Reserves tradutor Francês
1,590 parallel translation
Doğa konusunda uzman bilirkişilerle... ve doğayı koruma dernekleri ile olan iletişimimiz... sürekli olarak devam ediyor.
Nous avons été continuellement en contact avec la Direction des Réserves naturelles, et d'autres associations de protection de l'environnement.
Artık daha fazla enjektörümüz var
- on aura des réserves.
Bence hepsi doğru değil.
J'émettrai quelques réserves sur ce point...
Su rezervinin neredeyse % 60'ı.
60 % des réserves d'eau potable.
Su rezervinin neredeyse % 60'ı.
Presque 60 % des réserves d'eau potable.
- Kalan su ne kadar gider?
Combien de temps dureront nos réserves?
Rezervlerimizin % 43'ü.
43 % des réserves.
Kekler müşteriler için.
Les muffins sont réservés aux clients.
Ketoasidoz, büyük hücreler enerji için kullanılır, ve sonra rebdomioliz oluşur, yani enerji için kas hücreleri yakılır.
Acidose de cétone, les réserves de graisses sont utilisées pour produire de l'énergie, et enfin rhabdomyolyse... quand le muscle se décompose pour s'alimenter.
Artan talepten, pek çok akaryakıt istasyonu yetersiz kalıp, yedek kaynak arıyorlar.
Suite à l'augmentation de la demande, beaucoup de pompes à essence voient leurs réserves insuffisantes.
Wiccanings büyülü aile üyeleri için sadece bulunmaktadır.
Ils sont réservés aux membres magiques de la famille.
Sen kimin için kazanıyorsun?
Tu te réserves pour qui, hein?
Bunu, çekincelerimde haklı olduğumun kanıtı olarak kabul ediyorum.
J'avais raison d'avoir des réserves sur cet individu.
Sabrım son hızla tükeniyor.
J'ai épuisé mes réserves de patience avec toi.
Onlara trellium ve fazladan yiyecek bırakacağız.
Nous leur laisserons du trellium ainsi que des réserves de nourriture
Ne kadar gerekiyorsa kullanın. Bizim yedeğimiz % 60'ın altında...
Nos réserves sont en dessous des 60 %...
Bu reaktörü yeniden çalıştırmak için antimadde yedeğimizin... üçte birini kullanmak zorunda kalacağız.
Pour redémarrer ce réacteur, nous aurons besoin du tiers de nos réserves d'anti matière. Pourquoi autant?
Reaktörlerini başlatmak antimadde yedeğimizin üçte birini yok edecek.
Relancer leur réacteur amputera nos réserves d'un tiers.
Antimadde kaynaklarımız tüketildikten sonra.
Nos réserves d'anti matière seront épuisées d'ici là.
Antimadde yedeklerimizi son anda kurtardık.
Nous venons de récupérer le reste de nos réserves d'anti matière.
- Sen depola.
- Va faire des réserves
Dergi sadece müşteriler için.
Les magazines sont réservés aux clients.
Ne, acil durumlar için gizli bölme filan yok mu?
Pas de réserves secrètes en cas d'urgence?
Diğerlerine, azaldığını ve paylaştırdığımızı söyleriz.
Disons que les réserves diminuent, pour rationner.
Kocanızın çalıştığı proje ile ilgili şüpheleri var mıydı? Bilmiyorum.
Votre mari avait-il des réserves sur le projet sur lequel il travaillait?
Proje ile ilgili kuşkuları vardı değil mi?
Il avait des réserves concernant le projet, non?
Hava akışını kesti havasızlıktan ölmeye bıraktı ve gitti.
Aussi, il a coupé ses réserves d'air, l'a laissée dans une pièce hermétique, et il est parti.
Bazense, dostlarınızın onun yanında o kadar da rahat olmasını istemezsiniz.
Parfois, on aimerait qu'ils soient un peu plus réservés.
L.A. Tasarruf, Wilshire şubesi müdürü.
Il dirige la branche de Wilshire de "L.A. Epargne Réserves".
İrlandalı bulduğu parayı harcamış olur. Hazinenin baş şüphelisi olacak.
Heureusement, pendant ce temps, l'Irlandais dépensera ses nouvelles réserves et deviendra le nouveau suspect n ° 1 du Trésor Public.
