Retard tradutor Francês
23,263 parallel translation
Şimdi yola çıksan bile, işe 20 dakika gecikmiş olacaksın.
En partant maintenant, tu aurais au moins 20 min de retard au boulot.
- Kusura bakmayın, geciktim.
Désolé pour le retard.
Böyle beklettiğim için çok üzgünüm. Ama her müvekkilime bu denli özen gösterdiğim için, işler bazen aksayabiliyor.
Désolé pour l'attente, mais le client a toute mon attention, et parfois, ça entraîne un retard.
Çaya geç kalmak istemem.
Je ne voudrais pas être en retard pour le thé.
Geç kalacağımızı Jamie'ye söylesin diye Fergus'ı önden yolladım.
J'ai envoyé Fergus prévenir Jamie de notre retard.
Efendim arabada bir sorun var.
Monsieur, il y a un problème avec la calèche. Il y aura du retard.
Geciktiğim için sizlere en derin özürlerimi sunuyorum.
Toutes mes excuses pour mon retard.
Üzgünüm, geç mi kaldım?
Hey, je suis désolée, je suis en retard?
Son sefer de gecikmişti onlar, değil mi?
On était en retard le trimestre dernier.
Gece 11 : 00 gibi evde olurum ama geç kalırsam haber veririm.
Je devrais être rentrée pour 11 h, Mais je t'envoie un message si on part en retard
Noel mağazasındaki vardiyada sırada beklerken kaybettim.
Je suis arrivée en retard au magasin, car j'ai fait la queue.
Peki, zaten geç kaldığım maaşlı işimden sonra bu işi yaparım.
Je vais à mon travail rémunéré, pour lequel je suis déjà en retard.
Geç kalmıştım çünkü, Bayan White'a yardım etmiştim.
J'étais en retard, j'ai aidé Mlle White.
Terry, geç kaldım biliyorum, fakat arkadaşımın çok acil diş problemi vardı.
Désolée du retard, mais mon amie a eu une urgence dentaire.
Akşamdan kalma hazırlık okulu çocukları, uyuyakalmış balıkçı John Mayer'ın teknesinden ayrıIan kızlar.
Les étudiants à la gueule de bois, les poissonniers en retard, les nanas sortant de chez John Mayer.
İşe geç kaldın, herhalde?
On est en retard?
Hem geç kaldın, hem de yanlış odaya girdin.
Retard, mauvaise chambre...
Buraya birazcık geç gelmiş olabilirim ama vazgeçen sensin.
Dites donc! J'étais un peu en retard, mais là, c'est vous qui reculez.
Üzgünüm geciktim.
Pardon pour le retard.
- Geç kalsan da, kalmasan da benim için her zaman güzelsin. - Teşekkürler.
Ponctuelle ou en retard, tu es toujours aussi belle.
Gecikme için özür dilemiştim.
Je me suis excusé pour le retard.
Sorun değil ama programın gerisindeyiz.
Ça va, mais on a pris du retard.
Katie, okula geç kalacaksın!
Katie, tu vas être en retard à l'école!
- Geç kaldım.
- Je suis en retard.
Thane'ler zaten geç kaldı.
Les Thanes sont déjà en retard.
Affedersin geciktim.
En retard, désolée.
Ofisten çıktığımda yemek randevuma geç kalmıştım.
Vraiment, je... J'étais en retard pour mon souper et...
Kusura bakma, geciktim.
- Salut. Désolé d'être en retard.
Çok üzgünüm, geciktik. Annen kamerayı unuttu.
Je suis désolée, nous sommes en retard.
Üç saat gecikten sonra bir de izin istemen bayağı aşırıya kaçıyor sanki.
Tu me demandes ta journée après être arrivée en retard?
- Geç kalma.
- Ne soyez pas en retard.
Sana gelince, patates, geç kaldın.
Quand à toi, patate, tu es en retard.
Oh hayır... Geç olmamalıdır.
Oh non... faut pas que je sois en retard.
O değil beni bekliyor, geç gün var.
Elle m'attend pas, j'ai des jours de retard.
Geçen yüzyıldakileri bitirmedim ki.
Je rattrape encore le retard sur celui d'avant.
Geciktin.
Vous êtes en retard.
Abby, derse geç kaldım. Seni sonra arayabilir miyim?
Je suis en retard, je peux te rappeler?
Geç kalıyoruz.
On va être en retard.
- Hiç bu kadar gecikmezdi.
- Il a jamais autant de retard.
Üzgünüm geciktim.
Pardon du retard.
Gecikeceğiz.
On va être en retard.
- Selam. - Üzgünüm geciktim.
Je suis désolé, je suis en retard.
Böldüğüm için kusura bakmayın ama programın gerisindeyiz, ve hazırız.
Je suis désolée de vous interrompre, mais on prend du retard, et on est près.
Geç kalacağız.
On va être en retard.
Hale her departmanı inceliyor ve sizinki tanılarda epey geride kalıyor.
Hale inspecte tous les services. Le tien a accumulé du retard.
Her zaman dakikti, hiç geç kalmadı.
Il est toujours ponctuel, jamais en retard.
30 metrede baktım ve biraz gerideydim sonra 50. metrede herkesle aynı çizgideydim.
A 30 mètres, j'étais un peu en retard. Puis à 50m, j'étais avec les autres.
Geç kaldın.
Tu es en retard.
Peki...
On était en retard pour une soirée...
Geç kaldın.
Vous êtes en retard.
Rezervin % 15'ine ulaştık.
On a rattrapé 15 % du retard.