Ryker tradutor Francês
77 parallel translation
Ryker oğlanlarının bu sefer işi ne acaba?
Quel sale coup prépare Ryker?
- Ryker mı? - Öyle dedim.
Oui, Ryker.
Bir Ryker'ı, Jersey ineğinden bile ayıramazdım.
Je ne connais pas ce gars-là.
Bilmek istersin belki, oradaki Ryker'ın çiftliği.
Ryker possède les terres qui s'étendent jusque là-bas.
Biri vardı ama Rykerler onu korkuttu, o da kaçtı ve beni...
J'en ai eu un mais les frères Ryker l'ont démoli.
- Kime ateş ediyorsun?
- Sur quoi tires-tu? - La bande de Ryker...
Ryker'lar bastı.
Les frères Ryker ont poussé leur bétail dedans.
Ryker savaş eğlencesine hepimizi kattı.
Nous avons tous eu la visite de Ryker.
Korkak olmayalım Ryker'ın istediği de bu.
Ne tremblons pas, nous ferions son jeu.
Shane, Ryker'ın adamı Chris'le olanı anlatabilir.
Il racontera peut-être son histoire avec Chris Calloway.
Ryker'ın yaptıklarını kadınların görmesi uygun değil.
Ça ne va pas être beau à voir!
- Buradan gidin. - Ryker hasarı ödemiyor.
Ryker ne paiera pas tout.
Birşey kesin, Ryker daha iyi düşünecek.
En tout cas, Ryker y regardera à deux fois.
- Daha fazla Ryker'dan söz etme.
Ne parle plus de Ryker ce soir!
Ryker nerede?
Où est Ryker?
Ryker'dan bıktım.
J'en ai soupé de Ryker.
Sana Ryker, Ernie Wright'ı toprağından kaçırmana.
A votre santé, Ryker, pour avoir chassé Wright.
Sana birşey söyleyeyim, Ryker.
S'il est parti, c'est qu'il était lâche.
- Sadece Ryker ve Grafton orada.
On ne risque rien... Il n'y a que Ryker et Grafton.
Bir adam daha vardı, büyük olasılıkla Ryker'ın kiraladığı.
J'ai vu un autre type, engagé par Ryker.
- Bir silahşör burada ne arıyor? - Ryker'la pow-wow mu?
Qu'est-ce qu'il manigance avec Ryker?
- Joey pek büyük değil Ryker.
Joey est un peu jeune.
Ryker yaptı!
Ryker a fait le coup...
Ryker da kim oluyor ve bizi evimizden kovuyor?
De quel droit un Ryker nous chasserait-il?
Tanrı bu ülkeyi Ryker gibi adamlar için yaratmadı.
Dieu n'a pas créé ce pays pour Ryker seul.
- Hakkı yok.
- Ryker n'avait pas le droit.
- Benimkini de ateşe verebilir.
Comment empêcher Ryker de m'incendier?
Ryker'la hesaplaşacağım.
Je m'en charge, et s'il le faut...
Ama Ryker'ı öldürmek için şehre gidemezsin.
Mais tu ne peux pas faire ça! Aller tuer Ryker...
- Ryker'dan barış elçisi.
Ryker nous envoie.
- Ryker'ın işini bırakıyorum.
- Je quitte Ryker.
Hayatım sen benim hayatım boyunca tanıdığım en dürüst kadınsın. Sana her zaman güvenebileceğimi bilmeseydim yapacağımı, yapamazdım.
Tu es la plus fidèle des femmes, et c'est parce que j'ai confiance que je peux affronter Ryker.
Belki Ryker'a denksindir ama, Wilson'a denk olmadığın kesin.
Ryker est peut-être à ta main, pas Wilson.
Teklifini kabul etmeye geldim, Ryker.
Je viens pour ton offre, Ryker.
- İşin benimle, Ryker.
Je suis dans le coup.
- Teklifin ne, Ryker?
- Qu'offres-tu?
Bay Ryker!
M. Ryker!
- Ryker'i çağırdın mı? - Evet.
- As-tu appelé Ryker?
Geçen akşam neden sahada topu yakalayıp sayı yapmadın?
Pourquoi t'as pas attrapé la balle de Ryker?
Ryker's Valley her konuda... mükemmel bir örnektir.
Son passeport pour l'Enfer. Elle n'avait que seize ans.
Coney Adası'na. Ryker Adası'na. Devil Adası'na.
Sur une île, n'importe laquelle...
Bridgewater, Spofford, Ryker's...
Oui. Bridgewater, Spofford, Ryker's...
Bazıları Bay Ryker'la görüşmek istediler.
On a demandé une réunion avec M. Ryker.
- Ryker bizi nereye kadar itecek?
Jusqu'où va aller ce Ryker?
- Ryker'ın adamları onu korkuttu.
Ryker l'a tout de même eu!
Yeni adam onu vurdu, Ryker için çalışan yeni adam.
Torrey est mort.
Ryker'ın adamları etraftaydı.
Ryker et ses hommes étaient tout autour.
- Sadece Ryker, adamları ve ben.
Les hommes de Ryker et moi.
- Ryker'la kim dövüşecek?
Qui affrontera Ryker?
Ryker dışarıda.
Ryker est dehors.
Ryker!
Ryker!