Merak ediyordum. Ekstra suyu nerede saklıyorsun?
Je me demandais... où est-ce que tu ranges tes réserves d'eau?
Ya da stoklanan plütonyumun kaybolmasına?
Ou les réserves d'armes au plutonium qui ont disparues?
Petrol önümüzdeki yirmi yıl içinde yavaş yavaş azalırken kömür yakmaya başlarsak sera gazı etkisi kesinlikle geçecektir.
En tout cas, l'effet de serre va empirer si on se met à brûler le charbon comme les réserves de pétrole vont diminuer dans les 20 prochaines années,
Ama dünyanın içme suyu kaynaklarının azaldığını an an görebilirsin.
Mais tu peux littéralement regarder les réserves mondiales d'eau potable s'égoutter, petit à petit.
Güvenlik açısından, 1 4 günden fazla park edecek arabalar L, M, veya N bölümlerine park etmeliler.
Pour raison de sécurité, les stationnements de moins de 14 jours sont réservés aux parkings L, M ou N.
- Güç depoları neredeyse tükendi.
- Nos réserves sont presque épuisées.
Elek gibi hava kaçırır.
Il perdra ses réserves d'air comme une passoire.
Benim söylediklerimi tamamen gözardı etme hakkını nereden buluyorsun?
Depuis quand te réserves-tu le droit d'ignorer mes ordres?
Çılgın At ve Oturan Boğa'yı bulamadıkları için, öfkelerini onlara ayrılmış arazilerde yaşayan Kızılderililerden çıkardılar.
Comme ils ne retrouvaient pas Crazy Horse et Sitting Bull, leur colére s'abattit sur ceux qui étaient déjà dans les réserves.
Yerlilere ayrılan arazilere gitmiş olan pek çoğu, av alanlarına dönmeye başladı.
Ceux qui étaient partis dans les réserves commencèrent à revenir sur leurs terrains de chasse.
Ancak bir daha özel stokumdan çalarsan bir de bakmışsın ki elim sabah içtiğin balkabağı suyuna kayıvermiş.
Cependant... si vous pillez encore mes réserves personnelles, ma main pourrait en renverser dans votre jus de citrouille.
Senin stokundan çalanın kim olduğunu artık biliyoruz, Severus.
On sait qui pillait vos réserves.
Zaman ilerledikçe, Manderlay'deki pamuk fideleri ile birlikte, yöre halkının açlığı da büyümekteydi. Ellerindeki eşek eti iyice azalmıştı ve kalan az miktarı da Claire'ye ayırmışlardı.
Peu à peu, les plants de coton disséminés grandirent au même rythme que la faim des habitants, les maigres restes de viande d'âne étant réservés à Claire.
Bataklığa inşaat yapamayacaksın. Çünkü bak Marty kanalizasyon sistemine ne kadar bok doluşursa hepsi birden adanın merkezi su sistemine karışacaklar.
La raison pour laquelle vous ne pouvez pas bâtir sur un marais, c'est que toute cette merde qui va passer dans vos égouts va polluer les réserves d'eau de l'île.
Holly, annen cumartesi akşamları sinemaya gittiğinizi söyledi.
Holly, ta mère dit que les samedis soirs sont réservés au cinéma?
Rezerve yetişememiz halinde, bu görüşüldü. Onunla konuştun. Görüşmelerde kurallar var.
Si on n'atteint pas les réserves, vous parlez avec lui et prenez en charge la négociation.
Bak, Fildişi sahillerinde miktarını OPEC'in... bile bilmediği kadar gaz rezervi var.
Il y a des réserves de gaz au large de la Côte d'Ivoire.
Eğer doğru hatırlıyorsam, 1000 kılıcı da olacaktı. Etrafında iyi huylu komşuları ve buz tutmayan nehirleri vardı.
Il avait aussi mille hommes, de bonnes réserves de nourriture, et pas de rivières glacées.
Zaten o zamana kadar malzemeler muhtemelen bitmiş olur.
Ce qui correspond tout juste à la durée de nos réserves.
Anlıyorum, ama tedariğimiz şu anda birazcık düşük.
Je comprends, mais nos réserves baissent un peu.
Şimdi de sen acele etme.
Je fais des réserves sur l'amie de Tom. Toi, pas de hâte.