "Tekrarla" sonraki atışları aynı yere göndersin. Ve son olarak da Zorg'un en sevilen numaraları.
Le bouton Replay, une innovation Zorg : un coup, et Replay mitraille la même cible.
"We All Fall Down," "She Wants to Move," "Pon de Replay," ve "Hips Don't Lie."
"We All Fall Down", "She Wants to Move", "Pon de Replay" et "Hips Don t Lie".
Sonra, görüntülerin tekrarını izliyorum.
Plus tard, je vérifie le replay.
Abicim replay o, replay. Replay o.
C'est un ralenti ça!
Yarış Kampı Dünya Bölgesel Serisi tekrarı saat 3'te Yarış Tekrarı Kanalı'nda.
La rediffusion de la course régionale est retransmise sur la chaîne Replay Race à 15 h.
Bi tek o bize yardım edebilir.
Il faut qu'on trouve mon cousin, Replay.
Dostum cüzdanını düşürmüşsün..
Replay! Vous avez perdu votre portefeuille.
tekrar görüntüsü GP Austria 1981 kestirme yol aslında kullanmak için değil içine girip sağ sol yapıp oyun oynayacağın alanlardır,
REPLAY PRIX GRAND d'AUTRICHE 1981 Les échappées ne servent pas de passages, en cas d'urgence, vous devez vous arrêter, pour faire demi-tour et vous remettre en piste d'où vous êtes sorti.
TEKRAR
REPLAY
TEKRAR ama çok dolu.çok kalabalık.
REPLAY Lamy arrive à pleine vitesse.
Hatırlamak mı istiyorsunuz? "Rerun"?
Tu veux un "replay"?
Birinci ligdeki tekrar gösterime izin vermeyen hakemler gibi... gerçek problemlerle karşılaştırınca belki önemsizmiş gibi duruyor.
Je suppose que c'est pas beaucoup quand on regarde les vrais problèmes dans le monde, comme les arbitres de la Major League qui n'ont pas utilisé le Replay.
* Her zaman tekrar oynar, hiç görmedim yenildiğini şimdiye *
♪ Always has a replay and never tilts at all ♪
Hani maçta bir pozisyon olunca anında tekrarını gösteriyorlar ya?
tu sais qu'ils ont le replay instantané maintenant pour ces putains de home runs? ( court circuit en baseball ).
Alın size tekrar amına koyayım.
voici ton replay instantané.
Bir daha.
Et... replay!
Ayrıca lütfen internetten izlemeyi öğren artık.
Et s'il vous plait, apprenez à vous servir du replay.
Belki bir gece Project Runway izlemek yerine seks yaparız. Project Runway'i de TiVo'ya kaydederiz.
On fera l'amour et on regardera Projet Haute Couture en replay.
Zaten büyük ihtimalle TiVo bu yüzden icat edildi. İnsanlar seks yapabilsin diye.
Le replay a été inventé pour pouvoir faire l'amour.
Daha sonra tekrar yapmak için yeniden buluşsak?
Et si on se retrouvait plus tard pour un petit replay?
- Hadi, tekrarını görmelisiniz.
Allez, vous devez voir le replay.
Bunu kimseye söyleme, eğer tekrar oynata basıp bunları tekrar yapma şansım olsaydı, yapardım.
Ne dis à personne que j'ai dit ça, mais si je pouvais appuyer sur replay, Et tout refaire du début à la fin, je le referais.
Tekrar oynat.
Replay.
Kahretsin, tekrarlamadılar!
Non, pas de replay...