Rocher tradutor Francês
1,571 parallel translation
Fıstık ezmesi.
Rocher au beurre de cacahuètes!
Hey, Bay Fıstık Ezmesi.
M. Rocher-cacahuètes!
- Hey, Fıstık Ezmesi!
- Rocher-cacahuètes!
Fındık Ezmesi!
Rocher-cacahuètes!
Spam ve Reese's. Tamam.
Porc en boîte et Rocher cacahuètes.
Bu Zeus'u çok kızdırmış ve Prometheus'u "mumyalar" vadisindeki bir kayaya bağlamış.
Zeus en était si furieux qu'il enchaîna Prométhée à un rocher dans le Grand Caucase et chaque jour, un aigle venait dévorer le foie du pauvre homme.
Hiç kimse oturamaz bu kayanın oturduğu gibi
Personne n'est ancré Comme ce rocher Tu es un roc, rocher
Sen kaya, kaya, Oturur sadece kaya
Le rocher est ancré, il existe
Ben bu kayayı kurtardım.
J'ai sauvé ce rocher.
Dawn. - Şiirlerini seviyor.
- Elle adore "Le Rocher".
Seninle kayanın orda daha sonra buluşacağız.
A plus tard, près du rocher!
Sanki bir kayaymışım yada bir saksı toprakmışım gibi.
Je suis un rocher ou de la moisissure.
- Bir sandığın içinde, çıplak dergi kolleksiyonunu buldum.
J'ai trouvé ta pile de revues porno dans une boîte sous un rocher.
Bir kayayla kavga eden Hannibal'ın öyküsünü hatırlıyorum.
Je me souviens d'une histoire sur Hannibal et un rocher.
Alplerde Hannibal'ın ordusu bir kaya... tarafından tıkanmış bir yola gelmiş.
Dans les Alpes, l'armée d'Hannibal arriva à un col bloqué par un rocher énorme. Pas moyen de le contourner.
Kayanın karşısına ateş yakmalarını emretmiş.
Il ordonna d'allumer des feux contre le rocher.
Ateş söndüğünde sıcak kayanın... kayanın üzerine sirke dökmelerini emretmiş.
Mais une fois les feux éteints, il ordonna que du vinaigre soit versé sur le rocher brûlant.
kayanın gücünü kendisine karşı... kullanmazsan onu... yenemezsin.
On ne peut pas battre le rocher, mais on peut utiliser la force du rocher contre lui-même.
Tepeye Dinlenme Kayası'na.
- Jusqu'au Rocher du Repos?
"Bana Dinlenme Kayası'nın üstündeki çizimi gösterdi."
" Il a montré le dessin, sur le rocher.
Taş benim gücüm, Tanrı'ya sığınırım.
" Le rocher de ma force, mon refuge est en Dieu.
Tanrı benim kurtuluşum, zaferim.
"Sur Dieu reposent mon salut et ma gloire. " Le rocher de ma force... "
- bu benim favori kayam
C'est mon rocher favori.
Büyük bir kayanın üzerinde seviştik.
On a fait l'amour sur... ce gros rocher.
O kayada seviştiğim kadın... annendi.
La femme avec laquelle j'ai fait l'amour sur ce rocher, c'était ta mère
Bu, büyükbaba Turner'ın kayası mı?
C'est le rocher de Grand-père Turner?
Öylece duruyor. Bir tarafında bir kaya, diğer tarafında ise başka bir kaya var. Bu daha sert ve daha büyük.
Il était là... coincé entre un rocher et un autre rocher qui était encore plus gros.
Başlangıçta, sadece elimi kayanın üzerine koymuştum.
En premier, j'ai juste posé ma main sur le rocher.
"... taşlardan! Taşlardandır!
" du rocher!
Sadece bunun için seçilmiş olan... o kılıcı çıkarabilir.
Seul un brave peut arracher l'épée au rocher. - Essayez.
Gören de bu insanların daha önce hiç kıyamet yaşamadıklarını sanır. Sen ne yapıyorsun?
Mais peux-tu l'extraire de son rocher avant que je vienne...
Ya da, alternatif olarak, yapmamaya ne dersin?
Tu l'as arrachée à son rocher.
Hiçbir şey olmayan bu kayaya bir isim vermeliyiz bence.
Je pense qu'on devrait donner un nom à ce petit rocher paumé.
- Boulder.
- Rocher.
Boulder.
Rocher.
Şu kayalardan yuvarlanan Garret denen adam...
Cet homme, Garrett, qui est tombé d'un rocher
Oradaki bir taşın altında, kaybettiğimi sandığım... başka bir pantolonumu buldum.
Et sous un rocher, j'ai retrouvé un de mes pantalons que je croyais perdu.
Bu- - bu tablo için, 8 saatimi bikini ile bir kayanın üzerinde harcadım.
Ca, j'ai passé huit heures en bikini sur un rocher pour cette peinture.
Siyah kayadan dönüyorduk.
Nous revenions du rocher noir.
Siyah kaya nedir?
Où est le rocher noir?
Hey doktor, şu kolu bir kayanın altında kalan dağcıyla ilgili makaleyi okudun mu?
Eh Doc, avez-vous lu cet article sur ce grimpeur qui s'est coincé son épaule sous un rocher?
Tabi, arkadaşın Fez gibi bitter çikolata değilsin.
Tu n'es pas un Ferrero Rocher comme ton ami Fez.
Sen benim değerli taşımsın, Homie.
Tu es mon rocher, Homer.
Ve hayatının geri kalanı için bu değerli taş arkandan sürüklenecek.
Je te promets que ce rocher te ralentira toute ta vie.
Köprünün önünde Kanat Kayası dediğimiz geniş bir kaya var.
Devant le pont, il y a un gros rocher appelé le roc de l'aile. Le roc de l'aile?
Buraya getir! Buraya!
Un gros rocher, juste ici!
Hey, Benjaminleri alırız, ipi kullanarak kayayı tırmanırız.
On prend les Benjamins et on utilise la corde pour grimper sur le rocher.
Kaya kendi kendini yener.
Le rocher finit par se briser.
" Bugün Dinlenme Kayasında...
" Aujourd'hui, au Rocher du Repos, Noah Percy a donné à lvy Walker
C-Mercanın kayalıklarla olan ilişkisine.
C ) Le corail est au rocher.
En uzaktaki kaya parçasına kadar tamam.
J'ai le panneau. J'ai le rocher le plus éloigné.