Rift tradutor Francês
35 parallel translation
Sileryan Çatlağını araştırmak istiyor.
Il veut explorer le rift sylléren.
Doğu Afrika'daki Rift Vadisi, dünyanın en büyük göllerinden üçüne sahiptir.
Le grand rift est-africain comprend trois des plus gros lacs au monde :
yarığa kadar yarışalım mı race you to the rift.
Le premier arrivé à la faille.
Düşündüğüm şey, Lillian'ı almaya gelen Patriot askeri için, tam burada, bugün bir "yarık" açılacak.
Voilà ce que je sais : il y a un rift ouvert aujourd'hui, juste là. Grâce au soldat venu chercher Lilian.
geçidi yoketmiş... Ve Mongo ya asla dönmeye niyeti yok.
- Il a détruit le rift blaster... et il n'a aucune intention de retourner sur Mongo.
Çatlağın tamamen çökmesi An meselesi,
C'est juste une question de temps avant que le rift disparaisse.
gene geçit alarmı.
Encore un rift qui s'ouvre.
Merhaba? başka bir geçit bulduk.
- Nous avons un autre rift
Rift ( yarık ) çöktü
La faille s'est effondrée.
rift blaster'ımız da yok..
On n'a pas de détonateur.
Bende rift blaster var..
J'ai le détecteur de failles.
Tanzanya'nın kuzeyindeki Natron Gölü Doğu Afrika Büyük Rift Vadisi'nin tam ortasında uzanır.
Le lac Natron, au nord de la Tanzanie, se trouve exactement au milieu de la vallée du Grand Rift en Afrique de l'Est.
Rift Vadisi boyunca bir düzine gölden vazgeçerek geldiler. Binlerce olmasa da, yüzlercesi kilometrelerce mesafeden uçup geldi.
Ils quittent alors la douzaine de lacs qui s'égrènent le long de la vallée du Grand Rift, et parcourent des centaines voire des milliers de km.
Rift'in derin kanyonların yardığı bir kaya duvarı gibi dik kayalıkları gölün yüzeyinden metrelerce yukarı yükseliyor.
L'escarpement du Rift s'élève à environ 500 m du lac, mur rocheux entrecoupé de profonds canyons.
Artık bir yavru değil. Kanatlarının tüm Rift Vadisi'ni kendisine verdiği genç bir kuş oldu.
Elle n'est plus un poussin, mais un jeune oiseau dont les ailes lui livrent l'entière vallée du Rift.
Flamingoların Rift Vadisi'nin pek çok gölleri arasındaki sonu gelmez yolculukları göçten ziyade göçebe maksatlıdır.
Les incessants voyages des flamands entre les différents lacs de la vallée du Rift relèvent du nomadisme plus que de la migration.
Teyze, Amca ve Yeğen gibi birçok gezgin yarıktan içeri geldi.
Beaucoup de voyageurs sont venus à travers le rift, come tante, oncle et neveux.
Ev yarık enerjisiyle besleniyor, Tardisler de onunla dolup taşıyor.
La maison se nourrit de l'énergie du rift et regorgent de TARDIS.
Hayır, hadi! Her yerde yarık enerjisi var, yapabilirsin.
Il y a de l'énergie des rift partout, vous pouvez le faire.
Çöküntüye doğru gidiyorlar.
Elles traversent le rift.
Doktor Rift mi?
Dr Os?
TDB.
RIFT.
Sanırım RIFT de birkaç yıl sonra başladı. Şimdi, e-mailler...
RIFT arrive deux ans plus tard et maintenant, les mails...
RIFT, Martin'in bir videosunu nete yükledi.
RIFT a posté une vidéo de Martin sur Internet.
RIFT ile birlikte aktif ordu personelleri de var.
Il y a des militaires avec les gens de RIFT.
Rift yedi.
Il prend le Rift.
Hiç kimseye Oculus çatlağı hakkında hiçbir şey söyleme.
Tu ne peux croire personne dans cette réalité. Ne dis rien à personne à propos de l'Oculus Rift.
Oculus müşteri hizmetlerine ulaşmaya çalışıyoruz.
Euh on cherche à avoir le service clients Occulus Rift
Oculus müşteri hizmetleri, ben Steve.
service clients Occulus Rift. Ici Steeve!
Sizden Oculus sanal gerçeklik cihazı alıp almadığımı söyleyebilir misiniz?
Pouvez-vous me dire si j'ai acheté un casque oculus rift ici?
Butter, Oculus sanal gerçeklik cihazı müşteri hizmetlerini ne zaman aradın?
Butters, quand as-tu appelé le service client de l'oculus rift?
Birlikte, Oculus cihazıyla oynarken.
Quand on jouait avec l'occulus rift.
Evet, bu bir Oculus Rift değil sonuçta.
Oui, c'est pas un fichu Oculus Rift.
uh, yırtıkta bir şey var.
Il y avait quelque chose dans le rift.
Onun Rift Blaster'ı var.
Il a un détonateur.