Rss tradutor Francês
36 parallel translation
Hayatta fazla hırsın yoksa, hırssız olursun Dusty.
ln-fâme, c'est quand on est vraiment très fameux.
Hırssız demek.
L'in-fâme?
Hırssız!
L'in-fâme?
Merhaba, RSS Tesla.
hé ho, vaisseau "RSS Tesla".
RSS Tesla... Terracor istasyonu 44'e hoşgeldiniz.
bienvenue a la base 44 de Terracor vaisseau "RSS Tesla".
RSS Tesla, sicil numarası...
"RSS Tesla", enregistrement... merde.
Siz, RSS Tesla'nın mürettabatı mısınız?
vous etes l'équipe du "RSS Tesla"?
Derler ki... sadece şanslı ya da hırssız insanlar hazır olduklarında göçenlerdir.
On dit... que c'est une chance pour un homme qui n'a pas d'ambition de partir quand il est prêt.
Buzzwire internetteki en büyük haber kaynağı oldu.
Buzzwire a le plus gros flux RSS sur le net.
Ben Wheeler gibi boş, amaçsız, hırssız bir işte mutlu olamıyorum.
Contrairement à Wheeler, je n'aime pas avoir un emploi minable et n'avoir ni but ni ambition.
RSS, VHP.
Le RSS, le VHP.
Ben de kendi kendime "Vay be Owen bu kadar hırssız olduğunu biliyor mu?" demiştim.
Et je me souviens avoir pensé, Owen sais que tu as, zéro ambition?
Emniyet kemerinin bağlandığı yere bağlayacaksınız, evet oraya.
RSS que des courroies yep, droit par ces détenteurs de ceintures - Je vous remercie beaucoup.
Hatlar üzerinden bana binadaki kapalı devreyi irtibatlar mısın?
Pouvez mettre à jour via RSS les cameras de videosurveillance de l'immeuble? OK.
Bir şey olunca Nicholas'ın telefonuna bildirim geliyor. Bir yorum gelir gelmez uyarı alıyor.
Nicholas a un feed RSS sur son portable qui l'alerte en cas de message.
Obje hırssızlığına ek olarak çocuk kaçırmada var. Eğer hesaplarım doğruysa cinayet.
Ce qui, en plus du vol d'artefacts, inclut enlèvement et, si j'ai juste, meurtre.
SBK yeniden görevlendirildi.
- La RSS change d'objectif. - Colonel?
Michael, aynı anda, hem değersiz hem de hırssız olamazsın. Bu onun yedinci yaşgünü.
Michael, tu ne peux pas être à la fois bon à rien et sans ambition.
Bu İBS'imden türemiş bir şey, İsyan Bastırıcı Sistemim.
Il s'agit d'une émanation de mon flux RSS, mon système de répression anti-émeute.
Bizim çeteninkine benzeyen kırmızı tulum giyen herkese RSS çıkartmıştım ya.
J'ai eut un RSS pour quelqu'un en combinaison rouge comme notre gang.
RSS'i izliyorum.
Je place sous suivi les RSS.
Hepsi burada hazır, tarayıcılar, mobil şebeke, SMS, şehir, özel video beslemeleri, her şey!
J'ai tout ici, scanners, mobiles, texto, vidéo privée, RSS, tout!
Pi'yi hırssız bir hippi olarak görüyordu. Ama şimdi yeni dönem bir haçlı askerine dönüştü.
Qu'elle verrait Pi comme le hippie sans ambition qu'il est, et maintenant il s'est changé en une sorte de militant new age.
RSS yayınlarından geliyor.
Ça passe par le flux RSS.
RSS'in ne olduğunu açıklamaya başladı.
Et il m'explique ce qu'est RSS, genre...
RSS üzerinde çalışan kişilerin yazıştığı bir mail listesi vardı, hatta genel olarak XML üzerine.
Il y a cette liste de diffusion pour les gens qui travaillent sur RSS, et XML d'une manière plus générale.
Yaptığı şey, modern bir hypertext sürümünün tesisatını döşemeye yardımcı olmaktı.
Il a fait partie du comité qui a esquissé RSS. Ce qu'il faisait été d'aider à construire la "plomberie" de l'hypertexte moderne.
Ve O'nun üzerinde çalıştığı parça, diğer web sayfalarında olan bitenin özetini çıkaran aletti.
La partie sur laquelle il travaillait, RSS, était un outil que vous pouvez utiliser pour obtenir des résumés de choses qui se passent sur d'autres pages web.
Okumak istediğiniz 10,20 kişinin RSS feedlerini alır, ve o esnada neler döndüğünün özetini tek bir liste halinde görürsünüz.
Vous pourriez avoir 10 ou 20 blogs que vous voulez lire. Vous utilisez leurs flux RSS, ces résumés de ce qui se passe sur ces autres pages pour créer une liste unifiée de ce qui se passe ailleurs.
Burası S.H.I.E.L.D. bile kurulmadan önce bir "SBK" tesisiydi.
C'était le bâtiment du RSS avant même la création du SHIELD.
"SBK" nın anlamı ise -... "Stratejik Bilimsel Kaynaklar" demek.
"RSS" veut dire... Réserve Scientifique et Stratégique.
O hırssız biri değil zaten.
Il n'est pas sans ambition.
"RSS denilen bir şey" dedi.
- C'est un truc appelé RSS.
RSS'in taslağını hazırlayan komitedeydi. Ne kadar sıradışı bir durum. " oldu.
C'est extraordinaire! "